Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

272 syf.
10/10 puan verdi
Gözlerimle tatmadığım, ellerimle iz bırakmadığım, dilimle ulaşamadığım; havasına, suyuna, toprağına moleküllerimi bırakmadığım tarihin, coğrafyanın, hikayelerin bana mirası olan genlerimle birlikte bilinçaltımda oluşturmuş olduğu katmanlar, üzerinde zihnimle dolaştığım bu cümlelerle birer birer eriyor. Coğrafyalar ve o coğrafyalarda gerçekleşenler zihnimin teninde, bir sinema perdesinde gibi oynatılmaya başlıyor. Kendim, kendime belirginleşiyorum. Farkında mısın Neytiri, farkında olunca cümleler nasıl da cansızca uzanmıyor sayfalarda. İnsanlar korumasa da efsanelerini ve masallarını, yeşerdikleri topraklar umutla koruyor onları. Farkında mısınız, kaçırdığımız şeyleri anlamaya ve derinine inmeye başladığımızda, efsaneleri ve masalları koruyan topraklar bizi de korumaya başlıyor. Şu an önümde altı tane hikaye var, hepsinin gözlerinin içine bakıyorum. Birbirimize yaralarımızı gösteriyoruz. Acısı kalacak olsa bile yaralarımızı iyileştireceğimizden şüphem yok. Ayağımı uzatıyorum ve hiç çekinmeden bozuyorum ırmağın durgunluğunu, sessizliğini. Ayaklarım çıplaktı ve yalnızlıkta attım ilk adımı. Uykum ürperiyor, zihnimde dönmeye başlayan gerçeğin içinde benim olmayan bir cengi yaşamaya başlıyorum. Etrafımda bacaklar var. Varlıkları ilk başta görünür değildi ama en başından beri hissediyordum onları. Önümde bir çırak ve bir usta var. Bir gelecek ve bir geçmiş var. Bir de varlıklarının birbirine değdiği noktada, nereye savrulacağını bilmeyen anlamlar var. İkisi de farkında değildi geleceğin öleceğinden. İlyas ile birlikte yavaş yavaş bilmeye, kavramaya, anlamaya çalışıyorum. Bilmeden, kavramadan, anlamadan ne İlyas çizebilir, ne de ben yaşayabilirim. Mahir usta ikimize de öğretiyor, eksikliklerimizin önemini, daha iyi bilmek için. Camsap’la birlikte ben de kendi kuyumu kazdım, kuyunun dibinde ortaya çıkan masalın peşine düştüm. İçimdeki Şahmeran’a ulaştım. Hayatı sarmalayan Şahmeran’ın bacakları da, eksikliklerimde belirginleşti. Kendi yazgımı izliyordum, onların yazgısını izlerken. Kendime hem çok yakındım, hem de çok uzaktım. Şahmeran’ı dikkatle izledim. Gözlerine çizilmiş tecrübeleri, diline çizilmiş doğruları, bedenine çizilmiş gerçekleri öğrendim. Belkıya gibi ben de bir gerçeğin peşinden koşuyordum ve tam o bilinçlenmede bir insanın bir gerçeğin peşinden koşmasının nedeninin, o insanında peşinden bir gerçeğin koşması olduğunu anladım. İster içimizde, ister dışımızda olsun, neticede ürkütücü bir gerçek. Yüzyıllardır değişmeyen ihaneti, sevgiyi, nefreti, kıskançlığı, rekabeti inceledim. Bastığım yerlerde kendime yabancılaşıyordum ama mekanlar hep tanıdıktı. İlyas ile birlikte hem çıkış yolu aradım, hem de Belkıya ile birlikte dönüş yolu aradım. İnsanın kendisinden kaçması da, kendisini bulması da bir yanılsamadır; hepimizin ihtirası aramak. Her şey miras kaldığı gibi, İlyas’ın pişmanlığı da, terk edilenlerin gazabı da zihnimde. Irmağın içinde ilerlemeye devam ediyorum. Törenin karanlığına bulanıyor gözlerim. Yanan yüreği ile birlikte aklıyla sınadığı, sorguladığı törelerinin Ökkeş’i nasıl tutsak ettiğini görüyorum. Ökkeş’in sancısını da yaşamaya başlıyorum. Hiç başlamaması