Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

167 syf.
8/10 puan verdi
Gökkuşağından Sürülen Çocuklara
tüm “öteki”lere ithaftır. Hêjîra çiyayî Delala çîyayî Dar hejîrokê Xemrevînokê Nav gul û giyayî
Nar Çiçekleri
Nar ÇiçekleriMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20123,961 okunma
··
3.728 görüntüleme
Gül okurunun profil resmi
Albert Einstein'ın bir sözü. Milliyetçilik bir çocukluk hastalığıdır. İnsan ırkının kızamığıdır. Eğer bir adam bir marşa ayak uydurup, emir altında neşe içinde yürüyebiliyorsa, benim gözümde beş para etmez. Uygarlığın bu kara lekesi en kısa sürede yok edilmelidir. Emirle gelen kahramanlıktan, bilinçsiz şiddetten, aptalca yurtseverlikten, tüm bunlardan nasıl da nefret ediyorum. Ben savaşı öylesine tiksinti verici ve aşağılayıcı buluyorum ki böyle iğrenç bir eyleme katılmaktansa kendimi parçalayıp yok ederim daha iyi... Benim anlayışıma göre, savaşta adam öldürmek cinayetten başka bir şey değildir. Aynı zamanda hem savaşa hazırlanıp hem de savaşı önleyemezsiniz. Yalnız bir pasifist değil, militan bir pasifistim. Barış için savaşmaya gönüllüyüm. İnsanların kendileri savaşa gitmeyi reddetmediği sürece hiçbir şey savaşı durduramaz.
Gül okurunun profil resmi
Nasıl müthiş bir inceleme okudum şu an. Yazdığın her satır takdir edilesi, altına imza atılasıydı. Kürt meselesi her zaman iktidara gelenlerin ya da gelmek isteyenlerin ekmek kapısı olur. Ama günümüzde artık yalnız Kürt-Türk kavgası yok topyekün birbirimizden nefret ediyoruz. Herkes öteki. Etiketlerimiz hazır. O etiket isimlerini buraya yazmak bile istemiyorum. Öyle bi hale geldik ki kimsenin kimseye zerre tahammülü yok. Halbuki yaşayacağımız en fazla 50-60 sene sonrası yok fosiliz ama biz kazık çakmışcasına eziyet ediyoruz bu güzelim topraklara. Birbirimizi sevmek bu kadar zor olmamalı bence. Bu muazzam yazıyı bizimle paylaştığın için tekrar tekrar teşekkür ederim 🙏🏼
Li-3 okurunun profil resmi
boyun borcumdu efendim :) teşekkürler
Necip G. okurunun profil resmi
Yasin emeklerine sağlık öncelikle... Ayırdığın vaktin hakkını veren bir yazı okuttun bizlere... Alttaki bazı yorumları okuduktan sonra birkaç cümle ekleme ihtiyacı hissettim... Milliyetçilik başlığı altında amacından tamamen sapan fikirler dönmeye başladı sağda solda... Eğer sen bu ülke topraklarını yüzyıllardır paylaştığın, aynı coğrafyada aynı kültürden beslendiğin, yeri gelince ekmeğini verdiğin, yeri gelince ekmeğini yediğin, kimi zaman aynı yastığa baş koyduğun, çocukluğunda saklambaç oynarken aynı ağacın arkasına saklandığın, aynı düğünde halay çekip, aynı denizde kulaç attığın bu ülkenin Kürt vatandaşlarını dışlıyor, onları görmezden geliyorsan; o zaman senden milliyetçi falan olmaz, olsa olsa su katılmamış bir faşist olur... Gerçek bir milliyetçi vatanını, içinde taşıdığı tüm değerlere, tüm kültürlere, tüm farklılıklara sahip çıkarak seven ve bu değerleri herkesten fazla savunabilen kişidir. İşte bölmeye, yok etmeye çalıştıkları şey de bu kültürel zenginliktir. Bırak Avrupa’yı, uzaya da çıksan, başka hiçbir yerde bulamazsın bunun bir benzerini... Umarım sürekli gaza gelip nara atmak yerine, birgün sahip çıkabilmeyi de öğreniriz... Tekrardan ellerine sağlık... Sevgilerimle...
