Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

170 syf.
·
Puan vermedi
"Başlıca amacımız bir sorular süreci başlatmak olmuştur."
Merhabalar; Bir takım sıkıntılar sebebiyle son zamanlarda yoğun bir şekilde okumalarıma devam edemiyorum. Çok uzun süredir kitap incelemesi yazmadım. Aslında yazma taraftarı da değildim. Ama kitaplığımın güzide parçasının sitede okuma oranlarının bir hayli az olduğunu görünce yazmak, 1000k'nın değerli okurlarının aklının bir köşesinde bu kitabın yer etmesini istedim. ''Başlıca amacımız bir sorular süreci başlatmak olmuştur.'' (Sf.5) Yazar BERGER ve kitabın hazırlanmasında katkısı olan Sven BLOMBERG, Chris FOX, Michail DİBB, Richard HOLLİS kitabın önsözünde bu cümleyle sesleniyorlar okura. Kitap yedi denemeden oluşuyor. Birinci denemenin ilk cümlesi şu şekilde ''Görme konuşmadan önce gelmiştir. Çocuk konuşmaya başlamadan önce bakıp tanımayı öğrenir.'' (Sf.7) İnsan deneyimlemeden, görmeden konuşmaya elverişli değildir. Biyolojik yapısı farklı olmayan iki bebek, iki eşit insan büyüme sürecinde ailelerinin kültürlerine şahitlik ederler. Görürler , algıları açıktır. Bu bebekler büyür ve biri Türkçe konuşabilirken, diğeri Japonca konuşuyordur. Çünkü ikisi farklı şeyler görmüş, farklı şeyler deneyimlemişlerdir. Kitabın kapağında da yer alan Ressam MAGRİTTE'ye ait resimde bir at, bir saat, bir sürahi ve bir valiz çizimi vardır. Peki gerçekten benim yazdığım bu cümle doğru mu? Bize atın at değil kapı olduğu öğretilseydi at kelimesi hiç var olmasaydı MAGRİTTE'nin at çizimi altında bulunan ''The door'' yazısını yadırgar mıydık? Bence hayır. İşte bu resim ''Düşündüklerimiz ya da inandıklarımız nesneleri görüşümüzü etkiler.'' (Sf.8) görüşünü desteklememe sebep oldu. Yazarımızın da belirttiği gibi bu bölümde savunulan fikirlerin çoğu Walter BENJAMİN'den alınmıştır. W. BENJAMİN'İN denemesini de okumak isteyenler için deneme başlığı: Mekanik Yeniden Yaratma Çağında Sanat Yapıtı (Bu denemeye ulaşabileceğiniz kitaplar: Illuminations, BRECHT'i anlamak). İkinci, dördüncü ve altıncı bölümler; algılarınızı, nasıl gördüğünüzü, görme biçiminizi test edebileceğiniz fotoğraf ve çizimlerden oluşuyor. Üçüncü bölümde ise dişi ve eril bireylerin görme biçimleri üzerinde durulmuş. Toplumun kadını ve erkeği nasıl gördüğünden bahsedilmiş. İki farklı cinsin olayları, kendilerini, karşı cinsi görüşlerindeki farklılığa örneklerle dikkat çekmek istenilmiş. Ağırlıklı olarak örnekler toplumun sanat anlayışı, zihniyet unsurları üzerinden verilmiş. Orta çağ Avrupa'sında doğduğu andan itibaren kirli görülen kadın ikinci sınıf insan muamelesine maruz kalmış. Erkeğin zevklerini tatmin etmek zorunda olan bir eşya gibi görülmüştür (''Çıplak kadın resmi yapılıyordu çünkü çıplak kadına bakmaktan zevk duyuluyordu'' Sf.51) Bu sapkın bakış açısı dönemin sanat eserlerine yansımıştır. (''Çıplak olmak insanın kendisi olmasıdır. Nü olmaksa başkalarına çıplak görünmektir. .insanın kendisi olarak algılanmamasıdır.'' Sf. 54) Şehvetine yenik düşen erkekler kadınları resmettirip dört köşeli çerçevelere hapsetmişler. (''Çıplak vücudun nü olabilmesi için nesne olarak görülmesi gerekir. Vücudun nesne olarak görülmesi, nesne olarak kullanılmasına yol açar.''Sf. 54) Kadın eşya, kadın aciz, kadın erkek içindir, ikinci sınıftır anlayışı döneme hakim olmuş. Gelelim son bölüme, bu bölümde reklamların algılarımızı nasıl yönettiği üzerine bir inceleme niteliğinde (''Çoğu zaman geçmişten her zaman da gelecekten söz edilir.'' Sf.130). Alıntılarla BERGER'in düşüncelerini sizlere de ulaştırmak istiyorum. ''Reklamlarla her birimize bir nesne daha satın alarak kendimizi ya da yaşamlarımızı değiştirmemiz önerilir. Aldığınız bu yeni nesne der reklam, sizi bir bakıma daha zenginleştirecektir. Aslında o nesneyi almak için para harcayarak biraz daha yoksullaşacak olsanız bile'' (Sf. 131) ''Reklamın dayandığı temel huzursuzluk şu korkudan doğar: Hiçbir şeyin yoksa sen de bir hiç olursun.'' (Sf. 143) Algı yönetimi reklamlar üzerinden yapılıyor, görüyoruz ve bize vaad edilen huzuru elde edebilmek için aldatılmamıza izin veriyoruz. Bizim görmemizi istediklerini gösteriyorlar. Görme biçimimizi etkiliyor, istedikleri şekle sokuyorlar. Ses çıkarmıyoruz, belki görmek istediğimiz bu olduğu için. Peki biz nasıl görüyoruz, ben, sen, toplum nasıl görüyor? Hayatımızda kadının yeri nedir, eşyanın yeri nedir, paranın yeri nedir? Atı at olarak öğrendik at gerçekten at mı ? MAGRITTE'yi hala yadırgıyor muyuz?
Görme Biçimleri
Görme BiçimleriJohn Berger · Metis Yayıncılık · 20205,7bin okunma
··
134 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.