Sıcak bir odadayım şimdi,
Elimde koca bir şiir kulesi,
Gönlümde yığınlanmış hasret
Ve sen biraz sonra benimsin dostum
Kahvenin dumanı sarmış bedenimi
Ruhum kafeste bir kuş
Garip değil mi Ahmet ?
Şiirler senden, ben benden geçtim.
Anılar var Ahmet anı'lar
Uzandıkca uzuyor şehrimin etrafına
Varsa da yoksa da bir garip Kadim...
Susmuşum şimdi seni dinliyorum
Nazım'ın izi, Zarifoğlu'nun nazı, benliğimde.
Kadim Tataroğlu
Her satırını keyfle okudum... Teşekkür ederim Ahmet Telli... yüreğin hastalanmasın.
Ve Ahmet Telli der ki bir şiirinde
~Su Çürüdü~
Ardindan devam eder dizeler amma, ben bir bölümünü ayırdım sizlere
Yetmiş iki gündür bir dolapta kilitliyim. Yalnızca anahtar deliğinden hava giriyor ve ölü bir ışık sızıyor içeri. Yalnızlık hiç de tanrısal değil, görkemli değil. O yalnızca geçmişle gelecek, ölümle yaşam arasında kocaman bir karanlık nokta. Geçmişi ve geleceği olmayan, ölümle yaşam arasında irinli bir leke yalnızlık denilen. Şimdi ne varsa, anahtar deliğinden sızan havayla ışıkta... (Farkına varsalar, kapatırlar mıydı onu da?) Bütün belleğimdekileri yokettim. Elektrikli bir aygıtla yaktım, jiletle kazıdım. Çığlıkların aralığından uçurdum hepsini, kül edip savurdum.
Adımdan gayrısını bilmiyorum.
. .
Şiir bıraktım incelemeye, şaire şiir sorulmazmış, sormadım, utanmadım yazarken. Ahmet Telli'ye
Keyfli okumalar.