Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

359 syf.
6/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kitabı yeniden okumama vesile olan
Havva Öztin Akarsu
Havva Öztin Akarsu
ablamın, #30999207 etkinliğidir. Kendisine çok teşekkür ederim. Ölümsüzlük insan ırkı için uygun bir vasıf mıdır? Ab-ı Hayat’tan bir katre içmek insanı ölümsüz kılar mı? Yoksa ağızdan dökülen derin sözler mi Ab-ı Hayat’tı? Hazreti Musa çıkmadı mı Hazret-i Hızır’ı bulup Ab-ı Hayat keşfetmeye… Hazreti Yuşa demedi mi “Ey Musa benim muhabbetim yetmez Hazret-i Hızır ile yoldaşlık etmeye.” Bu husustan sonra Ledün İlmi peyda olmadı mı? Tasavvufta bu durum “Hak Vergisi” ile nitelendirilir. Yani Allah tarafından verilen yetenek. Bunun en bariz örneği ise Yunus Emre gibi halka mal olmuş kişilerdir. Çünkü Yunus’umuz ne mürekkep yalamış bir âlim idi ne de hayatını eğitimlerle geçmiş bir filozof. Hikmetini ledün ilminden alan bir mutasavvıftır. Lakin Hazreti Hızır’a ait olan “Vehbi’lik” ile kıyaslanmamalıdır. ''Şair sözü yalandır derler inanma Yunus'um inanma, yalandır!'' #TapdukEmre. Şeriat, Tarikat, Hakikat, Marifet bu dört unsurdur kişiyi yedi başlı nefsten terbiye eden. Lakin biz konunun “Tarik” yani “Tarikat” kısmındayız. Şeriatı az çok hepimiz biliriz. Peki ya “tarikat” bunu bilir miyiz? Ne ola ki “tarikat?” “Şeriat” un ise tarikat sudur, ateştir, fırındır. “Tarikat” usuldür, yoldur. Yolu bilmeyen varır mı? Varmaz elbet. Bilirsen yolu, bulursun “hakikati.” Varılacak noktadır “hakikat.” “Hakikat” tercüme istemez. Bu yolda “hakikate” varan, “marifetini” sergiler. Halkta Hakk’ı görendir “marifet.” “Keşke demek için bile geçtir vakit, geçti ömrüm bir ah ile içi dolu eyvah ile. Yanmadan kerpiç bile olunmaz iken insan olunur mu? Kökü olmayan uzar mı?” #YunusEmre Her ramazanda kurulur ahir zaman şeyhlerinin saati… Sorarlar namazı bozan halleri, orucu bozan halleri… Sekmez durum, her sene bir öncekinden hallicedir. Elbet herkes bilir namazı bozan halleri ve orucu bozan halleri. Peki ya “İman.” Kişide iman yok ise, yirmi sene anlı secdeden kalkmasa ne? Bilinebilir mi? Dinli kimdir, dinsiz kimdir? Bilmez… “Kevser havzuna dalanlar Ölmezden önde ölenler Nefsini düşman bilenler, Konar tuba dallarına” Peygamberlerin başlattığı zincirin en son halkalarındandır Yunus. İstikameti Hakk olan, Piri Ahmet Yesevi olan yoldaşı Tapduk Emre olan ok hedef şaşırır mı? Şaşırmaz elbet. Okuduğumuz kitap ise “Bizim Yunus’un” hayat hikâyesini kaleme almaktadır. Birinci tekil şahıs ağzı ile yazar; bazen “Molla Kasım” dilinden bazen “Yunus Emre” dilinde ve bazı bazı da “İsmail’in” dilinden anlatırlar hikâyeyi. Ezbere bildiğim hikâyedir. Bu kitapta dâhil olmak üzere Yunus Emre hayatlarını çokça okudum. Bildiğim hadiseleri tekrar tekrar okuyunca içime bir titreme, kalbime çokça ağrı saplantı. Yunus’un gözü çok yaşlıydı. O bozkır cehenneminde Moğol’dan çekti, çetelerden çekti, babalığından çekti, miskinliğinden çekti… Acı yoldaşı oldu adeta hayatı boyunca. Diline vurdu… “Yar yüreğim yar Gör ki neler var Bu halk içinde Bize güler var” Anadolu yangın yeri; Moğol girmiş boydan boya… Derler ki Moğol geçtiği yerden çekirge geçse aç kalır, ölür. O denli yakıp yıkıp geçermiş. Bu kıyımlar, bu acılar insanı maddeden manaya yöneltir, kişiye Allah’ı hatırlatır. İnsan olmanın gereğidir, her korkuda Allah adını zikretmek. Hak mıdır? Değildir elbet. Lakin doğamız gereği; mutluğumuzda Allah’ı az, sıkıntımızda çok anarız. Yunus’umuzda böyle bir ateş çemberinin içerisinde doğdu. “Denge madde lehine bozulunca insanın nefsi, mana lehine bozulunca da ruhu öne çıkıyor, biri diğerini bastırıyor…” Mevlana Hüdavendigar, Yunus Emre’m için der ki; “Dün, Karamanoğlu benden iki mürşid istedi. Keşke iki mürit isteseydi; ikimiz el ele tutuşur, gider varırdık.”