Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

149 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
ZAMAN AKIP GİDERKEN Yazarı
Tatar Çölü
Tatar Çölü
kitabıyla tanıyıp tabiri caizse mest olmuştum. Zaman kavramını ve zamanın yan unsurlarını muhteşem bir şekilde işleyen bir kitaptı. Bu kitap ise yine benzer şekilde ilerliyor ve daha önce yazılmış, Tatar Çölü için adeta bir taslak ve ayak sesleri olmuş, haber vermiş. Tatar Çölü'nde mesleği askerlik olan bir adamın yıllara yayılan mücadelesi ve bekleyişi söz konusuydu. Bu kitapta ise bir orman bekçisinin hayatı benzer şekilde ve kısmen daha kısa bir zamana yayılma meselesiyle birlikte ön plana çıkıyor. Barnabo, kahramanımız. İtalyan yazarın, doğal olarak İtalya kırsalındaki sıradan bir insan tekinin birkaç senesini anlattığı bir uzun öykü-novella diyebiliriz, her ne kadar roman olarak geçse de bende bıraktığı izlenim bu oldu. Orman bekçisi olarak görev alır Barnabo, diğer birkaç bekçi arkadaşıyla beraber. Ormanda, taşrada bir genç olarak ne hisseder nasıl geçer zaman? Bunlara değiniyor yazar ve Buzzati üslubu söz konusu olunca bana göre yine çok güzel bir eser ortaya çıkıyor. “Dün gibi geliyor,ama duvardaki leke yavaş yavaş oluşmuş. Zaman işte böyle gelip geçiyor.” Monotonlukla dolu bir iştir ormandaki görevi, dağlardadır ve dağlarla arkadaştır en çok Barnabo. Doğayla iç içedir, herkes gibi değildir, hassastır ince ruhludur farklıdır. Bir cephaneliği koruma görevi de onun ve arkadaşlarının üzerindedir.Bir gün saldırıya uğrar cephanelik ve Barnabo o sırada nöbetçi arkadaşlarıyla beraber olması gerekirken başka bir yerde oyalanmıştır ve biraz geç de olsa saldırı anına yetişmiştir ama silahların patlamasıyla bir köşeye çekilir saklanır ve ortaya çıkmaz. Onu da kimse görmez fakat sonradan olaylar yatışıp arkadaşlarının yanına geldiğinde ona fena halde ters davranırlar niye bizi yalnız bıraktın diyerek. Gelip de oralarda saklandığını söyleyemez iyice rezil olmamak ve utanmamak için. Fakat içten içe kendi bildiği utanç kendisine yüktür. Bu gerçek kendisinde sır olarak kalsa da yine de işine son verilir yerinde olması gerekirken olmadığı için. İşte bu başka yerde olduğunda, dağlarda daha doğrusu oyalandığı sırada onu alıkoyan yaralı bir kargadır. Bu yaralı kargayı da ceketin cebinde getirmiştir ve işine son verilip başka bir şehre doğru giderken karganın da ondan ayrılmayıp peşinden geldiğini görür. Arkadaş olurlar kargayla. Böylece gelecek 4 yılını geçireceği kuzeninin çiftlik evine gider çalışmak için. Karga öyle bir yer tutar ki hayatında ve kitapta öyle bir motif haline gelir ki okurken anlaşılır bu ancak. Bir de bekçiler arasında yakın arkadaşı olan Berton vardır, 4 senelik ayrılık ardından yeniden Berton onu geri dönmesi için çağırır ve Barnabo döner. Artık cephanelik kapanmış, işlerin şekli değişmiştir. Fakat Barnabo için biraz daha farklı bir bekçilik görevi vardır, aradan geçen yıllar iş arkadaşlarının öfkesini soğutmuştur ama çok sıcak ilişkileri de kalmamıştır. Gerçi Barnabo her zaman “yalnız” bir adamdı.. Kitapta anlatılan ufak tefek yaralanmaları da hayattaki yaralarla bağ kurarak anlatması da ayrı bir tat katmış. Mesela şöyle, "Barnabo şimdi de o geçen zamanı ona hatırlatan,yüksek tepelerden bir şeyleri içinde taşıyan her ne olursa olsun telaşlı ve kör bir ümitle arıyor. Baş parmağındaki yaraya bile sevgi duyuyor, zirvedeki kayalar yaralamıştı onu. Çoktan kapanmış ve kurumuş yaraya bakıyor. Bu iz hemen yok olursa çok yazık olacak. Bu yüzden yaranın iki kenarını açıyor, deriyi çekip kopartıyor ve birkaç damla kan çıkmasını sağlıyor. Yarayı yeniden açmakla geçmişe döndüğü,zamanı geri çevirdiği,hala geçmişte olduğu izlenimini yaşıyor.” Bir yerde de arkadaşı Berton’un