Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

164 syf.
6/10 puan verdi
Yaradana Sığınıp Yapılan Bir Yorumlama :)
Ateistin kutsal kitabı mı olur kardeş? Kitapsız değil mi bunlar yahu? Dur biraz başa saralım. "Bütün çocuklar ateisttir, tanrı fikri onlarda yoktur." // Baron D'Holbach Kitapta geçen bu alıntı ile başlayalım. Okula başlar başlamaz aynı sene yaz tatilinde, çoğu çocuk gibi camiye Kuran kursuna gönderildim. Küçükken de Allah ismi hep geçiyordu ama kimdi neydi bu in miydi cin miydi yerde miydi gökte miydi? Bir belgeselde çocuklara Tanrı'yı tasvir etmeleri isteniyor. Kimisi akarsu çiziyor, kimisi dağ başında yeşiller içinde huzurlu bir ev, kimisi de sakallı bir ihtiyar. Aslında tanrı tasavvurunun oluşumu, içinde bulunduğumuz topluma ve o toplumun inandığı değerlere, bu değerlerin bize yansımasına göre farklılık gösteriyor. Ben olsam Batman çizerdim o yaşta. (bulunduğum toplumda Batman yoktu ama çizgi filmleri beni çok etkilerdi) Çünkü Batman insanlara yardım ediyordu. Aynı şekilde Tanrı-Allah da iyi birisiydi-bir şeydi . Bize böyle tasvir edildi, iyilerin dostu kötülerin düşmanı. Peki o halde, kötülerin düşmanı ise neden onları yarattı? İşte burada şalterler atmaya başlıyor. "Tanrı sonsuz iyiliğe sahipse, o zaman ondan korkmamıza ne gerek var? Sonsuz bilgeliğe sahipse, geleceğimizle ilgili neden bir şüphemiz olsun ki? Her şeyi biliyorsa, ihtiyaçlarımız konusunda onu uyarıp neden dualarımızla yoruyoruz? Her neredeyse, neden onun için tapınaklar inşa ediyoruz?" //Percy Bysshe Shelley "Tanrıya inanmak Tanrı'ya hakarettir. Çünkü bir taraftan onun akla hayale sığmayan zalimlikle kötülükler yaptığını, öbür taraftan da eğer serinkanlı ve dürüst olurlarsa kaçınılmaz olarak kendi varlığını inkar etmede onlara yol gösterecek bir aleti, yani zekayı, insan denilen yaratıklara sapkınca verdiğini de kabul etmek demektir. Tanrı varsa, onu en çok sevenlerin ateistler ve agnostikler olduğu sonucuna varmak çok cezbedicidir, çünkü onu en çok ciddiye alanlar onlardır." //Galen Strawson İlk defa ateist olan birini gördüğümde -abimi- çok şaşırmıştım. "Nasıl ya? Yani inanmıyor musun şimdi?" Üstelik kendisi de her türlü dini etkinliğe katılmıştı. O zamanlar bana ürkünç geliyordu. Çünkü Allah kendisine inanmayanları cehennemi ile tehdit ediyordu. Demek ki inanmayanlar çok kötü insanlar diye düşünüyordum küçükken. Öyle ya, Tanrı bizim iyiliğimizi istemiyor muydu? O halde neden kötüleri yarattı? Bu kötülük nereden geliyor? "Epikuros'un kadim soruları henüz yanıt bulmadı. Tanrı, kötülüğü önlemek istiyor ama bunu beceremiyorsa, o zaman aciz mi? Becerebiliyor ama istemiyorsa, o zaman kindar mı? Hem becerebiliyor hem de istiyorsa, peki bu kötülük nereden geliyor?" //David Hume Aradan zaman geçti gördüğüm bildiğim insanların diğer yüzlerini gördüm. Dini bütünler ama geri kalan her şey (insanlığa dair ne varsa) parça parça. Liğme liğme edilmiş derler ya o hesap. İğrenç suçlar gördüm. Üniversiteye gelmemle artık araba fren tutmaz oldu, ivme gittikçe arttı. Haberler gittikçe mide bulandırıcı oldu. Hala aklım almaz arkadaş. Bir insan(lafın gelişi) bir