Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

224 syf.
9/10 puan verdi
ÜSTELİK TEHLİKELİ BİR ADAMMIŞIM! BİR HALK DÜŞMANIYMIŞIM! Uzun kışlar biriktirmiş Kırgızistan platoları. Pek çok savaş görmüş bir halk, gidipte dönemeyen erler, yiğitler. Kıt kanaat geçimin perde arkasında ihtiyar bir adam. Kış dağların sırtından inmeye pek niyetli değil. Oysa kış baba sever imiş platoları, o halkı. Ancak savaş bereketi de alıp götürmüş bu insanlardan. Gençler çoban olmak istemiyor 1900'lü yılların ortalarında artık büyük şehir hayalleri süslüyor gönüllerini. Bütün bu karmaşanın ortasında bir adam. Adı Tanabay Bakassov. Olağan bir Kırgız. Emekçi, o zamanın şartlarına göre orta sınıf bir Kırgız. (Tabii o zamanın şartlarında orta sınıfın durumu bile içler acısı) Kimse sahiplenmeyince platoları, dağları Kolhoz'u ayakta tutmak bu adama düşüyor. Her nefesinde ayrı bir emek saklı. Hayatta pek adil değil dünyanın en soğuk Kırgızistan'ında. Öyle böyle hüküm sürüyorken yaşam hani olur ya kopma noktamız / noktalarımız. Onlardan birisini bir insan ya da kavram değil bir at oluşturuyor. Atın ilk görünüşü pek bir ihtişamsız. Ancak ata yıllarını veren biri anlayabilir bunu. (Mesela Beyza :) ) Eşkingidişlidir Gülsarı. Yani o zamanın yaman atlarından. Yarış de yarışır, taşı sırtında dünyaları de taşır. Atın gururu olur mu bizim Gülsarı'nın var. Kabullenmiyor eğeri, zılgıtı, dayağı. İstemiyor sırtında insan ağırlığından başka ağırlık. Ölüm kolayca giriveriyordu hayatlara. Aslında kimsenin de itirazı olmuyordu ağır yaşamlarına istinaden. Mevsimler inatçı bir keçi gibi saklıyordu güneşi. Kabul edilen sorumlulukları örtmüyordu emekler. İyi niyet taşımıyordu hiçbir söz. Olumsuzluklardan, kendi hayatından, koradan, her şeyden nefret eder hale geliyordu insan. Sanki Murphy Kanunu Tanabay'a ithaf edilmiş. Her türlü olumsuzluk sıralı şekilde kombo halinde adamın sırtında bitiveriyor. Gözünün gördüğü her şeyden tiksiniyor. Hepimizin hayatımızın bir noktasında sorduğu soruyu sordu kendine: Tüm bunlar ne için? ''Ah Gülsarı ah! Onun boynu, ensesi, evin girişiyle konuk odasının baş köşesine giden yol kadar güzeldi. Gövdesi tunçtan bir heykel gibi güçlüydü'' s.181 İşte böyle seviyordu Gülsarı'yı Tanabay. Partiden ihracından sonra görmüş ve böyle iç etmişti eski kısrağına. Bunca emeğinin çöp oluşuna mı yanıyordu? Yoksa bundan sonra ne yapacağına mı? Ömrünüzü adadığınız bir şeyin hiç olduğunu öğrenseniz güneşi ya da dünyayı ne kadar önemseyebilirdiniz. Onun için o an tek bir önemli şey Gülsarı'ydı. Onu da koparmışlardı elinden bir vakit. Kaç kez esaretten kurtulup geri dönmüştü ocağına. At, Orta Asya’da konar-göçer kültürü içinde eskiden beri hem işlevselliği hem de kutsal oluşu ile çok önemli. Hayvancılık konusunda uzman olan Kırgızların at yetiştirmek de ise kendilerine has bir yöntemleri var. Bugün Kırgızistan’da hala çocuklar küçük yaştan itibaren at binmeyi öğreniyorlar çünkü bu o coğrafyanın bir parçası. Bizim ülkemizde ise gerek işletmeciler gerek ise buna çanak tutan insanlarımız yüzünden fayton terörü içimizde büyük bir yaradır. Her yıl fayton terörüne 400 at kurban etmekteyiz. Kitabın konusunun atlar olması da bunu buraya yazmamdaki ana sebep. Çünkü ne zaman Adalar'a gitsem bu vahşete şahit oluyorum. Tanabay'ın Gülsarı'ya olan özeni, sevgisini de gördükçe insanlığımızdan bir kere daha utanıyorum. Kitapla ilgili ne söylesem eksik kalacak gibi duruyor. Anlatımı sade olan ve okudukça akıp giden kitapları tercih ediyorum şu aralar. Kafam hafif dumanlı. Elveda Gülsarı da sizi yormayan ancak bir yerde de derinlere götüren, sorgulatan, Kırgızistan kültürüne yaklaştıran bir kitap. Nerede bir emek var bütün haksızlıklar, kötülükler el birliği edip oraya yığılıveriyor. Kitapta da komünizm'e dem vuruluyor. Kırgizistan'ın üçüncü cumhurbaşkanı olma özelliği taşıyan Roza Otunbayeva zamanında ülkede baş gösteren Komünizm öncelikli olarak Aytmayov tarafından kusursuz bir birlik beraberliği çağrıştırırken, kitabın ilerleyen kısımlarında ayağında dinamitle dolaşıyor. Aslında her şey özünde erdeme, doğruya ve iyi niyete dayanır ancak biz insanlar bunu köreltmekte, çıkarlarımızı öne sürerek bunu dağıtmakta ustayızdır. Bu kitap için de bunu savunabilirim. Sonu ''izm'' ile bitenlerde sorun yok. Sorunun ta kendisi biziz. Zaten o ''izm''leri oluşturan da bizleriz. Ona sahip çıkamayıp yukarıya taş atıp başını altına tutanlarda bizleriz. İlahi biz. youtube.com/watch?v=ukjd8kQ... youtube.com/watch?v=_KbT-iA...