gereken, tarihte asla var olmaması gereken bir cenk başlıyor Ökkeş ile Cengaver için. Yanlış ile doğru, yürek ile akıl, sevgi ile nefret, gece ile gündüz, dostluk ile düşmanlık arasında hesaplaşmaları başlıyor. Kurtulamıyor Ökkeş çevresini saran töreden ama yaklaştırmıyor da kendine. Kendini ve Cengaver’i yitirmemek için elindeki tek şeye sığınıyor, kendi yüreğinin töresine kulak veriyor. Bireysel törelerin ve toplumsal törelerin farkını tereddütsüz hissediyorum. Ayağıma taşlar batıyor, yaşamın küçük ısırıkları bunlar. Gözlerim ise hala töre karanlığında lakin bu töreye aşinayım Geyikler Lanetler kitabından. Dört kuşağın içimi sarmış lanetleri kıpırdanmaya başlıyor anılarımda. Kesik başın ağırlığı, Cudana’nın gözleri, başlangıcın ve bitişin belirsizliğinde birbirine karışan Kasım ile Nasır… Sonra içimin ormanına çevriliyor bakışlarım, Binali ile Temir orada. En sert ve en derin içsel çatışmamı onlarla yaşıyorum. Binali ile Temir, Binali olan Temir ve Temir olan Binali ile fiziksel bedenin ve düşünsel bedenin arasına sıkışmış olan canlarının varoluşlarını anlamlandırmaya teşebbüslerini idrak ediyorum. Dillerinden ölüm düşmese de, zihinlerine ihtiraslarının pusmuş olduğunu biliyordum en başından. Dünya onlara ayrı bedenler ama birbirine denk ruhlar vermişti; gizli kalmışları ortaya döküyorlar. İkisine de efsanesi rahat vermiyor. Binali ile Temir, zihin oyunlarıydı benim için. Cenkleri zihin katmanlarımdı, sürekli yer değiştirdiler. Zaman; ırmak gibi, yılan gibi kıvrılıyor hikayelerin ortasından. Zaman, gerçekleşememiş anılara ikinci şansı vermiyor. Nice olmayanlar, nice olamayacaklar insanın tekamülünde geçilmesi en zor cengi başlatır. Bu cengin adı, Ensar ile Civan. ‘’İnsanoğlunun yazgısı bu.’’ Irmağı aştım artık, ırmakta beni aştı. Son hikayedeyim ve sanki yeryüzünde yaşamış bütün insanların ormanı belirdi içimde. Sadece orman kelimesi bile koca bir çağı yaşatmaya yetiyor bana. Son hikaye, her şeyiyle biziz aslında. İçinde olduğum çağın sızısını daha çok koyulaştırıyor. Okurken kendime kafayı takıyorum, kendimi ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Var olma cengi ve var olma biçiminde tepetaklak oluyorum. Gözlüyorum, gerçekten sevgi yetmiyor. Değişmek yetmiyor, dönüşmek yetmiyor. Uykum uyandı artık. Yalnızlıkta atılan ilk adım, yalnızlıkta bitti yine. Okurun cengi başlıyor şimdi, okur elindekilerle ne yapacak? Dağı inmek, düzlüğü geçmek gerekmiyor; yakındı deniz, kadim hikayeler için. Hayal gücünü kullan. Düşünceleri biraz kazmak yeterlidir, zihnindeki canlı kalıntılara ulaşmak zor değil. İnsan; bir doğum, bir ölüm, bin cenkti.
Cenk Hikayeleri
Cenk HikayeleriMurathan Mungan · Metis Yayınları · 2020727 okunma
··
663 görüntüleme
Esther. Sema okurunun profil resmi
İncelemenin etkisi ile okuyacaklarıma ekleyeyim derken okudum yaptım yanlışlıkla ve tüm büyüyü bozdum.:D Neyse ki toparladım hemen.:) Kitabın etkisi baya çok olmuş anladığım kadarıyla bu da çok güzel bir biçimde yansımış incelemeye ve devamında bizlere... Mutlaka okuyacağım. Eline sağlık. :)
Çağıl okurunun profil resmi
Ben de bozuyorum arada büyüyü, yalnız değilsin. :D Mutlaka oku, çok mutlu olurum. Teşekkür ederim. :))
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.