'' ... Konuştukları şeylerden biri yalnızlık gereksinimiydi. Bu mantıklı geliyordu bana. Bu gereksinim. Yani, masada oturmuş kitap okurken biri gelip masama oturduğunda rahatsızlık duyardım. Neden yanıma oturuyorsun? Etrafıma bakındığımda başka boş masalar görür gerçekten tiksinti duyardım. İnsan kardeşlerimi sevmem gerektiğini biliyorum, ama sevmem. Onlardan nefret de etmem; haz etmem genellikle, etrafımda olmasınlar yeter. Yalnızken kendimi daha iyi hissederim.
Tapardım yalnızlığa. Hala öyle. Yalnızken artarım. İnsanlar beni eksiltir. Özellikle erkekler, özgünlükten o kadar uzaklar ki. Kadınlar, bazen, yararlıdır. Aynı zamanda gülünç ve trajiktirler. Fakat onlarla çok fazla saat ve gün geçirmek deliliğe yol açabilir. ''