bebeğe, hayvana, çocuğa, kadına, erkeğe, canlıya ..... (boşluğa akla gelen her şey dahil) neden cinsel saldırıda bulunur? Bunları nasıl aşarız arkadaş? Hadi biz insanız aciziz diyelim. Bize söylenen, anlatılan tanrı, iyilik timsali değil miydi? Bunları görüp de kılı kıpırdamıyorsa ne işe yarıyordu peki? "Bu dünya bir sınav, cezası diğer tarafta verilecek." gibi bir söz söylenirse şayet, bu taraf ne için var o zaman? Her şey önceden biliniyorduysa, neden bu kadar tiyatro yapıldı? Biz bir sirkte bizi izleyen varlıkları mı eğlendiriyoruz? Mr. Nobody ve Truman Show filmlerindeki gibi. Belki de Matrix deki gibi bir simülasyondayızdır? Belki de tanrı gerçekten öldü veya çekti gitti veya tanrı sandığımızın aksine iyiliği güzelliği değil, kötülüğü savunuyor ve destekliyor? OFFF ulen sabah sabah cin mi yuttun ne bu kadar şiştin bilader? Altı üstü neskafe 3ü1arada fındıklı içtim. :/ Neyse kitaba döneyim. Kitap, farklı kategorilere bölünmüş. Her bölümde çoğumuzun bildiği, okuduğu kişilerin söylemiş-yazmış olduğu düşünceler var. Yazarlar, şairler, felsefeciler, bilim insanları, ressamlar vs vs. Kitabın orijinal adı "atheist bible" . İçindekilerin çoğu kısmı da Hristiyanlığa yönelik söylemler. eleştirel bir dille söylenmiş sözler, varlığa, iyilik-kötülük kavramlarına, yaratılışa, bilime, vahiylere vs vs dair pek çok cümleler var. Aslında aforizmalardan ve üzerine tartışabileceğimiz güzel sorulardan oluşuyor. Komik sözler de var. Simpsons dizisindeki Homer karakteri demiş ki "Tanrı dinsizleri korusun".. :D Ama ateizm neticede örgütlü bir harekettir. Dini ve tanrı inancını çoğu dindardan daha fazla ciddiye alır ve araştırır. Sistematik ve özverili bir çalışma gerektirir. Ama İslam için örneğin, iki iman biçimi vardır. 1) Taklidi İman: Hemen hemen bütün Müslümanlar bence bu kategoridedir. Çünkü İslamın hakim olduğu bir coğrafyada doğup büyüdüğü için miras olarak İslam'ı alır. Üzerine sorgulamaz çünkü sorgulamanın önü kesilmiştir. Allah yargılanamaz, ona sitem edilemez. Namaz kılar, Kur'an okur ama ne dediğini bilmez. Ezbere okur. Anlamını söyleyince de sana kızar. Bir nevi milliyetçilik gibidir. Bir kesime ait olarak diğer sorunlardan, sorulardan kendini geri çeker. Sesini yükseltmeye cesaret etmez. 2) Tahkiki iman: Burada ise din araştırılır, bu husustaki hakikatlere ulaşmak için her türlü çaba sarf edilir. Kutsal kitaplar incelenir ve tüm bu tahkik neticesinde bir kanıya varılıp iman edilir. Tabi bunları yapmak belki yılları belki de bir ömrü alabilir. Zaten din alimi diye addedilen insanlar bunu yaparlar. (tabi kime göre din alimi, tartışılır, bu başka bir konuya dal açar :/ ) Zaten Tahkiki İman araştırmaları neticesinde kişi kararını verir. Aklına yatar, kendine yakın bulur iman eder ya da etmez. Ya da hiç dini araştırma yapmadan kendi aklı ve zekası ile de bu kanılara varabilir. Neticede düşünebilen, sorgulayabilen, tahkik yetisine sahip canlılarız. Ateizm misyonerliğini de gayet iyi yapar. Ateşli ve heyecanlı konuşurlar. Ama Metin T. abinin de dediği gibi fazla üfürürler. Her şeye bir kanıt delil ararlar isterler. Abi inançta-imanda kanıt olmaz ki? Allah'a veya peygamberlere