Beğenmediğimi söylemek zorundayım. Başlıca sebep yazarın dedesinin hayatını anlatırken objektif olamaması. 'Zamparalıklarının' -ki yazar da aynen bu kelimeyi kullanmış- övülmesi. Bütün kadınlara sevgi duyulmaz, bu durumda Shura ile olanlar aşk değil. 'Onu da seviyorum' cümlesi beni çok rahatsız etti. Rusya'da savaş döneminden bahsettiği kısımlar ve İstanbul'a kaçışı biraz daha ilgi çekici olsa da belli bir noktadan sonra soğuduğum karakterler bu kısımları da gölgeledi. Karısına ve çocuklarına haksızlık ettiğini düşünürken torununun bu kitabı yazdığını hatırlıyorum. Zaman kaybıdır, tavsiye etmiyorum.