Kitabı bu sabah başlamak üzere elime aldım ve bitirince bırakabildim. Hiç düşmeyen bir tempoda kendini okutturan bir kitap, nasıl oluyor da bu kadar az okunup inceleme yapılmış hayretler içerisindeyim. Arno Strobel, Wulf Dorn'dan sonra ikinci sırayı aldı gönlümde.
Çözülmesi gereken bilinmezlikler içinde ilerliyorsunuz. Bir doğru bulup dört elle sarılırken bir bakıyorsunuz elinizdeki yanlışın ta kendisi. Ben böyle gerilimleri daha çok seviyorum, "kan akıtmadan da gerilim yazılabiliyormuş"u kanıtlıyor yazarımız.
Kitabın hissettirdikleriyle biraz karışık yazmış olabilirim ama psikolojik gerilim türündeki bu enfes kitabı kaçırmayın derim. Keyifli okumalar.