Elveda Gülsarı
Elveda GülsarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202016,1bin okunma
··
171 görüntüleme
Emine Söylemez okurunun profil resmi
Aytmatov büyülüyo demi kalemi. çok güzel bi kitaptı,incelemenizde güzel olmuş elinize sağlık. Gün Olur Asra Bedel kitabını da okuyun Aytmatov dan o da çok güzeldir
Homeless okurunun profil resmi
Toprak Ana, Cemile ve Elveda Gülsarı üç kitabını okudum şimdiye kadar. Kalemi gerçekten çok kuvvetli. Zaten diğer kitaplarını da zamanla okurum diye düşünüyordum. Nasipse sıradaki de o olur inşallah. Teşekkür ederim yorumunuz için.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Elinize sağlık çok güzel bir inceleme olmuş. Beni fazlasıyla etkilemiş kitaplardan biri olduğu için Elveda Gülsarı ile ilgili olan yazılara kayıtsız kalamıyorum... Ayrıca Adalar ve at konusu ile ilgili küçük bir bilgilendirme yapayım. Bu sene Adalar’da faytonlarda at kullanımı kaldırıldı. Artık Adalar’da atlara yapılan işkenceyi görmeyeceğiz yani. Fakat ülkenin diğer yerlerinde benzer uygulamalar hala devam ediyor maalesef. Bizim bu atlara yapılan işkenceyi ülke genelinde kaldırmamız gerekiyor... İnceleme için tekrar teşekkürler.
Homeless okurunun profil resmi
Yorumunuz için teşekkür ederim Semih bey. Kitap beni de fazlasıyla etkiledi. Bayramı İstanbul’da geçirdim ve maalesef Adalar’da durum aynı. Ben de kaldırıldığını duymuştum ancak devam ediyor. Ortak payda da buluştuğumuz bir konunun hala çözülememesine şaşıyorum.
2 sonraki yanıtı göster
Beyza okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş. Kitap hakkında özlü bilgiler verip sosyal mesajlarınla okumak anlamlı idi abi. Emeğine sağlık. Dediğin gibi Adalar'daki fayton terörü de zaten ayrı bir içler acıtan. Son 5 yılda 2 bin atın telef olması... Mesela Beyza :)) okuyunca epey gülümsedim. İnşallah öyle olur yıllarımı veririm bir şeyler vesile olur da ^_^ eksik olma abi. '' Kış dağların sırtından inmeye pek niyetli değil.'' ''Mevsimler inatçı bir keçi gibi saklıyordu güneşi.'' benzetmelerin de çok iyi olmuş. Sondaki parçalardan ilki epey keyifli idi. İlk defa Kırgızlıların bir şarkısını dinledimdi . Ve ikincisi hüzünlü olup videodaki fotoğrafları görmek gözlerimden kalpler çıkmasına neden oldu. Yüreğine, emeğine sağlık abi. ^_^ ''Aslında her şey özünde erdeme, doğruya ve iyi niyete dayanır ancak biz insanlar bunu köreltmekte, çıkarlarımızı öne sürerek bunu dağıtmakta ustayızdır.'' dediğin gibi ilahi biz...
Homeless okurunun profil resmi
Resmen incelememi incelemişsin Beyzacığım :)) Atlara olan sevgin hiç bitmez umarım. Resmen özdeşleştin atlarla. Sende bir Kırgız olmalıymışın. Kırgızlar'da çok önemli bir yere sahip at. Okuyup, yorumladığın çok teşekkür ederim. Sen de var ol, eksik olma kardeşimm :)
3 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.