Medet beş hikayeden oluşan bir kitap. Medet; bir mahalledeki kentsel dönüşüme maruz kalmamış son ev olan Kırmızı'nın bahçesinde biriken sokak köpeklerini konu alan fantastik bir öykü. Ben kitabı roman zannediyordum çünkü kitabın hiçbir yerinde hikaye, öykü falan yazmıyordu. Hikaye bitince bir anda şaşırdım. Sezgin Kaymaz'ın diğer kitaplarına nazaran daha zayıf bulduğum Medet'in içinde iki tane çok özel olan hikaye var. Bir tanesi "Gelip Giderler" -ki bir kurumun ölü yıkamacısı olarak çalışan Dayı'nın ölülerle konuşarak onları ölüme hazırlamasını büyülenerek okudum. İnsanın içindeki ölüm korkusunu, bilinmeze doğru olan yolculuğundaki tedirginliğine yaren olan Dayı'nın hikayesi keşke roman olsaymış diye düşünmeden edemedim. Bir diğer harika hikaye ise "Tevzadze Kim?". Ebe Münevver'in taşradaki hayatına dalıveriyoruz. Yazarın ustalığı ile akıyor hikaye işte en sevdiğim Kaymaz dili bu. Torbaya koyuyorsun kelimeler yırtıp parçalıyor. Bellediği dil karaktere öyle bir yedirilmiş ki gerçekten yaşayan birinin hikayesini izliyormuşsunuz izlenimine kapılıyorsunuz. Yine güzeldi yine güzeldi.