Bırak bu mırıldanmaları, terennümleri, bu tespih çekip dua okumaları! Tüm kapıları sımsıkı kapalı olan tapınağın bu ıssız ve karanlık köşesinde kime tapmaktasın? Gözlerini aç ve gör, Tanrın karşında değil!
O orada, çiftçinin toprağı sürdüğü ve yol işçisinin taş kırdığı yerdedir. Güneşte ve yağmur sağanaklarında onlarladır O, ve tozlara bulanmıştır elbisesi. Sen de ayin cübbeni çıkar üzerinden ve O'nun gibi aşağı, tozlu toprağa gel!
Kurtuluş mu? Nerededir bu kurtuluş? Yaratışın bağlarını sevinçle üzerine almıştır Efendimiz, sonsuza dek bağlıdır O bize.
Çık bu tefekkürden ve bir kenara bırak çiçeklerini ve tütsülerini! Giysilerin lekelense ve yırtık pırtık olsa ne çıkar? Buluş O'nunla ve yanında kal O'nun - emeğinle ve alnının teriyle.