Mensubu olduğu toplum ve onun kültürü içerisinde eğitim gören psikologların başka toplum ve kültürlerde büyümüş yetişkin veya büyümekte olan çocuklar için verdiği tavsiye veya metotların ( artık adına ne derseniz) çok da faydalı olabileceğine inanmıyorum. Örnek olarak biz Türk toplumda doğuyor, büyüyor ve yaşıyoruz. Çoğunluğumuz çocuğu 16-17 yaşına geldiğinde onun ayrı bir eve çıkmasını beklemez, hatta belki şiddetle reddeder. Türk anne ve babası çocuğunu doğumundan ölümüne kadar büyütmeye devam eder ve bunu severek yapar. Çocuk büyütmeyi 18 yıllık bir görev olarak görmez. Hatta torunlarını bile büyütüp yetiştirir ve bunu da severek yapar. Bu topluma Avrupa veya Amerika toplumlarına ait çocuk yetiştirme tavsiyelerinin, psikolojik yaklaşımlarının uygun olmadığını düşünüyorum.
Bu tespitimde herhangi bir kültürü aşağılamak, yermek, diğerini övmek, methetmek değil amacım. 16 yaşında bir genci tek başına ayrı eve çıkmaya hazırlamak için büyütüyorsanız size uygun psikolojik yaklaşımlar elbette ki Avrupa da geliştirilen metotlar olacaktır.
Bu kitabı ana hatlarıyla bilimsel yaklaşımlar hakkında fikir edinmek adına okudum. İçerisinde verilen metotların bazıları bulunduğumuz aile yapılarına adapte edilebilir, bir çoğu ise taban tabana zıt tutumlar.
Çoğu çocuğun ve hatta bizim büyürken içerisine düştüğümüz "bocalama" bu farklı kültürlerde geliştirilen metotların uygulanmaya çalışılması sırasında yarattığı kaos nedeniyle oluşuyor.