yarasını sorar, “Barnabo ayağa kalkıyor,ne diyeceğini bilemiyor,elini uzatarak ‘yaran nasıl oldu?’ diye soruyor. Sessizlik; bulutlar güneşin önüne geçiyor.” Buradaki anlatım çok ilgimi çekti. Arkadaşına yarasının durumunu soruyor ama cevap alamıyor, sessizlik oluyor ve bulutun güneşi kapaması gibi adeta arkadaşı da ağzını kapıyor.. Yine zaman hep zaman, “Geçen zamanı duyduğunu sandığı o gecelerden birisi.” “Rüzgarın sesi onlara kadar ulaşıyor. Yıllardan beri hep o saatte hep bu alışılageldik ses oluyor.Bütün orman bekçileri artık bu sesi tanıyor ve kimi zaman bir insan çığlığını andırsa da artık hiç birisi bu sese aldırış etmiyor.” “Belki de farkına bile varmadan Barnabo zamanın ilerleyişinde geriye sürüklenmişti.Bazı akşamlar yaşadığı o iç sıkıntısı geri dönmüştü.” “Barnabo kırlara,yeşil ovalara sığınmıştı ve belki de hayatını bezgin bir nafile bekleyiş içerisinde tüketmesi gerekecekti.” “Geldiği günden bu yana çıkınını açmamıştı. Barnabo çıkınını özellikle böyle olduğu gibi bırakmak istemişti ki, yeniden bulduğunda aradan zaman geçmemiş hayaline kapılsın. Ancak şimdi çıkını eline alınca,üzerinde biriken onca tozu görüp,kumaşının sertleştiğini hissedince,aradan geçen yılların açtığı boşluğun farkına vardı.” “Başka birisi olmuş gibi hissediyor,o gün nasıl o kadar alçakça davrandığını bile anlayamıyor.” “Zaman geçmek bilmiyor gibi görünüyor ama aslında rüzgar gibi uçup gidiyor.” “Ormana girmeden önce dönüp eve tekrar baktı, evin önündeki bank,duvara dayanmış bir merdiven ve gündelik hayatta kullanılan her şey bekleyişe dalmış duruyor.” Biraz uzattım ama buraya kadar okuyan herkese teşekkür ederim. Başta Tatar Çölü olmak üzere yazarı okumakta fayda olduğunu düşünüyorum ve okumaya devam etmek istiyorum. Herkese iyi okumalar.
Dağların Adamı Barnabo
Dağların Adamı BarnaboDino Buzzati · Timaş Yayınları · 2010193 okunma
··
262 görüntüleme
Necip G. okurunun profil resmi
Eline sağlık Osman. Buzzati’yi ben de çok sevdim. Tatar Çölü’nden de Tanrıyı Gören Köpek’te den de çok keyif aldım. Fonu orman olan bir roman veya senin tespitible novella, şu sıralar herkese iyi gelecektir diye düşünüyorum:) Zaman konusunu ise tek cümleyle özetlemek gerekirse; ‘önümüzde çok az zaman olduğunu idrak etmek için fazla zamanımız yok’ deyip kaçıyorum.:) Selam ve sevgiler...
Osman Y. okurunun profil resmi
Teşekkürler Necip, farkını fark ettik yazarın bir süredir :) Zaman konusu acımasız zaten ve sen de bombayı bırakıp kaç bakalım :) Selam sevgi her zaman aynen :)
Gamze Ö. okurunun profil resmi
"Zaman geçmek bilmiyor gibi görünüyor ama aslında rüzgar gibi uçup gidiyor" Ne kadar da doğru bir laf. Hiç duymadığım bir yazarı daha öğrenmiş oldum, eline sağlık. Bu arada rica ederim:)))
Osman Y. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim :) ricaaa :) Zaman meselesini müthiş işleyen bir adam bu, Tatar Çölü dediğim gibi okunmalı, tekrar teşekkürler :)
Ebru Ince okurunun profil resmi
Buzattinin "bekleme" teması pek değişmemiş sanırım ..okumalımıyım diyeceğim ama okurum meraktan :) eline sağlık
Osman Y. okurunun profil resmi
Teşekkürler :) Aynen temaya devam fakat güçlü anlatıyor.. oku derim.
1 sonraki yanıtı göster
Bahar okurunun profil resmi
Yazarı okumaya başlamak için bu kitap iyi mi?
Osman Y. okurunun profil resmi
Tatar Çölü ile de başlanabilir, oradaki hikaye biraz daha güçlü ve etkileyici ama bu kitap da da iyi bir seçenek başlangıç olarak.
Gökhan okurunun profil resmi
Güzel incelemeniz için teşekkürler hocam. Yazarın bu isimle mafya babası olması beklenirken yazar olması da ayrıca hoştur :)
Osman Y. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, bu bakış açısı iyi oldu gerçekten mafyatik bir ismi var :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.