. (Mevlana hazretin nasıl mütevazı ve tevazu içerisinde olduğu nasılda bellidir cümlesinden) “Sûfîlik yolunda hangi makama erişmişsem, şu Türkmen kocası Yunus’un ayak izini orada gördüm.” Yola çık, yoldan çıkma! #TapdukEmre Tapduk Emre, Yunus’u Yunus Emre yapan eldir. Her fırsattan dünyadan soğutan, bitmek tükenmek bilmeyen nefs köreltme evreleri ve engin bilgilerin üstadı. “Yol bu, yola çıkıp varmayan, yoldan çıkıp varan yoktur. Yolu sorar isen, yol tektir. O da Hakk’a doğrudur. İşte, o sebepten tek bir yaratılmış yoktur ki, Hakk yolunda olmaya.” #TapdukEmre “Şavkımız var, sohbet eyle, işitelim.” “Haydi Yunus, vakit tamam oldu, o hazinenin kilidini açtık, nasibini alıverdin, sen söyle! Bu mecliste sohbeti sen eyle. Hünkâr varlığının nefesi yerine gelsin.” Yukarıdaki iki cümle kalbimin ahengini değiştiren kelimelerdir. Ne vakit kitapta okusam içim içime sığmaz, Yunus olup çoşkulanırım. Yunus’u anlamak, onun gözü ile bakmaktır hayata. Harun Reşit ve Leyla’dan da dem vurmak isterim. “Başkalarına baktığın gözlerle Leyla’yı nasıl görebilirsin. O gözleri yaşla yıkamadıkça söz kimindir bilmem ama hakikattir dahi herkesindir.” “Bana Mecnun’un gözler ile bak” der. Seven sevgiliye Mecnun’un gözleri ile bakmalı. Eksiklik ne o vakit burda. İşe de Allah’a da sevgi ile irfan ile bakmalı. Bilgiyle bakmak başkaca iş. İslam sevgidir, aşktır, irfandır. Başkasını diyenler eksiktir. Sevgi kişiyi tevhide götürür. Tevhide varan varlığın cümlesine aynı nazarla bakarlar. O öyledir, şu şöyledir, falan haldedir. Kalır mı bu kem sözler bu dedikodular sevgi ile bakan da. Sevgisiz bakanın gözüne budaklar batar, kör eder. Kişi kendini kör eden de o körlüğe merhem biçare tabipler biçare.” Yunus Emre’m hep yasaklanan, dinsizlikle suçlanan bir gönül adamı olup çıkmıştır. Osmanlı döneminde dahi şiirleri yasaklanmış, ket vurulmuştur. Yunus’un gözü ile bakmaz isen dünyaya her şey haramdır insana. TapdukEmre’m doğru der; “Kusur görenindir.” İçi dışı Allah aşkıyla yanan bir insana Mecnun’un gözleri ile bakmaz isen Yunus’u anlayamazsın anlamazsın. Sözün özü; eğer kitapta Yunus, Tapduk, Hacı Bektaş ve Mevlana geçiyorsa eğer alınacak ibret çoktur, ders çoktur. Bu kitabı da daha önceden okumuştum lakin aklımdan yitip gitmiş. Yeniden okuduğumda da aynı keyfi aldım. Sevgi namına yaşanılacak güzel günlerin hatırına okunulması ve tavsiye edilmesi gereken kitaptır “Od.” Yunus kendinden sonra onu yargılayacak kişilere en iyi cevabı verendir. Nasıl mı? Aşağıdaki dörtlük onu yargılayıp, sigaya çekenler içindir. "Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme Seni sîgaya çeken bir Molla Kasım gelir" Sevgi ile kalın. Rivayetler… Hazreti Musa ile Hazreti Hızır’ın buluştuğu iki denizin kesiştiği yerdir İstanbul… Yunus Emre ile Hazreti Hızır’ın yolları kesiştiği birçok rivayette rastlanmaktadır. Yunus Emre’nin Agartalı olduğuna birkaç şiirinde rastlanılması. Tarih boyunca Anadolu’da birden çok Yunus Emre’nin yaşadığı… Hacı Bektaşi Veli’nin yaşamadığı ve Tapduk Emre’nin Bektaşiliğin lideri – kurucusu - ve Veli sıfatını almasından dolayı Hacı Bektaşi Veli diye birinin Anadolu’da yaşadığı sanılması. Veysel Karani çocularının Tapduk Emre, Nesrettin Hoca ve Mustafa Kemal olarak nitelendirilmeleri.
Od
Odİskender Pala · Kapı Yayınları · 202241,6bin okunma
··
246 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
L Büşra A. okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık güzel ve detaylı bir inceleme olmuş, keyif alarak okudum incelemenizi bende okumuştum kitabı. Sayenizde tekrar hatırlamış oldum.😊
Tayfun okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Güzellikler her vakit tavsiye edilesidir. Herkesin tatmasına vesile olmak ise kişiyi mutluluğa götürür... Ömrünüz çiçek açsın.
1 sonraki yanıtı göster
Tayfun okurunun profil resmi
Kitabı yeniden okumama vesile olan
Havva Öztin Akarsu
Havva Öztin Akarsu
ablamın, #30999207 etkinliğidir. Kendisine çok teşekkür ederim.
Kartal Han Yılmaz okurunun profil resmi
Kitabı bitirip hemen incelemelere koştum. Düşüncelerime tercüman olmuşsunuz. Böyle bir incelemenin daha yukarılarda olması lazım diye düşünüyorum. Neyse her hak eden hak ettiği yerde olamıyor. Olmaması onun hak edişinin bir parçası galiba. Keyifli okumalar.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.