Müşterek Dostumuz'un ikinci cildini okurken yazmak kadar okumanın da zamanı olduğuna dair teorimin güçlendiğini hissettim. İlk cildi delice sevmiş olmama rağmen niyeyse ikinciyi okurken hevesim yoktu ve başladıktan sonra araya ona yakın kitap soktuğumu, okumayı ertelediğimi fark ettim. Derken bir gün canım Müşterek Dostumuz dışında hiçbir şey