Hayatin parçaları vardır. Her parcada bizden kişiler vardır ve her parca önümüzden bölümler içerir. Aykut kardeşimiz de böyle bir parçayı almış tabiri caizse kitap gibi önümüze koymuş. Tam olarak yaşandığına inanmaya başlamıştım ki bir kaç diyalogdan sonra kurgu olduğuna karar verdim.
Kitaptaki isimler de rast gele seçilmemiş bence. Her isim kelime anlamını temsil ederek kisilestirilmis. Spoiler olmasın diye isimleri söylemiyorum.
Bir bölümde Aykut kardeşimiz kendi görüşü acısından Türk edebiyatını sol görüşlü yazarlara indirgemiş gibi hissettim. Orada adı zikredilen yazarları elbette okuyor ve seviyorum lakin sanki orada anilmasi gereken bir kaç ismi bilerek es geçilmiş gibi hissettim.
Bir de olaylara hep entellektüel açıdan bakıldığı için gerçek hayatla düşünceler arasına sıkışmış kısır noktalar var. Zamanla aşıp daha iyi eserler verecektir.
Basit kurgu, az karakter, sade anlatım ve okuması kolay, sayfa sayısı az bir kaç saatte okunacak bir kitap. Değindiği noktalar içimizde hep kanayan yaralarımız. Yarayı anlatması güzel de çözüm önerisi olmaması kötü. Bu yazarın değil ülkemizin eksiği.
Sonuç olarak yaşayan ölür, hak eden mutlu olur, hırsına yenilen kaybeder, hayatındaki kişilerin kıymetini bilmeyen ona muhtaç olur. En önemlisi de şu ki umutlar hapisten çıkmalı. Duygular umutsuz kalmamalı kanaatindeyim.
Iyi okumalar diliyorum herkese.