vs vs iman nedir? Onu görmeden, duymadan onun varlığına inanmak. Bu bağlamda kanıt gösterilmez zaten. "Bir filozofla bir dinbilimci arasında geçen şu tartışmayı aklımdan hiç çıkaramıyorum: İkisi bir konu üstünde anlaşmazlık yaşıyor ve dinbilimci, filozofu karanlık bir odada, aslında orada bile olmayan siyah bir kediyi arayan kör bir adama benzeterek onunla dalga geçiyor. "Haklı olabilirsin," diyor filozof da, "ama işte bir dinbilimci onu bulurdu." //Julian Huxley Fakat bu noktada inanan insanlara haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Bilime inanmak yerine güveniriz. Çünkü güven duygusunda bir deneyimleme vardır. Doktorun verdiği majezik ağrımızı kesmiştir, artık o doktora güvenebiliriz. Güven de beraberinde inancı getirir. Bilime güveniriz haliyle inanırız da. Ama "dinime güveniyorum ben" demek biraz tuhaf gelir bana. Peki din bir dogma ise bilim de dogma değil mi? O da yeni bir din olma yolunda ilerlemiyor mu? Yoksa çoktan oldu mu? "Ben son derece dindar bir inançsızım. Bu da yeni bir din şekli." //Albert Einstein SORU : Takıldığım bir diğer konu, ateistin yobazı olur mu? CEVAP: Olma mı güzel kardeşim, olma mı? Yukarıda da biraz bahsettim. Ama şöyle bir durum mevcut. Çoğu yerde olduğu gibi ülkemizde de şekle göre hüküm vermek çok meşhur. Sırf kapalı olduğu için toplu taşımalarda kibirli ve tiksinç bakışlara maruz kalan insanlar var. Önemli olan bir kadının kafasının üstündeki bez parçası mı yoksa içindeki fikirler mi? Aynı bağlamda, dövmeli veya küpeli veya rastalı(ben mesela :D ) birileri de hemen yaftalanır. "dövmesi var, gusül geçmez, o halde dinsiz" derler mesela. Yok saçı sadece kadınlar uzatırmış falan feşmekan.. Velhasıl, alınlara etiket yapıştırmayı seviyoruz. Yobazlık herkes için geçerli. Ateist insan da inanan birini kontrpiyede bırakıp onun inancını sarsmaya çalışır. Bu yönde her türlü yola başvurabilir. Ama ne diyor Yaşar Kemal: "İnsanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri, işte oraya değmemeli." Yani inanç konusu insanların hassas noktaları. Buraya yaklaşırken dikkatli olmak gerek diye düşünüyorum. İnansın inanmasın, biz bizeyiz şu üç karış dünyada. Karşıdakini kırıp ne kazanabiliriz ki şişinmekten başka? Örneğin ellili yaşlarında bir insan. İnançlı. Dua ederek, ibadet ederek kendini huzurda ve güvende hissediyor. Kendi sosyal çevresinden gelen dertleri veya sıkıntıları bu vesile ile def ediyor. Şimdi bu insanla bu gibi şeylerde tartışmaya girip, tutunduğu bu dalı kırmanın kime ne faydası olabilir? Onun inanıcını sarsıcı kırıcı harekette bulunmak bu noktada o kişiye yapılan bir haksızlık, saygısızlık ve yobazlıktır. Sabah sabah çok uzattım. Kısa bir hikaye ile son veriyorum. Bir gün bayram namazına gidiyoruz. Ateist abim ve dindar arkadaşı önde kol kola yürüyor. Arkadaşı diyor ki şaka yollu "Lan Bilal, senin cenaze namazın da kılınmaz şimdi. Ben gelmem olum senin cenazene". Abim de diyor ki "Ya Ömür, sen öl, ben bile senin cenaze namazına gelip kılacam" :) Ders almıyoruz, derste uyuyoruz, unutuyoruz. "Niye bu kan, bu kin, bu öfke, bu nefret, ey geçmişinden, deneyimlerinden hiçbir ders çıkarmayan, hemencecik çılgınlığın ve şiddetin cazibesine kapılan "hep ben hep biz" diyen unutkan insanoğlu?" //Mehmed Uzun - Nar Çiçekleri (sf. 35-İthaki) Kitabı okumanızı öneririm elbet. Eleştirel olarak yaklaşılmasında fayda var. Yazan her aforizma elbet haklı olamaz. Okuyup üzerine uzun uzun tartışmaya mahal veren bir kitap. Tanrı bu kitabı okuyanları affetsin :D Keyifli okumalar dilerim. Esen kalınız. Son olarak Ruhi Su'ya kulak verelim. youtu.be/jci8pLCwHC0
