Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

203 syf.
·
Puan vermedi
·
33 günde okudu
"Bir kadın olarak benim aslında bir ülkem yok. Bir kadın olarak ülke istemiyorum. Bir kadın olarak benim ülkem tüm dünyadır." Adettendir diyip yazarın bir sözünün vererek kitabın incelemesine başlamış bulunmaktayım. :) Arkanıza yaslanın ve varsa elinize bir çay yahut kahve alın zira sizi biraz uzun bir inceleme bekliyor.. Hazırsanız buyrun :)))) Kitap, ismini tedavülden kalkmış İngiliz para birimi olan Gine'den almaktadır. II. Dünya savaşı sırasında Virginia savaşı önlemek için yardım toplayan bir cemiyetten mektup alır. Kendine mektubu gönderen beyfendi savaşı nasıl önleyebileceği hakkında pratik önerilerde bulunur, barış destekçisi ve yanlısı cemiyetlerine bağış talebinde bulunmasını ister ve cemiyetlerine üye olmaya davet eder. Virginia, üç sene boyunca mektubu cevaplamak için bekler ve nihayet: "Eğitimli bir adamın daha önce bir kadına savaşın önlenebileceği hakkında fikrini sorduğu, muhtemelen insanoğlunun iletişimi tarihinde benzersiz bir mektubu cevapsız bırakmak istemez. O yüzden, başarısız olmaya mahkum olsa bile bir girişimde bulunayım." der ve başlangıcı yapmaya başlar. Mektubu gönderen beyfendinin mektubunda çizdiği barışsever imajı altındaki maskeyi el yordamıyla kaldırır ve: "Bugün dünya barışının önündeki en gerçek tehlike, barışseverlerdir." der ve ona şu soruyu yöneltir: "Şayet kendisinin elinde bir Gine olsaydı kendisi nasıl bir davada bu Gine'yi harcardı?" İşte kitabın temelini oluşturan harç bu sorudur. Elinde üç Gine olan Virginia bunları bağışladığı yerleri üç ayrı başlık altında toplanmıştır. >>>> İlk Gine <<<< Virginia, kadın ile erkek arasındaki farkı göstererek, insanlık tarihi boyunca savaş çığırtkanlığı yapan cinsiyetin erkekler olduğunu, yeryüzünde savaşı her zaman erkeklerin başlattığını anlatır. Bunun nedenlerini de savaşı; bir meslek olarak görmeleri, onlar için heyecan ve kendilerini topluma kanıtlamanın bir yolu olarak görmeleridir. Bütün bunların yanısıra belki de en etkili sebep erkeklerin 'erkekçe' niteliklere sahip olmasını sağlayan araç olarak görülmesinden kaynaklandığını söyler. Burada çok uzağa gitmeden kendi toplumumuzda bunun bir yansıması olarak şu örnekler verilebiliriz: Küçük erkek çocuklarına; "Sus ağlama erkek adam ağlamaz! Erkek adamın canı yanmaz! Erkek dediğin vurdu mu oturtur!" vb. günlük dilimize yerleşen bir çok söz bulunmaktadır. Bunlar küçük yaşta erkek çocuklarının zihniyetine yerleştirilmekte ve toplumun istediği erkek profilini, yavaş yavaş oluşturmakta. #42362504 Virginia böylesi bir zihniyet karşısında var olan yetişkin erkekleri savaştan men etmenin imkansıza zar atmak olacağını bildiği için kökten çözüm olarak, erkekleri yetiştiren kadınların eğitilmesinde bulur çözümü. Savaşı önlemede en etkili yolun eğitim olduğunu dile getirir. Kadınların evden tek başına dışarı çıkamadığı, bir lokantada tek başına yemek yiyemediği, o yıllarda kadın için tek meslek evlilikti. Genç kızların akılları ilmek ilmek evlilik düşüncesiyle işlenilmiş ve bunun için yetiştirilmişti. #43152662 Kadın elinin , zekasının ve en önemlisi