Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

72 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Yağız Gönüler’in şiir sokağına attığı ilk adım Kırılınca Klarnet. Kitabın ismi şairin kişisel merakından doğuyor gibi. Türk müziği ile yakından ilgili olan şair kalbinin yoldaşlarından birini klarnet olarak belirlemiş. Ve bu enstrümandan ilham almış. Kırılınca Klarnet’i üç başlığa ayırıyor şair. Bu başlıklarda yine Gönüler’in Türk müziğine olan ilgisini görüyoruz: Nihavent, Hicaz, Hüzzam. Her başlık altında dokuz şiir var. Toplamda yirmi yedi şiir sığdırdığı ilk kitabı, ikinci kitabı Minnet Eylemem’e göre biraz daha zayıf kalıyor. Bu durum belki ilk kitapta daha fazla kişisel eğilimleri olmasıyla ilgili. Örneğin Nihavent bölümündeki “Yeni Yıla Özel, İndirimli Dizeler” ve hemen ardından gelen “Hesap Özeti” şairin maddi kaygılarını okura hissettirirken, muhtemel bir borç ödeme evresinde yazıldığının sinyallerini veriyor. Aynı zamanda gündelik hayatımıza modernizmin kattığı bu sıradan cümle kalıplarını şiirleştirmekte epey usta bir şair Gönüler. kitaphaber.com.tr/x-ray-cihazinda...
Kırılınca Klarnet
Kırılınca KlarnetYağız Gönüler · İzdiham Yayınları · 201543 okunma
··
39 görüntüleme
Eylül Türk okurunun profil resmi
Nihaventi, hicazı, hüzzamı bana sor :) Kalemzen'im Yağız Gönüler çok iyi okuyan bir yazar/ şair.Tahlilleri de kayda değer ve hattâ en başarılı yanı, kitap tahlilleri bana kalırsa. Hemen bakıyorum :)
Gülnaz Eliaçık Yıldız okurunun profil resmi
Ben de beğeniyorum, her ne kadar şairlerden uzak durmaya çalışssam da şiirleri peşimi bırakmıyor, bu da bir baht meselesi işte :)
1 sonraki yanıtı göster
Eylül Türk okurunun profil resmi
"Allah göğü yükselttikçe fani olan insan yetişeceği yanılgısıyla bir kat daha çıkıyor gökdelenine, kalbinden binlerce kat ine ine!" Kalbinden indikçe, kusursuzluğa olan açlığı tırmanıyor...Çünkü reddettiği herşeyi kendinden eksiltiyor.Basamaklarda kimliği var, adımları hapsediyor çığlığını... Konuşmanın cüssesi, mânânın derinliğiyle öylesiye tezat ki... Yakın bir zamanda bir film izledik, bir kadın senelerce duvarların arasında hapsediliyor, sıradan bir zindan değil burası, kadının kendi evi, aynadan evin içini görebiliyor ama onu kimse ne görüyor, ne de duyuyor ve başlarda korku filmi gibi izlediğimiz filmin altından daha korkunç bir dram bir anda düşünceyi kötürüm ediyor.Ben de o kadar derin izler bıraktı ki...Hepimiz belki de kendi hayatlarımızın o saydam camının içinde sesimizi duyuramadan, kendi hayatımıza temas edemeden yaşıyoruz... Yine harikulâde bir tahlildi Çiçeğim, kâlbine hütmetle...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.