Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Önceki Çağın Akşamüstü, Nurdan Gürbilek’in Vitrinde Yaşamak (1980’lerin Kültürel İklimi) kitabının romana dökülmüş hâli bir bakıma: Öncesi ve o çağı yaşayan veya anlamak isteyenler için, “içerden” eleştiri kıvamında, tespitler sağlam, akıcı; hüzünlü ama tebessümü de hiç eksik olmayan… “ ‘Güzel çocuklar’ falan değildik ve ‘ne güzel çocuklardık’ edebiyatı da gülünçtü. Bu edebiyatın gerçeğe en yakın tarafı çocukluğun yadsınamaz açıklığıydı. Kavgada hınçlı olunur güzel değil. Hem kan bir makyaj malzemesi de sayılmaz. ”(Yedinci Bölüm, s. 155) Tabi romanda sanki belli bir dönemdeki duruma işaret ediliyor görünse de esasında anlatılan “ebedî insanlık hâli”nden başka bir şey değil. Hangi cenahta olursa olsun, büyük resimde “insan” küçüğünde de “bu toprakların insanı” var. Yazarın kitapla ilgili bir söyleşisinden aşağıya alıntıladığım görüşleri de ayrıca düşüncelerimde yalnız olmadığımı muştuluyor: “Karanlık biçim değiştirir hepsi bu.” -» Kitaptan bir cümle okuyorum. “Saçmalığın toplumsallaşması bireyin özgüvenini artırır. Bizim yüzyılımızın basit ve apaçık karanlığı artık cicili bicili neon renklere bürünüvermişti anlaşılan.” Hâlâ karanlıkta mıyız? Nasıl bir karanlık bu? -İnsanoğlunun yaşadığı bütün çağlar şu ya da bu şekilde karanlıkta. Zira insanoğlu birbirine zulmetmek için hiçbir fırsatı kaçırmaz. Toplumsal adaletsizlik neredeyse zamanlar üstüdür. Bu arada kendine zulmetmeyi de ihmal etmez tabii. Üstelik “ilkel komünal” diye adlandırılan toplumların da mutluluktan mest olmuş biçimde yaşadıklarını sanmıyorum. Çünkü nihayetinde onlar da insanlardan oluşuyor. Karanlık biçim değiştirir hepsi bu. Ta Mezopotamya uygarlıklarından kalan kil tabletlere çivi yazısıyla yazılmış mektuplarda bile zamanın yozlaştığından, dünyanın anlaşılmaz biçimde bozulduğundan, eski değerlere saygı kalmadığından söz ediliyor. Eski Yunan’da da böyle tonlarca metin var. (14-07-2012 tarihinde Birgün gazetesinde yayınlanmış olan Serap Çakır, Önceki Çağın Akşamüstü, Ömer F. Oyal’le yapılan röportaj, 31-07-2012) Hâsılı, roman yazarın diğer eserlerini de okuma isteği verdi, beğendim. Okuruna, vicdanın “insan”ın asla teslim etmemesi gereken şeyi olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. “Vicdan kaprisli bir yular gibi kişiyi istediği mecraya sokar, istediği ülkeye götürür, arzu ettiği sorumluluğu yükler. Ondan kaçılacak saklanacak bir yerin, köşe bucağın olmayışının farkındaydım ve yüzüne bakmamaya çalışıyordum. Ölenlere, cezaevindekilere, dünyanın akla hayale gelmeyecek köşe bucağında yüz elli yıldır acı çekip çabalayanların ortak mirasına olan borçluluğu ölene kadar taşır ve onlar da ölene kadar taşısınlar diye durmadan yeni birilerine devredersiniz.”(Sekizinci Bölüm, s. 187)
Önceki Çağın Akşamüstü
Önceki Çağın AkşamüstüÖmer F. Oyal · Ayrıntı Yayınları · 201233 okunma
·
99 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.