Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

108 syf.
9/10 puan verdi
HAPİSHANE BENİM İKİNCİ DOKTORAM youtube.com/watch?v=mMSwgG4... Gorki 'Benim Üniversitelerim' kitabında hapishaneleri üniversite olarak görmektedir. Bu sözün sahibi Feride Çiçekoğlu! 12 Eylül sonrasında 'Komünizm propagandası' yaptığı iddiasıyla tutuklanıp Ulucanlar Cezaevi'nin Kadınlar Koğuşu'nda yatmış. Orada kaldığı 2 yılda şahit olduğu olayları derlemiş, düzenlemiş önce filminin senaryosunu yazmış sonra da işbu kitabı yazmıştır. Film ile kitap arasında bir kaç farklılıklar bulunuyor. Ulucanlar Cezaevi'nin müzesine gittiğimde duvarda yer alan resimde Feride Çiçekoğlu'nun kucağında bir çocuk oturuyor. Çocuğun kitapta anlatılan Barış olduğunu düşünmekteyim. Yaşanan olayların gerçekçiliği ise esere ayrı bir anlam katıyor. Bir mimar olarak Amerika'da yüksek tahsil gören Çiçekoğlu, yurtdışında yakaladığı özgür ortamı ülkemizde bulmaya çalışırken kendini kodeste buluyor. Fikirlerin aydınlığa coşkuyla salındığı bir noktada bir çok karanlık tepişir kaderimizde. Eller pankartta, diller sloganlarda, fikirler davandadır ancak TCK'nun 141 ve 142'inci maddeleri vardır bilhassa 141/5'ten tutuklanırdınız yani komünizm propagandası yapsanız da yapmasanız da tutuklanırdınız. -ULUCANLAR CEZAEVİ- 1925 yılında kodes hayatına başlayan Ulucanlar Cezaevi, işkencelerle, idamlarla, zulümlerle nam salmış bir hapishanedir. Pek değerli varlığını 2006 yılına kadar sürdürmüştür. Yakın zamanda ziyaret ettiğimde içimde oluşan hisleri size nasıl aktarayım bilmiyorum. Kimlerin buradan yolu geçmemiş ki? Bir kaç ismi saymak gerekirse: Nazım Hikmet Ran, Necip Fazıl Kısakürek, Bülent Ecevit, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Yaşar Kemal, Fakir Baykurt, Kemal Tahir, Ahmed Arif, Muhsin Yazıcıoğlu, işbu kitabın yazarı Feride Çiçekoğlu, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Arslan, Yılmaz Güney herhalde saymakla bitmez. 2006 yılında kapatıldıktan sonra 3 milyon TL harcanarak müze haline getirilen Ulucanlar'da ölümü, çaresizliği, zamanın şartlarının çetinliğini hissediyorsunuz. Müzenin girişinde dış dünyadan getirdiğiniz gülücükleri içeride buhrana kaptırıyorsunuz. Bizim makus talihimiz midir bilmem? Sağ el ile sol elin bir türlü kavuşamaması. Ayrışmanın anavatanı mıdır ülkemiz? Sanırım öyle! Kesinlikle öyle! hizliresim.com/3zQkZO Müzede yukarıda bahsi geçen ünlü isimlerin ve diğer hükümlülerin eşyaları da bulunmakta. Şimdiye kadar varlığından bihaber olduğum bu müzeyi derinlemesine araştırdığımda insanlığımdan bir kez daha utandım. Henüz doğmamıştım bütün bu hadiseler yaşanmadan önce. Ancak ne önemi var. Olanlar oldu, yaşananlar yaşandı. Erdal Eren'in yaşı tutmasa da büyütülerek asıldı. Çünkü ülkemizin refaha kavuşması için gül gibi genci ipe götürmeliydik. Cellat ruhlara yakışanı yapmakta ustalık gösterdi kararları verenler, uygulayanlar. Geçmişine yabancı kalmak istemeyen her birey lütfen Ankara'ya yolu düşer ise Altındağ ilçesindeki bu müzeye uğrayın. Müzeye girer girmez Nazım Hikmet'in ve Necip Fazıl'ın hapishane günlerine ait şiirlerine rastlarsınız. NAZIM HİKMET RAN: Bugün pazar. Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar. Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak bu kadar mavi bu kadar geniş olduğuna şaşarak kımıldamadan durdum. Sonra saygıyla toprağa oturdum, dayadım sırtımı duvara. Bu anda ne düşmek dalgalara, bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım. Toprak, güneş ve ben… Bahtiyarım… ------------------------- NECİP FAZIL KISAKÜREK: Bir gün cezaevine yolunuz düşerse tozlu duvarlara elinizi sürüp rutubet kokusunu kokladıktan sonra fareler ekmeğinize ortak olduğunda özgürlüğü özlemek için; saatiniz işlese, zaman dursa durup düşünmek için çok az bir vaktiniz olsa sizce özgürlük hayatınızın ne kadarı?” ------------------------------ Gelelim kitaba! Çocuklar, masumiyetin timsalidir... Çocuklar, özgür ruhludur... Çocukların aklı da ruhu da salıncakta sallanır... Öyle olmuyor ancak. Çok seviyor İnci'yi Barış. Bir gün yatağından kalktığında yabancı bir güne uyanıyor. Bir çok ablası var sevdiği, bilhassa annesi ancak İnci'yi ayrı bir seviyor. O yabancı güne uyandığında İnci'yi bulamıyor koğuşta. Soğuk olan nesneler daha bir soğuk, görünmeyen gökyüzü daha bir karanlık. Mektuplar yazıyor Barış yılmadan. Ancak yaşı itibariyle yazamadığı için hep birilerinin yardımına ihtiyaç duyuyor. Geçmiyor tellerden mektuplar. Takılıyor kanunu temsil eden gözlere. İnci'ye 70-80 mektuptan sadece birkaçı ulaşıyor. Adaletsizlik almış başını yürümüş. Koğuşta da yine süregeliyor eli belinde adalet. Her gün yeni bir kurguyla dikiliyor karşılarına. Sevdiklerini acımasızca söküp alıyor küçücük yüreğinden. Adının güzelliğine istinaden haykırıyor gözleriyle dünyaya barış, barış, barış. Barışı unutmuşuz biz. Dünya denilen değirmenin çarkı çıkar ile dönüyor. En ufak mecralarda bile bu çıkarın çemberindeyiz. Feride Çiçekoğlu'nun Ulucanlar Hapishanesi'nde yaşadıkları, Uçurtmayı Vurmasınlar filmi ve bu kitabın toplamı hüznü temsil ediyor. Çaresizliği, düş kırıklıklarını, minicik bir kalbi. Bir çırpıda bitireceğiniz bir eser. Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Ulucanlar Cezaevi belgeseli youtube.com/watch?v=ONXQ08U... youtube.com/watch?v=pVAIZ-b... Uçurtmayı Vurmasınlar filmi youtube.com/watch?v=L2FD9vO...
Uçurtmayı Vurmasınlar
Uçurtmayı VurmasınlarFeride Çiçekoğlu · Can Yayınları · 202212bin okunma
··1 alıntı·
2.339 görüntüleme
Habibe okurunun profil resmi
Ulucanlar'da geçirdiğim saatlere geri döndüm incelemeyi okurken, kesinlikle insanın tüyleri ürpermeden dolaşması mümkün değil orayı. Anlamak için uzun uzun duvarlara, fotoğraflara, eşyalara, yazılara baktım ama ne mümkün! Hiçbir zaman da anlayamıycam. Ne kolay hikayeleşiyor yaşanan onca acı. Teşekkürler bu farkındalık dolu inceleme için. Uzun ince bir koridorda yürürken bu şarkı çalıyordu. youtu.be/mPyJrDJ7vYo
Homeless okurunun profil resmi
İçten içe burkuldum ben de ancak kim kimi ne kadar anlayabilir değil mi? Bence tek bir günde anlaşılmaz Ulucanlar. Daha fazla vakit geçirmek şart. Şarkı için çok teşekkür ederim Selda Bağcan'dan dinlemek ayrı bir güzel oldu. Keza kendisinin Ulucanlar'da yatan sonra idama yürüyen Deniz Gezmiş'le geçmişleri bulunur. Yorumunuz için de ayrı teşekkür ederim.
Muhammed Ali okurunun profil resmi
O kadar güzel bir inceleme yazısı olmuş ki hayran kaldım. Kitabı okuyacağım ama sizin incelemenize denk geldiğim için kendimi şanslı sayıyorum. En kısa zamanda mekanı da ziyaret edeceğim inşallah. Yüreğinize sağlık...
Homeless okurunun profil resmi
Yorumunuz mutlu etti :) beğenmenize sevindim. Mekânı ziyaret etmeden okumaya başlamayın:)
ilkem okurunun profil resmi
Kitabı okuduktan sonra etkilenip inceleme yazmaya karar verdim ama o kadar güzel bir inceleme yapmışsınız ki diyecek pek bir şey kalmıyor. Çok teşekkürler. Ellerinize sağlık
13 öğeden 11 ile 13 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.