Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

303 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Albert Camus'nün felsefe anlayışı, dünya ve siyasi görüşü, dine yaklaşımı bir kenara bırakılırsa kitabı bir cümleyle özetleyebilirim: "Cezayir'in Oran şehrinde 194... yılında yaşanan veba salgını anlatılıyor." Ama durum öyle değil... Camus, ne veba hastalığını açıklayacak bir tıp doktoru, ne de 1940-1949 yılları arasında Cezayir'de yaşananları anlatacak bir tarihçi. Zaten o yıllarda Cezayir'de yaşanmış bir veba salgını da yok. Camus'nun felsefi, edebi dehası da asıl burada ortaya çıkıyor. 1940-1949 yılları arasında,  Cezayir'de ve dünyada  yaşananlara bir bakmak gerek. 1940'larda, Camus'nün yazdıkları üzerinde  önemli ölçüde etkili olan ll. Dünya Savaşı ve Almanların Fransa'yı işgali söz konusu. Yine o yıllarda  Fransa'nın Cezayir'i sömürge olarak kullanması, Cezayirlilerin savaştan sonra bağımsızlık için ayaklanmaları  ve 1945 yılında  gerçekleştirilen "Setif Katliamı" var. Oran şehri Setif Katliamı olarak adlandırılan olayların yaşandığı en önemli yerlerden bir tanesi. Camus'nün bu olayları farklı bir kurgu ile bu kitapta anlattığı düşünülebilir. Kitapta böyle düşünmeme sebep olan birçok söz var; veba bir hastalık gibi değil de karşı konulması, mücadele edilmesi gereken bir düşman ordusu gibi anlatılıyor. Bunların yanı sıra okurken  benzerlik gördüğüm bir konu daha var. 1871'de katliamla sona erdirilen "Paris Komünü." O yıllarda Paris'te binlerce fare sokakta ölmüş, binlerce kedi tehlikeyi yaydığı gerekçesiyle katledilmiş, Paris'e beş yıl sıkıyönetim hakim olmuştur. 1871 ilkbaharı itibariyle çocuk, kadın denilmeden Federe Duvarı'nın dibinde binlerce insan kurşuna dizilmiş, binlerce Komüncü idam edilmiştir. Kitapta anlatılan; fare ölüleriyle dolu sokaklar, öldürülen kediler, veba duvarı dibinde ölen insanlar o tarihte yaşananları anımsatıyor. Son bir benzerlik daha söyleyeyim; o da Camus'nün bu kitaptan bir yıl sonra kaleme aldığı "Sıkıyönetim" eseri. Albert Camus'nün Sıkıyönetim eseri için "Bu kitap Veba'nın bir uyarlaması değildir" demesi bile bir benzerlik olduğunu gösteriyor. Kitabın ilk sayfasında Daniel Defoe'nun şu sözü var: "Bir hapsedilmişliği başka bir hapsedilmişlikle göstermek, gerçekte var olan herhangi bir şeyi, var olmayan bir şeyle göstermek kadar mantığa uygundur." Bu söz Albert Camus'nün Veba kitabını yazarken etkilendiği en önemli sözlerden biridir sanırım. Kendisi kitabı hakkında bir söz söylese ancak bu kadar uygun olurdu. Sözün kitapta anlatılanları yansıtma açısından önemi kitabı okuduktan sonra anlaşılıyor aslında. Burada hapsedilmişlik "umutsuzluktur." Umutsuz insanların yaşadığı başka bir hapsedilmişlikse şehrin karantina bölgesi ilan edilip dört taraftan kapatılmasıdır. Gerçekte var olan şey "savaş" ya da "katliamdır." Yani "ölümdür." Ölümün gösterildiği var olmayan şey ise vebadır. Umutsuzluk ve ölüm gerçektir. Karantina ile veba kurgudur.  Albert Camus'nün dikkatimi çeken en önemli eleştirisi mücadeleyi, iradeyi umursamayan kaderci anlayışa yöneliktir. Ölümün var olması, ölümle mücadele etmek veya yaşamak için engel değildir. İyi okumalar...
Veba
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 202020bin okunma
··1 alıntı·
1 artı 1'leme
·
871 görüntüleme
Oğuzhan Yücel okurunun profil resmi
İncelemenize bayıldım. Çok sevdiğim bir kitaptır ama hiç bu açıdan bakmamıştım.
Bünyamin Müftüoğlu okurunun profil resmi
Teşekkür ederim :) Ben de kitabı çok beğendim.
Hicret okurunun profil resmi
İncelemeniz harika 👏
Yonca Karalamaci Baysal okurunun profil resmi
harika bir inceleme olmuş elinize sağlık
Furkan Varol okurunun profil resmi
Tam kitabın üzerine incelemenizi okudum, artık rahat bir şekilde kitabı rafına kaldırabilirim. Teşekkürler.
Semaaa okurunun profil resmi
Ya hu ne güzel bir yorumdur 🌾
...bir gözyaşı bir tebessüm... okurunun profil resmi
Harika bi yorum olmuş kitabı yeni bitirdim incelemeleri okurken sizin tespitleriniz kitabın üstüne muazzam oldu 🙏🏻👍🏻🙋🏻‍♀️
Şevkets okurunun profil resmi
İncelemeniz okumayanlara ufuk açacak, okuyanlara da "haaaa şim-di anladıııım" dedirttirecek cinsten. Kaleminize sağlık 👏👏👏
Hasan Zeki Alp okurunun profil resmi
Artı, bir de Romanda zaman zaman konuşturduğu ve Ateistlerle fikir alışverişi yaptırdığı Şehrin Rahibi yer alıyor. Rahip İdealizmin ve Yaratılışın Temsilcisi olarak öyle bir noktadan sonra Hristiyanlık Akidesinin sınırlarını da aşarak, vaazında zülfü yare dokunacak konularda bile söz söylemek, yorumda bulunmak, insanları etkilemek cesaret ve cüretini gösteriyor. Bir bakıma Kaderciliğe karşı çıkıyor. Masum Çocuğun acılar içerisinde kıvranarak can vermesinin izahını yapmakta çektiği güçlük, hitabet yeteneğinin de üstesinden geliyor... Merak edenler okusun, diye daha ileri gitmiyorum. Ben zevkle okudum, bitirdim. Sırada, Fransızca aslından okumak var...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.