Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Güneş yakıcıydı. Gözleri ve boğazı at nallarının arkalarında bıraktıkları toz ile doldu, başı ağrıyordu. Bulabildiği tek gölge boyalı yelkenlerle yapılmış, mataforalarına cankurtaran botları asılmış bir okyanus gemisinin altıydı. Birkaç dakika geminin dar gölgesinde durduktan sonra kırk adım ileride belli belirsiz gözüken sfenks heykeline doğru ilerledi. Oraya varmak için çölü geçmesi gerekiyordu. Beyaz kum taşıyan kamyonlarla düzenli olarak genişletilmiş bir çöldü. Birkaç adım atmıştı ki megafonlu bir adam onu dışarı çıkması için uyardı. Çölün kenarında sağ doğru uzunca bir dönüş yaparak çıktı, tahta bir kaldırım yardımıyla Western Caddesine geldi. "Son Şans" stüdyosunun verandasında sallanan sandalye vardı, oturdu bir sigara yaktı. Oturduğu yerden koni biçimindeki ot kulübelerine sınır olmuş, su bizonlarıyla dolu ormanı görebiliyordu. İki dakikada bir hayvanlar melodik biçimde bağırıyorlardı. Birden beyaz atın üzerinde bir Arap gözüküverdi. Bir adama bağırdı ama cevap alamadı. Birkaç dakika sonra Tod, kar yığını ve kızak köpeği dolu bir kamyon gördü. Arap tekrar bağırdı. Şoför de ona bir şeyler bağırarak söyledi ama durmadı.
Sayfa 172Kitabı okudu
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.