Ateistin Kutsal Kitabı
Ateistin Kutsal KitabıJoan Konner · Notos Kitap · 2011331 okunma
··
1.769 görüntüleme
Erhan okurunun profil resmi
Güzel bir yazı olmuş, inceleme kısmından fazla anlaşılmasa da neden kitaba 6 verdiğini anlayabiliyorum biraz. Biraz genel bir kitap olmuş galiba, ateistler üzerinde yolunu bulmaya çalışan. İsmindeki kelime oyunu bu çağrışımı yaratıyor daha çok. Eskiden her şeyin bible'ını çıkarıyordu ecnebiler. Bilimin din olma yolunda epey ilerleme kaydettiği gerçek. Belki 100 yıl sonra bugünkü tek tanrılı dinlere inananlara farklı bir gözle bakacak insanlar. Ama bilimin hiç bir zaman sonunun olmadığı gerçeği de var. Hiç bir zaman herşeyi bilemeyeceğiz, her zaman bilinmeyen bazı şeyler çıkacak ortaya ve insanlar hep bazı şeylere inanacaklar. Belki 1000 yıl sonra, eğer hala böyle bir gezegen olursa, Einstein diye bir tanrı olacak, bilemeyiz tabi. Eline sağlık, sabah sabah beynimizi açtın yine:)
Li-3 okurunun profil resmi
teşekkürler yorum için. Üzerine konuşulacak o kadar söz var ki düşündükçe düşünmeye üşeniyorum :D İçsesimi kattım biraz öyle harman bir yazı oldu :)
Eylül Türk okurunun profil resmi
Ateist'lere... İçinizde ki düğümlerin iplerini Yaratan, elbette birgün ağrınıza pişmanlığınızı bastıracak, dilerim o gün hâlâ iman lezzetini tatmak için vaktiniz olur... Ve O nihayetsiz merhameti...
Li-3 okurunun profil resmi
Sabah nisa suresine bir göz attım yine. 3. Ayet "Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz câriye ile) yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir" Dediklerinizle bu cümleler aynı yerden geliyor değil mi ?
17 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Necip G. okurunun profil resmi
Eline sağlık öncelikle bu ‘taraflı’ incelemen için. Burada taraflı tabirini tabii ki olumlu anlamda kullanıyorum. Bu tür konuları tartışırken iki görüşün de tarafsız olabileceğini düşünmediğim gibi mantıklı da bulmuyorum. Dolayısıyla bu yazı da olması gerektiği gibi taraflı bir yazı. Okuduğun kitabı kendi hayat görüşün üzerinden değerlendiriyorsun neticede... Kitabın ve senin kısa kısa değindiğiniz konuların her biri uzun uzun konuşup tartışmaya açık konular. Ancak bu tartışmalar bir fikri çürütmek veya kanıt sunmak üzerine değil de, karşı tarafın bakış açısını daha iyi anlamak üzerine kurulmalıdır bence. Ben bir ateistle konuşurken veya böyle bir metni okurken olaya hep bu şekilde yaklaşıyor ve oldukça faydasını görüyorum... Bu inceleme de bu bakış açısı keşfine katkı sağladı... Teşekkürler...
Li-3 okurunun profil resmi
aynen katılıyorum. İşi bir kavgaya bilek güreşine çevirmeden, o tartışmadan azami fayda sağlamak gerek bence de :) Teşekkürler katkınız için.
