Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Tanrı
Tanrı varsa, bu dünyayı erkenden terk etmeyi seçen yaratıklara karşı cömert davranacaktır, hatta bizleri burada vakit harcamaya zorladığı için özür bile dileyebilir.”
“Gerçek bir sohbet kendimle ilgili daha önce bilmediğim, yeterli olmadığım düşüncelere erişmeyi sağlar ve bazen, benim bilmediğim ama, başkasının yeni bir ivmesi ile canlanan kendi sözlerimin bana açtığı bir yolda izlendiğimi hissederim.”(M. Ponty)
Reklam
Aklındaki fikir kesintisiz bir kramp, katlanılamayacak kadar rahatsız edici ama yok sayılamayacak kadar güçlü bir şey gibiydi.
Sayfa 21
Anne olmak onu ölesiye korkutuyordu. Daha derin bir depresyona gireceğinden korkuyordu. Daha kendine bakmayı beceremezken, başka birine nasıl bakacaktı ki?
Sayfa 16
Kalabalığa karıştım, beni affet Tanrım.
Johann Wolfgang Von Goethe
Johann Wolfgang Von Goethe
Reklam
Altı yıldır neler yaptı acaba? Karşılaştığımız zaman sıkılacak mıyız? Anny tedirginlik nedir bilmez. Sanki dün yanından ayrılmışım gibi karşılayacak beni.
Hıristiyan kurtuluş gereksinimi üzerine
Sadece salt bencilce olmayan eylemlere yetkin bir öz, zümrüdüanka kuşundan daha da masalsıdır; açıkça tasavvur bile edilemez, tüm bir "bencilce olmayan eylem" kavramının sıkı bir sorgulamada tuzla buz oluşu bile yeterli bir nedendir bunun için. Şimdiye dek bir insanın, hiçbir kişisel güdü olmadan ve sadece başkaları için bir şeyler yaptığı görülmüş değildir; kendisiyle ilişkili olmayan, yani içsel bir zorunluluk (ki bunun nedeninin de kişisel bir gereksinim olması gerekirdi) içermeyen bir şeyi nasıl yapabilecekti ki? Ego, nasıl olur da egosuz davranabilirdi? . . . Bir insan tamamen o tanrı gibi sevgi olmak, her şeyi kendisi için değil başkaları için yapmak istemeyi arzulayacak olursa, bu sonuncusu sırf başkalarına biraz sevgi verebilmek amacıyla, kendisi için çok fazla şey yapması gerektiğinden dolayı bile olanaksızdır. . . . Öyle ki sevgi ve fedakârlık insanlarının, sevgisiz ve fedakârlık yeteneği bulunmayan insanların varlıklarını sürdürmelerinden yana bir çıkarları olurdu ve en yüce ahlakın varlığını sürdürebilmesi için, adeta ahlaksızlığın varoluşunu zorlaması gerekirdi (elbette böylelikle kendi kendisini ortadan kaldırırdı).
Sayfa 100 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Hıristiyan kurtuluş gereksinimi üzerine
İnsan, eylemlerin kullanışlı bir sıradüzeninde alt sıralarda yer alan belirli eylemlerin bilincindedir, hatta kendisine adeta tüm özü gibi değişmez görünen bu gibi eylemelere karşı bir eğilim keşfeder içinde. Kendini genel değerlendirmede en üst ve en yüce olarak kabul edilen öteki eylem türlerinde sınamayı ne çok ister; bencilce olmayan bir
Sayfa 99 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Dindarlığın sonradan çıkan acıları
"Sezmek", bir şeyin var olduğunu herhangi bir derecede bilmek değil, o şeyi arzulandığı ya da kendisinden korkulduğu sürece olanaklı kabul etmek anlamına gelir; "sezgi" kesinlik toprağında bir adım ileriye götürmez.
Sayfa 98 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Eğer çıkarsadığımız şey herhangi bir yönüyle bizi bir şüpheye düşürerek, bizde onunla ilgili olarak bazı şeyleri ihmal ettiğimiz düşüncesini uyandırırsa onu derhal sınamaya tabi tutarız: Eğer bir hata varsa onu fark eder ve kolayca yanılgıya düşülen yeri düzeltiriz.
Sayfa 96 - Litera Yayıncılık, I. Basım, 2018 l 42-43
[Mantığın Kanunları]
Mantık sanatı, (a) aklın doğru çalışmasını sağlama (takvim) ve insanı, düşünülürlerle ilişkili olarak yanılmanın mümkün olduğu her şeyde, doğrunun yoluna ve gerçeğe doğru yönlendirme özelliğine sahip olan bütün kanunları; (b) (insanı) düşünülürler hususunda hatadan, doğrudan ayrılmaktan ve yanılmaktan muhafaza edip koruyan bütün kanunları; (c) düşünülürlerle ilişkili olarak, birinin hata edip etmediğinden emin olunmayan şeylerin kendisi ile sınandığı/imtihan edildiği bütün kanunları verir.
Sayfa 92 - Litera Yayıncılık, I. Basım, 2018 l 42-43
Hassa, bir türü diğer bir türden ayırma hususunda ayrıma benzer, türü cevheri bakımından ayırmadığı için de ondan (ayrımdan) farklılaşır.
Sayfa 80 - Litera Yayıncılık, I. Basım, 2018 l 42-43
Gazali...
Tanrı'nın 'ol' emriyle evrenin varlı­ğa gelmesi arasındaki ilişki üzerinde yoğunlaşarak, Plotinos'un yaratıcı dü­şünme öğretisini bu olay üzerine uygulasaydı, muhtemelen daha ilginç bazı sonuçlara varabilirdi. Bunun için yapacağı tek değişiklik, Tanrı'nın sözü edi­len 'ol' emrinin öncesine aynı zamanda bu emrin konusunu oluşturacak bir varlığı 'düşünme'sini koymak olacaktı.
Sayfa 110 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.