Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

111 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Kitapla ilgili yoruma geçmeden önce kitabı aylar önce bana hediye etme nezaketini gösteren Ferah’a teşekkür ederim. Eskiden burda sıkça gördüğümüz değerli bir okurdu. Çok güzel işler yaptı burda. Ama yordular onu biraz. Sanırım kırgın ya da küs. Artık buralarda değil maalesef. Bazı insanlar yemek yerken bile en güzel lokmasını sona bırakır ya Tezer Özlü de benim en güzel lokmam o yüzden onu biraz beklettim. Tezer Özlü’yü çok sevdiğim halde kitaplarına inceleme yazmak istemiyorum genelde. Onu tam anlatamamak ya da doğru anlatamamaktan korkuyorum esasen. Onu anladığımdan anlamdan da öte hissettiğimden şüphem yok. Neden derseniz.. Daha sadece Tezer Özlü’yü arayıpta bulamadığım, kaybettiğim Burcu’dan dinlemişken ve Çocukluğumun Soğuk Gecelerini okumuşken yalnızca, ilk yazılarımdan biri olan ‘Tezer Özlü’ye Armağan’ ı yazdım. Aylar sonra öğrendim ki kardeşi de Tezer Özlü’ye Armağan diye bir kitap yazmış. Aynı yazıda, ‘belki de Tezer Özlü bu dünyanın tamamını bir açık hapishane ya da tımarhane olarak görüyordu” diye bir cümle yazmıştım. Ferit Edgü’ye mektuplarında hayatı, dünyayı ifade etmek için neredeyse aynı cümleye rastladım. Bu yüzden onu hissettiğimden şüphem yok. Ama doğru şekilde anlatabiliyor muyum onu bilemiyorum işte. Diğer kitaplarıyla bu mektuplara baktığımda kendini ve duygularını biraz sakındığını gördüm. Bu kasıtlı da yapılmış olabilir tabi. Çünkü Ferit Edgü de seçilen mektupların yayınlandığını söylüyor. Hatta bazı mektupların yok edildiğini de. Bazı insanlar üzülebilirdi diyor. Ne yazmış olabilir diye çok düşündüm. Ama Tezer bu her şeyi de yazmış olabilir. Hepsini tüm çıplaklığıyla okuma şansım olmasını çok isterdim. Yinede bir nevi Ferit Edgü’nün deyimiyle bunu herkesin hak ettiğini düşünmüyorum. Kaldırabileceğini de tabi. Tezer Özlü kitaplarıyla kendi üzerimde deneyler yapıyorum bazen :D Çok üzgün olduğum dönemlerde okuduğumda onun kitapları sayesinde hayata daha da tutundum. Hatta içim ferahlıyordu. Genelde aksini iddia ediyor okuyucular. Çok mutlu olduğum dönemlerde okuduğumda ise yazmak konusunda bana inanılmaz ilham verdi kitapları. Her halükarda Tezer Özlü bana iyi geliyor onu anladım :)) Kitapta dikkatimi çeken bir nokta oldu. Ferit Edgü’ye arabesk konusunda dert yanıyordu. Yani arabesk yazarlardan. İntiharı hep arabesk bir eylem olarak tanımlamışımdır oysa. İntiharı defalarca denemiş birinin arabeskten nefret etmesi ilginç geldi bana. İntihar kendi başına arabesk bir olguyken hemde. Demek istediğim, antropolojide ara-besk gecekondu kültürüdür. Gecekondu ise ne şehirli olabilmiş ne köylü kalabilmiş kültürel bir ara form olarak tanımlanabilir. İntiharı da aynı şekilde ne mutlu olabilen ne mutsuz ‘kal’abilen psikolojik bir, ölüm-yaşam ikilemindeki ara formun insanlarının eylemi olarak gördüğümden, hem intihara teşebbüs edip hem ara-beskten hoşlanmaması ilginç geldi. Bu da onun çelişkisidir belki. Ya da arabesk tanımlarımız farklıdır belki. Günümüzde sosyal medyada prim yapan sözleri kitaplaştıranlar gibiler vardı onun zamanında da ve Tezer Özlü de onların yazdığı kitapları arabesk buluyordu. Belki. Yine de mektuplarını okurken kitaplarından daha mutlu buldum onu. Bunu arkadaşını üzmemek içinde yapmış olabilir. Hans Peter’den çok güzel bahseder ama ölmeden önce onu terk etti diye biliyorum. Leyla Erbil’e Hans Peter’i tanıştırırkendi sanırım “bu adam benim ölümüm Leyla” diyordu. Ve arkadaşları.. Ne müthiş bir çevre. Tamda o zamanda yaşamayı çok isterdim. Her şey ne kadar da samimi ve aydın görünüyor. Günümüzün ileri karanlığındansa 60’ların geri(teknolojik olarak) aydınlığını tercih ederim. Kendimi çoğu yaşıtım gibi yanlış zamanda doğmuş olarak görürüm. Benim gerçek zamanım 60’lar. 60’larda lise ya da üniversitede olmalıydım. Bazen bende entellektüelliği soğuk bulurum ama onları tanımlamak için başka kelime bulamıyorum. Arkadaşları ve çevresi entellektüel insanlardan oluşuyor. Hemen herkes bir kitap yazmış, bir film çekmiş, bir resim sergisi açmış.. Belki günümüzde