Merhabalar 1000 Kitabın güzel okurları!
Uzun ve zorlu bir sürecin sonunda, bu akşam 11. Kitap buluşmamızı gerçekleştirmiş bulunmaktayız ve bundan ötürü çok mutluyuz.
Öncelikle geçen ayın sonunda yaptığı öneri ile bizim,
Ahlakın Soykütüğü Üstüne isimli kitabı seçmemizi sağlayan ve bu buluşmaya gelmeyen sevgili (!) arkadaşımız Atakan'a deriiiin sevgilerimizi iletiyoruz.
Evet arkadaşlar, Nietzsche bizi çok zorladı, yalan yok. Hatta bu sebeple geç buluştuk. Ama buluştuk!
Hatta epey hazırlandık da geldik.
Belgeseller izledik, şuraya bırakıyorum linkleri belki nasiplenmek isteyen olur :)
belgesel.site/modern-dunyanin...youtube.com/watch?v=jGNaGPH...
Hatta bir de daha iyi kavrayabilmek için bir kitap daha okuduk;
Nietzsche Ağladığında
Belgeseller ve özellikle bu kitap hem Nietzsche hem de yaşadığı dönem hakkında epey bilgi sahibi olmamızı sağladı.
Nietzsche sorgulamaya ne zaman ve neden başladı?
Hangi eğitimleri aldı?
Nasıl bir hayat sürdü?
İnsan ilişkileri nasıldı?
Aşık olmak onu nasıl etkiledi?
Reddedilmek onu nasıl bir insana dönüştürdü?
Zerdüşt'ü hangi koşullarda yazdı ve ne söylemek istedi?
Neden sürekli din, ahlak, etik değerler, anlam arayışı ile boğuştu?
Nietzsche bu dünyaya ne söylemek istedi?
Uzun uzun, arada kendi hayatlarımıza dalarak konuştuk hepsini.
Nietzsche Ağladığında kitabının bizleri oldukça etkilediğini söylemeliyiz. Nietzsche'yi kendinden okumak ile bir başkasından dinlemek arasındaki ayrım bizleri oldukça şaşırttı.
https://1000kitap.com/yazar/Irvin-D-Yalom 'un akıcı dili, gerçekleri ustaca kurgulaması ve Nietzsche gibi zor bir insanı okuyucularına böyle keyifli sunması; hepimizin kalbini eritti :)
Ayrıca bizleri
Lou Andreas-Salomé hakkında çok daha fazla meraka ve düşünmeye sevk ettiğini de söylemeden edemeyeceğiz.
Gelelim ana kitabımıza!
Ahlakın Soykütüğü Üstüne
Üç makaleden oluşan, Nietzsche tarafından "iyi, kötü, vicdan, suç, ceza" gibi temel değerlerin sorgulandığı bir eser.
Nietzsche ilk makalesinde "İyi ve kötü" değerlerini sorgular, bu değerlerin içini kimlerin nasıl, hangi motivasyonlarla doldurduğunu analiz eder ve bu noktada "ahlakın soykütükçüleri" diye nitelendirdiği İngiliz psikologlarına epeyce çıkışır.
İlerleyen kısımlarda "köle ahlakının başkaldırısı" diye nitelendirdiği; değerlerin yeniden değerlendirilmesi şeklinde tanımladığı olayı uzun uzun tartışır, anlatır.
Değer yaratımı konusunda köleler ile efendileri karşılaştırır, işler kızışır.
İkinci makalesinde unutkanlık kavramından girer, bellek kavramına ulaşır. Bellek kavramını ceza ile bağlar, suçu tartışır. Vicdan kavramını ele alır ve tüm bunları kucaklar. Tabi tüm bunları yaparken, ahlak soykütükçülerini yine eleştirir; çünkü onlar "kişi başka türlü davranabilirdi" diyerek işin içerisinden çıkmaya çalışır; fakat Nietzsche bu (!) izin verir mi? Vermez.
Cezanın amacını, adalet kavramı ve onun tarih boyunca geçirdiği evrimini; borçlu-alacaklı çerçevesinde uzuuun uzuun tartışır.
Ve son makalesinde de "Çileci ideallerin anlamını" sorgular.
Nietzsche, çileciliğin tam olarak kavranabilmesi için; çileci rahiplerin incelenmesi gerektiğini söyler. Onların amaçlarını, yollarını, motivasyonlarını uzun uzun çözümler. Bu çerçeve içerisinde günah, suç, lanet, ceza, tatmin, vicdan, acı kavramlarını liğme liğme ederek; her birinin en derinine iner ve bize onların doğasından bahseder.
Peki biz ne anladık?
Hayatımızın hemen her yerinde olan; bir şeyleri tanımlarken, nitelendirirken kullandığımız, anlamını derinlerde bildiğimiz ama tanımlamakta zorlandığımız o kavramların; iyinin, kötünün, erdemin, suçun, cezanın, anlamın, acının, vicdanın (...), temellerinin aslında hiç tahmin edemeyeceğimiz yerlere dayanmış olabileceğini gördük.
"İyi nedir?" sorusunun bizleri günlerce düşündürebileceğini tecrübe ettik.
Yaşama dair olan tüm o duyguların; aşkın, ölümün, yalnızlığın, kıskançlığın, hastalığın birbiri ile olan yakın temasını, birbirlerini tetiklemelerini ve bir insanın düşünce dünyasını, eserlerini, hayata karşı duruşunu etkilemesini adım adım izledik, seyrettik, okuduk, anladık.
Biz Nietzsche'yi sevdik! Anladık, hissettik..
Soğuğa ve hafta içi olmasına rağmen buluşmaya katılan tüm arkadaşlarımıza bir kez de buradan teşekkür ediyoruz.