Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Uzun zamandır ilk defa bu kadar sarsılıyorum bir kitap sonrası. Çok kısa sürede bitirip kapağını kapatmama rağmen etkisinden kurtulamıyorum. İki damla yaş süzülüyor yanaklarımdan. Bu denli içimi yakan, hikayenin hakiki olması belkide. 1992 yılında, 3. Sayfa haberlerinin birinden doğuyor hikaye. Perihan Mağden köşe yazarlığı yaptığı için apansız rastladığı bu gazete manşetini uzun zaman sindiremiyor. Romana dönüştürmeye karar veriyor sonra. 50 satırlık gazete haberinden 160 sayfalık bir eser meydana getiriyor. Üstelik konusu bugünün Türkiye'sine bile ağır ve illetli... Yalnız kabukla ilgilenenler olayın özüne inemeyenler anında yaftalayabilir Ali İle Ramazan'ı. Hakir görebilir. Ancak onlar hayatın arka sokağının çocukları, soğuk yetimhane duvarlarını mabet bilen anasız, babasız, yuvasız çocuklar. Kimsesizler.. Üstelik birçok şeye şahit olmuş gözleri. Tepelerinde görünmez bir saat sürekli on sekiz yaş sonrasını hatırlatadururken bir sıcak aş ve bir örtüsüz yatağı büyük nimet sayıp büyük lüks kabul ediyorlar. Dramatize etmeden üstelik, acındırmadan... Hayatla alay edercesine... Perihan mağden in dili çok zorlamasız, çok gündelik ve yalın. Su gibi akıp gidiyor roman. Argo kelimeler biraz fazla, kabul ancak ayağa düşmüş iki ömrün yaşantısını not alırken ağdalı bir dil kullanılması yapmacık olurdu asıl.. İstanbul'un keşmekeşliğinde, fakir semtlerinde; Mirlialem, Fındıkzade, Aksaray, Fatih semtlerinde seyran ederken şükredeceksiniz hayatın size cömertliğine. Bazen çok öfkelenip bazen çok seveceksiniz "ile" bağlacıyla birbirine teğellenmiş bu ikiliyi. Sonu mu? " Bir oluyorlar: Ali ile Ramazan oluyorlar. Sonsuza kadar. Kısacık sonsuzlarının sonuna kadar. "
Ali ile Ramazan
Ali ile RamazanPerihan Mağden · Everest Yayınları · 2014443 okunma
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.