Senin adınla
Ey yüceler yücesi:
Bir kitap düşünün içinde hayatın bütün safhalarını bulabileceğiniz. ‘’Ne çok acı var.’’ diye başlayan: Gerçekten de öyle değil midir daha doğarken ağlamaya başlar insanoğlu. Sonra büyür, sevinci yaşar. Bazen üzülür sıkışır başı. Darda kalır bazen. Hüzün beş harfli, huzur da beş harf. Belki de insan hüznü yaşamadan huzuru bulamaz. Çünkü doğarken ağlayan bebekler, biraz büyüsün koşturup gülmeye başlarlar.
Henüz on sekizindesin, karanlığın her yerde kök saldığı, kötülük tohumlarının serpiştirildiği, insan ruhunun esir alındığı bir zamanda bütün insanlığa aslında bir kalplerinin olduğunu hatırlattın:
‘’Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız.
Bir şehir kadar kalabalıktır bazıları
Bir dehliz kadar karanlıktır bazıları
Konuşurlar
İsterler
Susarlar
Dinlememişseniz nice yıl kalbinizi
Ev meslek iş para geçim diyerek
Düşünün şimdi bir de
Şehirlerde kasaba ve köylerde
Başını eğmiş kalbiyle söyleşen bir kişi olduğunuzu’’.
Seni kıskanmamak mümkün mü be adam. Tamam bazen insanın ağzını bıçak açmaz. Açmaz da kitabın ki, kitap susar mı hiç. Susuyormuş meğer. ‘’Diyorum ki her şeye rağmen insan mühimdir.’’ Bu satırların yazıldığı kitapta mühimdir. Yazarı, yazarı daha mühim.
‘’Bize ağır gelen kendimizdir.’’ diyorsun ya hani çok haklısın zarifoğlu. Aslında insan ne çok kaçıyor kendinden. İnsan önce kendinden kaçıyor. Yüreğine kilit vuruyor. Bakın etrafınıza şöyle bir, aslında gördüğünüz her yüz sizin yüzünüz, tanıdığınız her ses sizin sesiniz.
‘’Çoğu kez şiirin şairden bağımsız olduğunu düşündüm. Bu nedenle olacak şairliğime hiç sahip çıktığım olmadı.’’ Adına yakışır bir şiir anlayışı değildir de nedir şimdi bu? Sahip çıksaydın beklide böylesine güzel satırları yazamayacaktın.
‘’İçimiz bir dolap değil ki açıp bakalım. Açıp gösterelim. Yinede anlatıyoruz ama.'' Aşkı anlatıyorsun mesela, yazdığın satırlarınla, aşk yalnız Allah'a olandır. Yazdıkların belkide O'nun küçük bir tecellisi. Küçük bir ışık bile yetiyor, gözlerimizin aydınlanmasına...
''İnsan da dahil eşyaya duyulan sevgi kelimeyledir. Onunla başlar, “birden sevdim” deriz, ya da “çok seviyor” deriz, bakın kelimesiz anlıyamıyoruz bu sevgiyi...'' Kelimelerinin tükendiğini hissettiğin hiç oldu mu acaba, kelimelerin anlamını yitirdiğini düşündüğün bir zaman oldu mu? İnsan kaç kez sevebilir, bir ömür kaç kez bu kelimeleri kullanabilir. Bir kez kullandın mı bunları ne kadar zormuş yeniden anlamlarını yakalayabilmek...
Güneş devrilmek üzere ve aklımda bir dize, ne diyor şair: ''Acılar umudu buldurur bize'' Yok oldu sanılan bir medeniyetin içinde. Bulacağız umudu ve aşkı...
Hepimiz insanız, birgün olurda bir kalbimiz olduğunu unutursak...
''Yaşamak''la hatırlayalım...