Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Devrimin önce kendi evlatlarını yemesinin kısa, sade, naif bir romanı Karnak Kafe. Yazarı ilk olarak üniversite yıllarında Midak Sokağı ile tanıyıp çok beğenmiştim. O tarihten beri köprünün altından çok sular aktı. Bir dönem yine yazarın kısa bir eseri Dilenci’yi okuyup ondan da memnun kalmıştım. Anlıyorum ki yıldız denilebilecek yazarları değil çok göze çarpmayan Necip Mahfuz gibi işini iyi yapan yazarları daha çok seviyorum. Aynı coğrafyadan gelen Amin Maalouf mu Necip Mahfuz mu deseler Mahfuz’u tercih ederim. Türkiye’de nedenini bilemiyorum, Maalouf tutunabilmiş bir yazarken Mahfuz aynı popülariteye erişmemiş. Oysa ikisi de çağlarının en iyi Mısırlı yazarlarından. Bazı zamanlar romanlar, bize tarih kitaplarının anlattığından daha çok şey anlatabiliyor. Karnak Kafe romanı da adından anlaşıldığı için küçük bir kafede geçen, birçok karakterin kısa kısa anlatıldığı bir roman. Yazar bazen karışık halde bazen sırayla karakteri anlatıp kişilik özelliklerini çizmiş. Romanda dikkatimi çeken, Mısır ile Türkiye siyasetinin birbirine çok benzemesi oldu. İkisinde de darbe ya da savaş dönemleri birbirine benziyor ve ikisinde de bu olaylar insanların hayatlarında benzer derin yaşanmışlıklar bırakıyor. Örneğin İsmail el Şeyh defalarca tutuklanıyor. Üstelik farklı ve zıt gruplara üye olduğu gerekçesiyle. Hepsinde, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz romanındaki gibi bürokrasi sarmalında iki arada bir derede kalıyor. İçeride ilgilenebileceği hiçbir şey olmadan günlerce kalması ise Zweig’ın Satranç’ı ile benzerlikler gösteriyor. Hiçliği ile baş başa kalan El Şeyh, anlatmak istemediklerini de yöneticilere anlatabiliyor. Kafede hayatları anlatılan birçok genç pek çok defa tutuklanıyor. Defalarca işkenceye uğruyorlar. İşkenceyi uygulatan Halit Safvan, Nazi dönemlerindeki Alman subayları hatırlatan bir kişi. Yaptıklarının yanlışlığından ziyade gerekliydi ve gereken yapıldı diye düşünüyor. Bilindiği gibi Alman subayların birçoğuna da yaptıkları soykırım anlatılamıyor. Birçoğu, yaptığının yanlış olmadığını, devletlerini sevdikleri için yaptıklarını mahkemelerde uzun uzun anlatmışlardı. Hatta
Kötülüğün Sıradanlığı
Kötülüğün Sıradanlığı
adlı eser, bu konuya odaklanıyor sanıyorum. Bu olanlara en güzel, kötülüğün sıradanlığı diye bir tabir kullanılabilirdi zaten. İnsanın estetik zevklerine hitap eden bir kitap veya şarkı ciltlerce tarih kitabının etkisine eşdeğer veya fazla olabiliyor. Karnak Kafe de öylesi bir eser, ince, iyi işlenmiş, üstelik okurken insanı hiç yormayan.
Karnak Kafe
Karnak KafeNecib Mahfuz · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2015361 okunma
··
139 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.