1 sonraki yanıtı göster
Hakan okurunun profil resmi
Mangası varsa okurum 😏
Li-3 okurunun profil resmi
Yazılısı zor var çizilisi olsa çizeni çizerler yav :/
1 sonraki yanıtı göster
Deniz Öztürk okurunun profil resmi
Merhabalar. Küçükken ben de yaz tatilinde camiye Kur'an kursuna gittim. Öncesinde annemle yatarken dualar okur, ramazanda teravih namazlarını kılardım. Evet daha 5 yaşındayken hatırlıyorum. Bir köyde büyüdüm, kışın tek odada sobanın dibinde yaşardık. Çeşmeler kapatılırdı çünkü boruların içerisindeki su donunca patlıyordu. Banyo yapmak, bulaşık yıkamak, tuvaletimizi yapmak bile düşündürürdü hepimizi. Kapıyı açtığımızda dehşet soğuk hava dalgası yayılırdı. Hatta o tek odanın penceresini dışarıdan saydam muşamba ile kapatırdık. İşte böyle bir ortamda ( malum bizim küçüklüğümüzde ramazan kış ayındaydı) annem güğümde ısıttığı su ile 5 yaşında olan bana abdest aldırır, en güzel kıyafetleri giydirir, başıma yazma bağlar beni camiye götürürdü. Cami de buz gibi olurdu. Annem caminin sobasını yakar, birazdan burası sıcacık olacak kızım ellerini hohla ısıt derdi. O kadar hoşuma giderdi ki bütün bunlar ve sonrası. Hocanın sesini duyuşum, insanların gülümsemeleri ve huşu içinde aynı hareketleri yapıp hep önlerine bakmaları. İlk günden son güne bir ay boyunca, her gün şevk duyardım. Ki hala aklımdalar. Sıkılıp ağlayan çocuklardan olmadım hiç. Büyüdükçe, gördükçe ve yaşadıkça ben de varoluşsal sorular sordum. Ateist düşüncede olan biriyle ilk lisede karşılaştım, hatta onunla konuşmamıştım. Üniversitede Hristiyan arkadaşıma inanamamıştım. (Müslüman dini dışında olduğuna). Ve yaşadığım kayıplarımla tevekkülde zorlandım. Ama bütün hayatım boyunca hep kutsal bir varlığın olduğunu sezdim. Her gün bir sürü mucize gördüm. Hala da görüyorum. İnsanlar kötü , insanlar iyi, insanlar güçlü, insanlar zalim, nankör, merhametli, kibirli, yardımsever, hırslı,.. İnsanlar bir sürü şey yaşıyor. İyi, kötü, acı, hastalık, zenginlik-lüks, sefalet-açlık, sevgi, ihanet... İnsanların hayattaki karşılaştığı zorluklar ve karşılarındaki tutum farklı farklı; birbirlerine karşı davranışları, düşünceleri de öyle. Zaten birlikte yaşamak imtihanı doğuruyor. ( İnsan dışında doğayla, hayvanla birlikte yaşamak da öyle) Peki bir insanın iyi olması için neden ne? Yani kötü olan biri ne kaybediyor ki? Benim buraya küfür yazmamı ya da yan odadaki annemi öldürmem nolur ki? Bir katil katil olmuşsa nolmuş? Bir insan tecavüz etmişse ne yani? Başkalarının özgürlüğünün kısıtlandığı yerde benim özgürlüğüm neden bitiyormuş? Eğer ölümden sonra her şey bitecekse neden kafama takayım ki böyle şeyleri. Doğru cümle mi kurdum, yanlış mı anlaşıldım, üzdüm mü? Ne önemi var. Çok saçma ya. Nasıl ki hepimiz uyuyoruz, hepimiz doğduk ve öleceksek; uyku gibi ölüm gibi doğum gibi eşit olmalı her şey. ( Ki bunlarda da bir dengesizlik var.: Zorlu/kolay doğum, kolay/zor ölüm , tatlı uyku/kabus.. Ama hepimizde olan şeyler) Herşey bittiğinde ve o sonsuzluk yaşanacağı zaman bence yaptıklarımız ortaya dökülecek ; herkese sınav sonucu ve yerleştirilen yer bildirilecek. Herşey bitecekse ne anlamı var ki. Siddhartha yı yeni okudum. Orada Siddhartha diyor ki, bilgelik öğretilemez, anlatılamaz. Çocukların tanrı çiziminde somut resimlerinin farklılığı gibi; her kişi, tanrıyı soyut olarak; yaşadıklarında, gördüklerinde(çevresini), hissettiklerinde bulabilir. Herkesin aklına geliyordur varoluşsal sorular ve bence bu çok doğal. Taklidi iman yapanlar olarak bahsettiğiniz insanlar da sormuştur. Din çok hassas ve yargılamamak lazım hiç kimseyi. Çünkü her şey karmaşık. İnanmak çok zor. Ve bir arkadaşım "la" Arapçada yok demektir, iman-inanc için önce yok demek gerekiyordur belki de. Giyim ve tarz konusunda da yazmışsınız. Benim de şahit olduğum durum bir insan nasıl teseddur giyinmeli, yok efendim şu kıza bak başı kapalı ne giymiş daracık , kısa, boynu gözüküyor, makyajlı bla bla. Bunları hem teseddur giyinmeyen bayanlar hem de teseddur giyinen bayanlar, başka örtülü bayanlar hakkında konuşuyor. Bilmiyorum bence kimseyi ilgilendirmez. Belki sadece hoşuna gittiği için takıyordur, belki de inancı gereği. Ne kadar meraklıyız ve yargılayıp damgalamak için didinip duruyoruz.