3 önceki yanıtı göster
Li-3 okurunun profil resmi
Tşekkür ederim afişe olmalık bir yorum. Neydi bir şarkı vardı: " tam yerine rast geldi manzaraya koydu" :)))
1 sonraki yanıtı göster
kyrios maldoror okurunun profil resmi
Öncelikle bir menkıbe ile başlamak istiyorum; DÖRT İMAM OTURMUŞ KONUŞUYORLAR Arap başlamış: BENiM IRKIM Hz. ibrahime dayanır. Kuran bizim dilimizde gönderildi. Son peygamber bizden. Biz çok büyük bir kavimiz. Fars: BENiM IRKIM büyük kültürleri ve devlet gelenekleri olan çok sayıda islam alimi çıkmış bir ırk. Türk imam: Benim IRKIM bir sürü devlet kurmuş devlet yıkmış savaşlar kazanmıştır. Bir sürü kan akıttık. Biz çok büyük ve mübarek biz kavimiz demiş. Sıra gelmiş Kürt imama. Kürt imam açmış ağzını: Benim IRKIM... Diğer 3 imam hep bir ağızdan: Yav ne gerek var milliyetçilik yapmaya hepimiz kardeşiz. Hepimiz müslüman değil miyiz? demiş. • İbrahim Yazğan "Ben şimdi hangi çağın aynası, Deşilmiş hangi yaranın ağrısıyım?" der, Ahmet Erhan. İnceleme o kadar güzel ve farkındalıklı ki, duygulanmamak elde değil. Çok güzel bir insansın Li, yüreğin incinmesin... Seni yürekten kutluyor, kucaklıyorum. Kürt edebiyatı denince akla ilk gelen kelime sürgündür. Bir anlamda Kürt edebiyatı sürgün edebiyatıdır da. Senin deyiminle; 'gökkuşağından sürülen çocukları'n belki de en çok acı çeken ismini okumuşsun. İlk tokadını ilkokulda Türkçe bilmediği için yiyen bir muteber kişilikten bahsediyoruz. Mahkemede annesiyle birlikte dövüldüğünü de geçen öğrendim. Ben ki yıllar yılıdır ağlayamamış bir insan, bir anda gözlerimde coşan seller gibi yaşlar dökülecek sandım. Dokunsalar ağlayacaktım derler ya, aynen öyle. Ortamdan nasıl uzaklaştığımı dahi hatırlamıyorum. Büyük bedeller ödedi; asimile olan bir milletin dili ve edebiyatı için. Ve ne de güzel söylemiş; "Ana dilimiz bu ülkeyi bölüyormuş! Olsun... Annemin dili o kadar tatlı ki, konuşup bütün dünyayı bölmek istedim..." "En geniş ve en güzel dil en kolay olanıdır ki o da düşünce ve kalp dilidir. Dudak ve dillerin lisanı ise insanoğlunu düşünce ve kalp diline ulaştıran bir merdivendir." • Mihail Nuayme Hakikat, tüm düşmanlıklara karşıdır. Düşmanlıkların son bulduğu, insanların kendilerini gerçekleştirebildikleri, bilinçli, farkındalıklı güzel günlere gözlerimizi açabilmemiz dileklerimle... Emeğine, kalemine, düşüncene sağlık güzel insan.
Li-3 okurunun profil resmi
"Ana dilimiz bu ülkeyi bölüyormuş! Olsun... Annemin dili o kadar tatlı ki, konuşup bütün dünyayı bölmek istedim..." başka sözüm yok. Teşekkür ederim paylaşımın için.
