Geçmişimizi değiştirmek elimizde değildir ama geleceğimizi de etkileyen, yön veren bugünümüzü değiştirmek bizim elimizdedir, yeter ki buna inanın...
Kitabı elimden bıraktım ve şöyle bir geriye baktım. Bütün bu yaşadıklarım ne içindi? Doğduğum günden beri akan gözyaşları, sevinçten ayaklarımın kesildiği o zaman dilimi ya da ne bileyim canımı yakan dostun sözü..
Belki de ruhunu bir ömür ateşe veren, hiç affedemem sandığın kişiyi bir gün olup da "iyi ki öyle davrandın bana" deyip affı bırak onun için dualar ettiğim insanın bana yaşattıkları ve onun sayesinde oluşturduğum kişilik bugünler için miydi? Evet cevabını veriyor her şey... Onaylıyor şimdiki yaşanan her durum. Boşuna değildi hiçbir yaşadığın, hiçbir duygun boşuna değildi...
Şu anda içinde bulunduğum bu ruh haleti; geçmişte yaşadığım her olayın, ufacık ayrıntıların bana mirasıydı...
Bir küçücük anım bile şu anki durumuma nasıl hizmet etmiş, nasıl kan ter içinde kalarak beni bu zamanlara getirmek için çırpınmış... Çok iyi anlıyorum seni hayat... Ve ve ve gelecek zamana ait düşüncelerimi de artık bu saatten sonra tam değil ama en azından bazı şeylerin farkına vararak ileriye nasıl taşıyacağımı sanırım az buçuk biliyorum artık... Çok iddialı bir "biliyorum" oldu ama kendime söz verme adına kesinleşmiş bir cümle olsun istedim.
Şu an anladım ki, benim nefes aldığım şu anım gerçekten içi kof anlamsız bir şey değildi. Bilakis dolu dolu yaşanmış ve her yaşanmış an, gayet anlamlı birer hayat parçamdı. Ve bu hayat parçalarının her birinde aldığım sevincin nefesi, verdiğim gözyaşının damlası var. Demek ki hayat; alıp verdiğim bir nefesten ibaret...
Öğrendim ki; geçmişte yaşanan her anı, şimdi'de değerlendirip, geleceğe taşımakmış marifet...
Viktor E. Frankl, 1905–1997 yılları arasında yaşamış Avusturyalı psikiyatr.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, toplama kamplarında yaşadıklarını, kendi psikiyatrik öğretisi bağlamında bu kitap sayesinde geniş kitlelere ulaştırmıştır. İlk sayfaları ruhen rahatsız edici bir şiddet tablosu oluştursa da ilerleyen sayfalarda alışıyor insan. Aynı yazarın toplama kampında hiç dayanılmayacak sanılan şiddetli zulümlere maruz kalıp onun da alıştığı gibi...
Canından başka kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış bir tutsağın akıl almaz yaşantısı ve karşılaştığı zalimce davranışlara karşı kendi içinde oluşturduğu savunma mekanizmasını anlatan kitap; sürükleyici olduğu kadar etkileyici bir anlatıma da sahip...
Ben çok beğendim. Herkesin kitaptan alacağı mesaj farklı olabilir. Merak ediyorsanız okuyun diyorum..
Keyifli okumalar dilerim.