Roquentin okurunun profil resmi
Yav seni buncadır tanırım böyle bilgilendirici ve geniş caplisini görmemiştim özellikle tebrikler. Bu kitabın okunup da irdelenmesi bence din kitaplarindan en az birini okuma sonrasında yapılmalıdı, bunu yaptığın için yazın bence ayrıca doğru ifadelerle dolu. Şu soruları öncelikle yoğunluklu olarak ülkemiz daha sonra dünya için sormak istiyorum . Kutsal kabul edilip dünyaya geliş amacının tanrı tarafından verildiğine bağlılıkla inanan insanların kutsal kitabı okumadan iman etmeleri doğru mu? Ne kadar gerçekçi. Dediğin gibi miras yoluyla aldığımız dini yaradanın merhametine sığınarak devam ettirirken anlamını bilmeden, ayetlerin indiriliş hikayesini bilmeden okumak ve inanmak ne kadar doğru yönlendirir? Peki ya ayetleri tefsiriyle oku daha iyi anlarsın diyenlere cevap verildiğinde her seferinde ona saf iyi niyetle onu doğrulamak için yorum yapanlar ile bu durumu tartışmak mümkün mü? Gerçek din bu değil insanlar yanlış anlıyor klisesinden yola çıkarak tanrının bir kitap indirdiğini ve insanların hicbirnin bunu doğru anlamadığını iddia etmek de acaip . Şahsi fikrim ateist denen grup -ki bir grup değiller bence- kutsal kitapları inananlardan daha çok okuyor. Ve taklidi iman grubuyla savaşmak ziyadesiyle yoruyor.
Li-3 okurunun profil resmi
Tevrat diyorlar akıyormuş. Onu okuyayım bir ara :)
6 sonraki yanıtı göster
Kaan okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş. Kitabı okuyacağım. Taklidi iman en zararlı şeylerden biri bence. Kucuklukten itibaren Allah'ı öcu kitabını korkulacak çarpacak şey olarak gösteriyorlar. Tanrının varlığı üzerine düşünmeyi dinden çıkmak olarak görüyorlar. Vs vs. Bence dine en çok zarar veren şeyler bunlar. Kişi düşünmeli, okumalı , sorgulamali ve kendi özgür iradesiyle dini konularda kararını vermeli. Ebenveyni müslüman olduğu için değil kendi akıl yurutmesiyle İslam yani Allah'ın yoluna girmeli ve O'nla yürümeli yoksa taklidi iman ile kişi ne yolun ne olduğunu bilebilir ne de yolun sahibini
Li-3 okurunun profil resmi
Size katılıyorum, insan inandığı dağın yüksekliğini, iklimini karını kışını bitki örtüsünü ölçmeli, araştırmalı, bilmeli. Yoksa dağı sis kaplar ötesi görünmez. teşekkürler yorumunuz için :)
1 sonraki yanıtı göster
Semih Doğan okurunun profil resmi
Bu konuda benim yorum yapmadan geçmem doğru olmaz :) Öncelikle incelemede dine karşı muazzam doğru bir duruş gördüm. Bir ateist olarak benim de tutumum genellikle bu şekildedir. Bir yerde inananlar varsa, orada mutlaka inanmayanlar da vardır. Doğanın kanunu bu şekilde. O sebeple bizim kıstasımız “saygı” olmalıdır. İncelemenin içerisinde yazdığın hemen hemen her şeyin altına imzamı atarım. Sadece “güven de bir kanıttır” önermeni kabul etmiyorum. Bence güven bir kanıt değildir, olsa olsa tecrübedir. Devede kulak sayılabilecek bu katılmadığım kısmı saymazsak harikaydı. Eline sağlık.
2 önceki yanıtı göster
Li-3 okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Aslında kullanım olarak yanlış olmuş haklısın. Deneyimlemek daha güzel karşılıyor. :)) Müsadenle düzenleyeyim.
3 sonraki yanıtı göster
29 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.