Metin T. okurunun profil resmi
Böyle incelemeler ufuk açıcıdır ama inceleme sahibini okurları nezdinde uçlara sürükler. Zaten sen de belirtmişsin. Bazı hoş olmayan itişmeler olması dışında güzel bir teati ortamı da oluşmuş. Oysa burada konuşulanlar ne Türklere ne de Kürtlere zarar verir. Çünkü konuşanların tek silahı bu: Fikrini beyan etmek. Dolayısıyla birbirinizi azarlamanız hoş olmamış. Azarlamadan söylenen her söz dinleyeni düşünmeye sevk ederken, her azar, karşı azara sebep olur. Öyle olunca da kimse kimseyi anlamaya çalışmaz. Cepheleşme dediğimiz kısır döngü oluşur. biz biz idik biz idik otuz iki kız idik ezildik büzüldük bir duvara dizildik, halleri çıkar ortaya :)))) Güzel fikirler dillendirilmiş. Biz de ıcık çizittirelim. Sorunu çözersem şaşırmayın ha! Orta Doğu’da bir petrol bir de kan davasına dönüşmüş şiddet üretilir. Çünkü sorunlar konuşulmaz. Konuşmak için fikir sahibi olmak gerekir. Asıl korku da odur zaten. Fikirden, fikirlerin özgürce dile getirilmesinden korkarlar. Bu coğrafyadaki tüm ülkelerde, çoğu da cumhuriyettir, ilkokuldan itibaren çocukların kulağına şu şeytanlık fısıldanır: Konuşma ve sakın konuşturma. Konuşursa da dinleme, çak ağzına bir tane. Halbuki ifade özgürlüğünün sınırları genişletilirse, mevcut “şiddet özgürlüğünün” sınırları daralır. Nasıl Türklerde milliyetçi, militarist, baskıcı bazı fikri tutarsızlıkları yaygınsa, maalesef her sosyal seviyeden, her gruptan Kürt, Çerkes, Boşnak vs. kökenli vatandaşımızda da şiddet konusunda tutarsız fikirler ve zihinsel paradokslar yaygın. Şiddetin farklı bir biçimde tanımlanıp, öznel bir kavrama dönüştürülüp, sanki özgürlüğün aracıymış gibi yeniden üretilmesi, en tehlikelisi budur işte. Çünkü bir kurumlaşmaya delalet eder. Fransız devrimiyle başlayan, Sovyet devrimiyle süren bir kurumlaşma. Oysa, şiddet şiddettir, şiddetin bahanesi de, şiddetin bahanesidir. Bahaneler ile asıllar karışıverince, dönüp dolaşılıp yine ilk tokadı, ilk taşı kim atmıştı kısır döngüsüne girilir. Yeter ki demokrasi olsun, yoksulluğa da, ayrılığa da çözüm bulunur, bir tek keder, o da ölümdür, kalır yeryüzünde. Nasıl ama, çözdüm gördüğünüz gibi. Yasinciğim sayende oldu. Yoksa konu çözümsüz kalacaktı. :))) Kedersiz bir Pazartesi dilerim.
3 önceki yanıtı göster
Li-3 okurunun profil resmi
Şahane çözüm oldu abi ellerine sağlık :))
Roquentin okurunun profil resmi
Anca bitirdim . Sen ne yaptın yaa:)) Valla Aynur Doğan eşliğinde başladığım bu muhteşem yazının ülkenin dört bir yanına asılması lazım. Bu konuya 'Binbir Çiçekli Bahçe ' etkinlikleri düzenlenmeli. Yaşar Kemal söylenmeli Mehmed Uzun okumalı:) İyi ki varsın, her bir cümlen anlatılacak her şeyi anlatıyor.
Sezen B. okurunun profil resmi
Aynı kaderi paylaşmışız seninle, küçükken Kürt mahallesinden geçmeye ben de çok korkardım. Malesef öyle öğretiliyordu. Orta okuldayken en iyi arkadaşlarımdan biri Kürttü. İlk onun sayesinde Kürtlere farklı bir bakış açısı kazandım. Artık onların da bizden farklı olmadığını bizim aramızda da nasıl iyiler ve kötüler varsa onlarda da bu durumun aynı olduğunu gördüm. O zamandan beri sadece iyi insan - kötü insan diye ayırım yaparım. Yani iyi insan dini, dili ırkı ne olursa olsun iyi, kötü insan da; dini, dili, ırkı ne olursa olsun kötüdür benim gözümde. Çok güzel bir inceleme. Emeğine sağlık.
Tapasvi okurunun profil resmi
+ Küfür duydum sanki, - kulakların iyi duymuyor moruk, + Duydum bilmediğim bir dille sòvüyorlar ibneler. +Ben biliyorum dillerini " Ne zaman çıkacaz burdan diyorlar, özlemişler eşlerini, küfür değil yani. - Olsun, bugün başka dille özledim diyen yarın küfreder. Biraz jop dikkatleri dağıtır Erkân. Bu piçler merhamet etmeye gelmez. Dövmezsen kendi dillerini konuşur dururlar. (Diyarbakır cezaevinde gardiyanlık yapan bir abinin anlattıklarından 83 yılları ) Uzun uzun susar anlatırken biz de dinleriz. Tıkandığı yerde unutmuş numarası yapar. Ama içini biliriz biz onun. Anlatamaz çok fazla. Ne güzel incelemişsin arkadaş. Emeğine sağlık...
Li-3 okurunun profil resmi
kimsenin dili varmıyor anlatmaya ama geri de kalmıyorlar devam etmekten. Yaman çelişki :/ Teşekkür ederim paylaşım için.
1 sonraki yanıtı göster
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.