İnsan kendi konforlu alanının dışında var oluşu veya varlığın kendisiyle ilgilenme fikrine çok eski çağlardan beri eğiliyor. Bununla birlikte varlık felsefesinin en büyük sorunlarından biri olan hiçliğin tanımı konusunda düşülen en büyük yanlışlardan birinin üzerine eğiliyor bu ufak kitap.
Hiçlik, varlığın zıttı yani yokluk anlamında ele alınabilecek bir kavram değil. Bu eser doğrudan Heidegger tarafından kalene alınmış bir kitap değil. Mazhar Şevket İpşiroğlu ve Suut Kemal Yetkin'in, Heidegger'in 1929 da Freiburg Üniversitesinde verdiği açılış dersinin kendi önsözleri ile aktarılmasından ibaret.
Her ne kadar başlık Metafizik nedir olsa da, aslında Heidegger'in bu soruya verdiği kısa cevabın ardından hiçlik kavramını tartışmaya açması, hiçlik nedir sorusunu ve bu soruya verilebilecek cevabı anlatan düşüncelerini aktarıyor.
Varlığın öncesinde ve varlıkla bütünleşik bir hiçlik kavramını derinlemesine anlatıyor Heidegger. Kitapta çeviri sırasında hiçliği tanımlamakta kullanılan ve düz çevirisi "korku" anlamına gelen kelimeyi tasavvuf felsefesinde bir çeşit ibadetleri yerine getirmeme endişesi olan "havf" olarak çevirmişler. Bununla birlikte, kaygı ve hatta belki anksiyete de bu kelimenin yerine rahatlıkla oturabilir.
İnsanı derin bir problemin ortasında kendi duvarlarını aşmaya zorlayan bir ders olmuş. Ehline tavsiye edilir.