HUZUR
Soru : Huzur bu kitabın neresinde ?
Cevap : Hiçbir yerinde değil.
Doğu ile Batı arasında, kalp ile akıl arasında,siyah ile beyaz arasında, türlü zıtlıklar arasında dünyanın bütün yükünü üzerine almaya çalışan Mümtaz’ın hikayesi, aslında Tanpınar’ın ta kendisi bir bakıma.
Mümtaz : Hayat aşığı, İstanbul aşığı , sanat aşığı, nihayet Nuran aşığı..
Ey Mümtaz, bilmez misin ki senin gibi adamlar hep yalnızdır. Nerede olursa olsun, ruhu hep başka yerlerde gezinmektedir. Hayat seni yormadı mı söylesene mahçup delikanlı? İstanbul seni kollarına mı aldı yalandan ? Sanatı keşfetmek sana mı kaldı bunca sanatçı dururken? Peki ya Nuran, senin hayalperest gönlünün kölesi miydi yani?
Ey Nuran, bilip de bilmemezlikten geldiğin çıkmazlarına Mümtaz’ı da eklemesen olmaz mıydı? Eski kocan sende nasıl bir iz bıraktı ve annelik güdülerinle bağlandığın evladın, madem hayatın anlamıydı çocuğun o halde ne diye kendini yirmi yaşında bir genç kız gibi hissetmekte direttin bu kadar? Niye garanticilik yolunu tuttun sonra pek çok hemcinsin gibi?
Ey İhsan, değerli büyüğümüz sayın abimiz, size ne söylesek az gelir, sizi ancak övebiliriz lakin ihtiyacınız yok, değerli katkılarınız için teşekkür ederiz.
Ey Suat, hain misin sen kötü adam? Kötü müsün sen sahiden? Senin de canın yok muydu vardı elbette. Seni de istenmeyen adamlar mezarlığına gömdüler, herkes masummuş demek ki bir tek suçlu sendin öyle ya..
Bir tatlı Huzur almak için okuyalım mı dediniz bu kitabı? Nerede efendim,azizim,mirim o eski Huzur?Seni senden ayıran toplumda sen hangi Huzur için çırpınıyorsun, hangi beyhude telaşla?
Mümtaz Bey, pek kıymetli meşguliyetlerinizin anlamını yitirdiği bir gün Nuran elinizden tutacak ve bir daha bırakmayacak zannettiniz öyle mi? Böylece hayatın anlamını yeniden keşfedecektiniz? Ah kuzum ne büyük yanılgı, üstelik ne kadar da hazırcılık bu böyle. Siz hangi hakiki derdin sancısını çektiniz de keyfini sürebileceğiniz vehmine kapıldınız böyle namütanahi gel-git haleti ruhiyenizle?
Nuran Hanım, güzellikten aldığınız nasibi ne diye pek çok kadın gibi silaha çevirdiniz? En azından Mümtaz kurtulsaydı bu adres sormayan kurşunlardan olmaz mıydı? Yüksek zevk sahibi yüce hanımefendi, her inceliği kendinde toplayan vazgeçilmez kadın. Kaç Mümtaz daha erimeliydi ki bu ateşin karşısında, sizin ruhunuz tatmin olsundu?
Huzur mu dediniz? Huzur bu topraklara uğramayalı çok oluyor, belki biraz herkes çocukken, bu Huzur masalından etkileniyor hepsi bu işte. Sonrası hayatın acı tokatları diyorum ama kime diyorum, ben demiyorum ki Mümtaz işte o haykırıyor ama dinletemiyor hem de seneler öncesinden gelen bir seslenişle, yüzyılların arayışını sinesinde taşıyor da bir kişi merak etmiyor bu adam ne diyor diye..
Kişisel bir menfaatin adı mıdır yoksa Huzur? Herkes kendi küçük çıkarlarıyla mutluluk oyunları mı oynar, benlikler serilir de ortaya bir bir, utanmaz mı insan yani, sadece bir insanım diyemediği için?
Mazi kalbinde yara olanlar için Huzur, baştan kaybedilmiş bir savaşta teslim olmak mıdır? Yenilmeyi kutsamak mıdır? Herkesin kazandığı yerde kaybeden olmak mıdır hem de memnuniyetle?
Huzur, huzursuz,huzursuzluk,huzursuzluğumuz...