Evet arkadaşlar, eğer ‘’afyonunuz patladıysa’’ ‘’Çıkarıyorum ağızımdaki baklayı’’. ‘’Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derlermiş’’ bendeniz keçi. Amma ve lakin sizler ‘’Ahfeş’in keçisi’’ olmayınız!! Zira sizler ‘’mürekkep yalamış’’ insanlarsınız. Aman ha beni ‘’ali kıran baş kesen ’’ zannetmeyin bu ‘’laf-ü Güzaf’’larıma bakarak. Söylediklerim ‘’zerdeyle zırva’’ dan başka bir şey değil. Ama ‘’maval okuyorum’’ da zannetmeyin, biraz ‘’molla kasım’’ lık yapıyorum diyebiliriz. Hepsi bu!!
Aslında bu işin ‘’püf noktası’’ ‘’rahmet okutmak’’tır. Tabi aramızda ‘’kös dinleyenler’’ de oldukça fazla olduğundan bu çaba beyhude de olabilir.
Aranızda ‘’diş bileyenler’’ olduğunu sezinliyorum. Hatta içinizden; şuna da bak ‘’Münasebetsiz Mehmet Efendi’’ yi aratmıyor, dediğinizi de duyar gibiyim. Ama ne yapalım ‘’kırk yıllık kani olur mu yani’’. Yanlış anlamayın beyler sizinle ‘’matrak geçmiyorum’’ veya ‘’goygoyculuk’’ da yapmıyorum. ‘’hacı mandalın mührü’’ gibi doldurdukça dolduruyorum. Umarım siz okuyucuların ‘’eşref saatine’’ denk gelmişimdir, yoksa ‘’kaş yaparken göz çıkarmış’’ olabilirim.
Neyse arkadaşlar ‘’lafla peynir gemisi yürümüyor’’ ‘’hoşafın yağı kesilmeden’’ ‘’kabak tadı vermeden’’ ‘’ipin ucunu’’ kaçırmadan sözlerimi sonlandırsam iyi olacak. E, siz de ‘’sabır taşı’’ değilsiniz en nihayetinde.
Tırnak içerisinde yazdıklarım deyimlerden oluşmaktadır. Ve bu eserde bu deyimler ve daha fazlasının tarihçesini bulacaksınız. :) ufak bir harmanla cümle içinde kullanarak sunmaya çalıştım ‘’Altı kaval üstü şeşhane’’ olmuş gibi dursa da ‘’turnayı gözünden vurduğumu’’ düşünüyorum. :)
Deyim: Anlatımı güzelleştirmek için, savunulan fikir ve düşünceyi daha etkili kılmak üzere kullanılan kalıplaşmış sözlerdir.
iyi okumalar :))
Kültür ve kültürün birikimleri bizi yüceltir. Manevi anlamda...
ben buna inanıyorum...