entellektüelliğin içi boşaltılmıştır. Çoğu kavram gibi. Ama ne yalan söyleyeyim şu an bana soğuk burnu hava da bir tanım olarak görünüyor. Kitabın arkasında “Tezer Özlü’yü bağlılıkla seven okurlar için” yazıyordu. Bağlılıkla kısmını “bağımlılıkla” olarak okumuştum :D Benim için bağımlılıkla, bir başkası için bağlılıkla. Ama kitabı okumamış Tezer Özlü severlerin mutlaka okuması gereken bir kitap (mektuplar) olduğunu düşünüyorum. El yazısını görmek bile benim için müthiş heyecan vericiydi. En az benim kadar kötü bir yazısı var :D Çocukluk fotoğrafı, Deniz’in doğumundan sonraki fotoğrafı.. Ne bileyim her anına tanıklık ettiğiniz bir dost gibi oluyor. Ben öyle hissettim. Maalesef zamanı geriye alıp Tezer Özlüyle ve tüm o güzel insanlarla tanışamam ama bir gün yazmak konusunda kendimi geliştirirsem özellikle ve özellikle Tezer Özlüyle anılmak isterim. Benim için iyi bir dosttur. Dost olmak için iki tarafında yaşıyor olması gerekmez. Gereken tek şey duyulan sevgidir. Ve sevgi ölümün üstündedir. Keyifli okumalar. Kitapla kalın. youtu.be/as7QZM6ItDo (Haris Alexiou vesileyle yangında ölen tüm canlıların acısını ta yüreğimde hissettiğimi de belirtmek isterim. Ezgilerde birleşip acılarda birleşememek ne acı..)
Her Şeyin Sonundayım
Her Şeyin SonundayımTezer Özlü · Sel Yayıncılık · 20132,150 okunma
··
421 görüntüleme
Semih Doğan okurunun profil resmi
İntihar konusunda sizinle aynı görüşte değilim. Daha doğrusu intiharın arabesk bir yönü yok bence. Hatta Tezer Özlü'nün intihar denemelerini de arabesk düşüncelerin tam tersi bir noktasında değerlendiriyorum. Onun denemelerinin hiç de arabesk duygularla yapılmadığını düşünüyorum. Bu yüzden kurduğunuz bağlantıya muhalifim; ama güzel bir bağlantı olduğunu da kabul ediyorum :) Arabeski müzik açısından ele alırsak, ben de eski arabeskçilerden olduğumu ve hem mutlu anlarımda hem de mutsuz anlarımda arabesk dinlemekten keyif aldığımı ifade etmek isterim. Tıpkı sizin hem mutlu hem de mutsuz anlarınızda da Tezer Özlü okuma isteğinizin belirmesi gibi... Elinize sağlık, çok hoş bir inceleme olmuş. Keşke sizi 60'lara gönderme veya Tezer Özlü ile arkadaş yapma şansımız olsaydı :)
İpek Demirer okurunun profil resmi
Arabeskten kastedilen arada kalmışlık. Arabeski ve intiharı o bağlamda değerlendirmeye çalıştım. Sizin Tezer Özlü’nün intiharları ile ilgili düşüncelerinizi merak ediyorum. Müsait bir zamanınızda düşüncelerinizi benimle paylaşmanızı çok isterim :) Bende arabeske karşı değilim :) hala bile severek dinlediğim şarkılar oluyor. İnsanların arabeski tanımlayışından sanırım arabesk dinlerim ya da dinledim demekten korkuyor çoğu kişi. Dediğiniz gibi keşke geçmişe gidip onunla arkadaş olabilsem :) Okumakta bir tür arkadaşlık kurmaktır ama. Okuduğum kitapları benden ödünç alan bir arkadaşım var. Her yeni kitap aldığımda ona koşar yeni bir arkadaşımız var artık derim kitabı göstererek :)
4 sonraki yanıtı göster
Bahar okurunun profil resmi
çok güzel kaleme almışsınız, bana da bu mektuplar biraz daha üstü kapalı geldi hem kitaplarına hem de leyla erbille olan mektuplarına göre. ben de zaman zaman keşke tezer özlüyü tanıma fırsatım olsaymış diyorum onunla arkadaş olabilmek..
İpek Demirer okurunun profil resmi
Ne güzel olurdu 😊
Defolu Kelebek okurunun profil resmi
Yani kitap incelemek ciddi bir iş. :) Akademik dile hakim olmak lazim. Bildiğimi paylaştım sadece :d
İpek Demirer okurunun profil resmi
Bilğilerinizi paylaşma nezaketi gösterdiğiniz için teşekkürler. Kitap incelemeyi ciddiye almıyorum. Ama saçmalamak içinde özel çaba sarf etmiyorum :D İnceleme işiyle akademik olarak ilgilenmiyorum. Hobi olarak yapıyorum hocam. O yüzden terimlerle inceleme yapmak için kendimi germem zannedersem. Yapıma ters. Bu incelemeyi yazdığım kadar da haz alamam. Buna da çok üzülürüm. Kitabı okurum hissettiklerimi, düşündüklerimi, öğrendiklerimi yazarım. Bazen de yazmam. Hepsi bu kadar :)
Defolu Kelebek okurunun profil resmi
Saçmalamak ayrı bilinçli bir okur olmak ayrı.
İpek Demirer okurunun profil resmi
Kesinlikle hak veriyorum size.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.