Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

631 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Müthiş müthiş müthiş. Kitabı okurken kitabı okumadım kitapla seviştim. İki gündür harika bir duygu yoğunluğunun içerisindeydim. Aslında kitap üç gündür elimdeydi. İlk gün kitabı bırakmayı düşündüm, kalın bir de eziyet etmeyeyim dedim kendime. Ama tıpkı mas mavi sularda yüzen bir balığın iğnenin ucundaki küçük yemin lezzetini duyumsar gibi bir kaç güzel satır okudum. Ve bir de ne göreyim! Misina ipi beni hızla yukarıya çekiyor gökyüzünü görüyorum artık. İki gündür bu kitaba günlük ortalama 8 saat ayırdım kolay olmuyor bir kitabın beni bu kadar içine çekmesi. İncelemeyi yazmak için sabırsızlanıyorum ama incelemeye geçmeden önce size kısa bir hikaye okutmak istiyorum. “Bir adamı çalışmak için doğu Almanya'dan Sibirya'ya göndermişler. adam mektuplarının sansür görevlilerince okunacağını biliyormuş, bu yüzden daha gitmeden dostlarına, "aramızda bir şifre belirleyelim. benden mektubu mavi mürekkeple yazmışsam, söylediklerimi doğru diye anlayın. fakat kırmızı mürekkeple yazmışsam da yalan olduğunu bilin" demiş. bir ay sonra dostları ondan ilk mektubu almışlar. mektup mavi kalemle yazılıymış. mektupta şöyle deniyormuş: "burada her şey harika. mağazalar tıka basa gıda maddesiyle dolu. sinemalarda güzel filmler var. daireler geniş ve lüks. Bulamayacağınız tek şey kırmızı mürekkep." Sevgili dostlar, Burada ne mavi ne de kırmızı mürekkebim var, zift gibi siyah bir yazı. İncelemeyi belirli sınırlar içerisinde yazmak zorundayım, tıpkı kitapta aldığım onlarca alıntının sadece çeyreğini paylaşabildiğim gibi. İlk 90 sayfayı okuduğumda kitabı öneren Ali abi arayıp; Ali abi olay örgüsü çok karışık ben bunun olay örgüsünü yakalayamadım, yazarın başka kitabından mı başlayayım? diye sorduğumda. Sakııınn! Vedat Türkali’de olay örgüsü aramak aptallıktır zaten! diye çıkıştı. Bir de incelemeleri okuyayım belki onlar fikir sahibi eder romanı sevdirir dedim. Ama orda da inceleme yaptığını zannedip ilk okul çocukları gibi kitap özeti çıkaranlar dışında pek bişey bulamadım. Ha bir inceleme var ki en çok dikkatimi o çekti inceleme aynen aşağıda ki gibi, polemik olmasın diye link falan koymayacam merak eden olursa girip diğer incelemelerin arasında bulabilir. İnceleme şu şekilde; “640 yapraklık kitap, hiç mi bir şey olmaz içerisinde, mutlaka okunmaya değer sayfalar vardır diye diye bitirdim fakat evet içerisinde bu kadar sayfaya değer hiçbir şey yoktu. “ Bu yorumu yazan kişi eminim kendince çok haklı sebeplere dayanarak bunu yazmıştır ve tüm samimiyetimle söylüyorum ona sonuna kadar hak veriyorum çünkü; Cezaevinde birinci dereceden bir yakınınız yoksa, ziyarete gittiğinizde iki ayrı x-ray cihazından geçip, kiminde parmak izi, kiminde retina okuyucudan geçip, tam bir buçuk saat bekletilip, arandıktan sonra 40 dakikalık görüşmeye girmediyseniz şu alıntı nefesinizi kesip, ağzınızla nefes almanıza sebep olmaz. “Allah razı olsun, dedi. Devlet birleştirdi bizi sonunda, cezaevinde!” (Kırmızı mürekkep) Dilinizi özgürce konuşup, dilinizde bir isim taşıyor ve ülkenin batısında her yerde muhteşem bir sevgiyle karşılanıyorsanız. Dilinizi konuştuğunuz için size bir sevgi pıtırcığı olarak yaklaşıyorlarsa bu alıntı sizin için bir anlam ifade etmez. “— Kürt dağa çıkıyor, ben Kürtüm, diye! öteki saldırıyor, değilsin diye! İnsanlar ölüyor. Kendini koruyamayan kadınlar, çocuklar ölüyor. Birileri kahraman oluyor. Birileri hayın oluyor!” Çevrenizde Feminizm! diye diye yırtınıp her eyleme katılan, ama bir erkek arkadaş yapsın, bir erkeğe aşık olsun, tüm erkek arkadaşlarını sosyal listelerden çıkaran bir sevgi pıtırcığı yoksa bu alıntı size bir haz vermez. “Kışkırttıkları kadın erkek ayrımcılığının davulunu gümbürtüyle çalan, gösteriş budalası feministler değil de, gerçekten yetenekli, herkesi toparlayacak nitelikte, kadınlığının gerçek bilincinde kadınlar el atsın işe ki, her şey daha sağlam oturur yerine…” Anasından babasında üstün bir tür olduğuna inandırılan. Sevginin sadece bacak arasında olduğunu zanneden, sevişmenin beyinle değil, bedenle yapıldığını sanan bir kas yığını tarafından hayal kırıklığına uğramadıysanız. “Egemen cins olmak körleştiriyor sizi! Yatıracaksınız altınıza, güçlü erkekliğinizle yumuşak gövdesine bastıra bastıra dalıp çıkarak mutlu edeceksiniz kadını! Beyni o kadarcık kadın da vardır. Ben o değilim. Kafanız almıyor ama, çoğu kadın da o değil.” Bu alıntı size haz vermez. Toparlayacak olursak; Büyüklerinizden 80 ve 90 lardaki Güneydoğu dinlemediyseniz ya da yaşamadıysanız, bu kitap sizin için hiç bir anlam ifade etmez. Ülkedeki azınlıkların yaşadıklarını ve çektiklerini bir olay örgüsü ile anlatan muhteşem bir kitap. Siyasi roman seviyorsanız mutlaka okuyun. Sevgiler.
Kayıp Romanlar
Kayıp RomanlarVedat Türkali · Everest Yayınları · 20041,349 okunma
··
79 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.