Ne kadar vasat bir seri sonu oldu bu böyle! Bu seride zekice kurgulanmış ayak oyunları olurdu, öyle ki serinin bir kitabını bitirdiğimde klişe kısımlarını affetmiş olurdum. Hatır için çekiliyordu, hadi bunlar da kitap çok satsın diye sos olmuş, neyse diyordum. Abartılı cinselliği(erotizmden değil karakterlerin abazanlık dozundan bahsediyorum), esas adamın alfa erkek pozları, baş hatunun alfamın bebişi-bebişimin alfasıyım tarzı kamyon tamponu çıkartması tadında ilişki anlayışı... Gerçi hakkını vermek gerek ilk kitaptan son kitaba bir değişim var eniştede, kükremeler azalmış, bölgesini işaretleme çabalarına girmemiş. E zaten sekiz kitaptır ensesindesin kızın, artık zamanı gelmişti. Neyse... Yazar bize bu tarz maskülen karakterleri yutturmak isteyen her yazar gibi acıklı bir geçmiş ve ara sıra gösterilen incelikleri es geçmediği için hor görmedik, bağrımıza bastık bu çifti ama hani bizim akıl oyunları? Tatmin oldun mu ey okuyucu?
Bir diğer konu da kitabın çevirisi. Yavan. Özensiz. İngilizce Epub ile Türkçe kitabı karşılaştırdım okurken; hani altyazılı bir film izlersin de karakter bir torba laf eder, kısacık bir cümle çevirirler ya özetler gibi, aynı o tarz. Çevirmen sağolsun okumuş bize özetlemiş diyalogları. Ama başlangıç seviyesinde bir Türkçe kullanmış ki ayıp olmasın. Puntoyu büyüt, boşlukları arttır; al sana 600 küsür sayfa. Arada isimleri karıştır Ahmet'in lafını Mehmet'e söylet, hiç sorun değil canım biz anlarız. Çeviri iyi olsa en azından okuması daha zevkli olurdu. Dokuzuncu kitap ya, el insaf!