merhametinin değmediği bir ülkede elbette ki kaos ve savaşlar kaçınılmazdır. İşte bu yüzden Virginia kusurlu da olsa elindeki ilk Gine'yi kadınların eğitimi için koleje bağışlamayı doğru bulur. Çünkü Virginia'ya göre aslında kadınların eğitimine harcanan her para savaşı kökten önlemeye yönelik paylaşılan para demektir. >>>> İkinci Gine <<<< Eğitimli bir kadın ne iş yapabilir ? II. Dünya Savaş'ı yıllarını göz önüne alırsak savaşın getirdiği en büyük dezavantajlardan birisi iş imkanının oldukça azalması olduğunu görürüz. Erkeklerin iş imkanı için kadınların iş sahasından çekilmesi istenilmekteydi. Eğitimli bir kadın o yıllarda eşit eğitimdeki bir erkeğe göre çok çok az para almaktaydı. Durum böyle olunca eğitimli kadınlar iş bulamamaktaydi. Virginia burda şöyle bir analiz yapar; Kendisini gecindirecek ekonomik özgürlüğe sahip olmayan bir kadın kendisini geçindiren (eş, baba, erkek kardeş.. ) kişinin politik tercihlerine tabi olmasının kaçınılmaz bir gerçek olduğunu söyler. #43778261 İşte tam da bu yüzden ikinci Gine'yi eğitimli adamların kızlarının iş sahibi olmasına yardımcı olan bir topluluğun fahri hazinesine gönderir. #43748121 >>>> Üçüncü Gine <<<< Virginia elindeki son Gine'yi gönderilen manifestoyu imzalamasa da, o derneğe üye olmayı kabul etmese de, parayı onlara vermeyi kabul eder. Manifestoyu imzalamama sebebine gelince de cinsiyet ve eğitim bakımından farklı olmaktan kaynaklandığını dile getirir. #43761873 Böyle bir topluluğun mükemmel bir ahengi yakalamasını mümkün görmediğini söyler. Bir birey olarak topluluklarına saygı duyduklarını bunu bir Gine'yi vererek kanıtladıklarını ancak topluluklarına katılmayı reddettiklerini ve topluluğun dışındaki ortak amaçları olan adalet, özgürlük ve eşitlik için çalışarak daha etkin bir şekilde yardımcı olacaklarını dile getirir. #43798815 Kendisinin böyle bir topluluğa katılmak yerine salt kadınlardan oluşan kendilerinin hayali olarak kurduğu ve adına 'Dışlanmışlar Topluluğu' adını verdiği kadınsal hareketi tercih ettiğini söyler. Bu topluluğun bir ofisi, komitesi, sekreteri olmadığını ; konferans ve de toplantıya da ihtiyaç olmadığını söyler. Bu topluluğun ihtiyaç duyduğu tek şeyin "Savaş için tek bir çorap dahi örmem" diyen belediye başkanın karısı gibi görevleri savaşmamak ve savaşa giden her yolu kapatmak olan kadınlardan oluşan militarist ruhlu kadınlar olduğunu ... Erkek kardeşlerini, erkek çocuklarını savaşa kışkırtmamak ve onları caydırmak olan kadınlar olduğunu yani yeryüzündeki tüm kadın topluluğu olduğunu söyler.. Virginia bu üçüncü Gine'yi verirken kadın ve erkek arasındaki cinsiyetten kaynaklanan toplumsal eşitsizliği dönemin Hitler rejimini örnek vererek açıklar ki bu bence çok değerli bir örnektir. Hitler, nasıl ki insanları ırkları yüzünden insan yerine koymayip ayrım yapıyor, nasıl yaşayacaklarını söylüyor, özgürlüklerine karışıyorsa; işte ataerkil toplumdaki kadınların sırf cinsiyetlerinden ötürü susturulduklarında Hitler dönemindeki Yahudiler gibi hissettiklerini söyler. Virginia elindeki üç Gine'yi üç farklı haznedara verilmiş gibi gözükse de üçünün de aynı amaç için verildiğini üçünün de amaçlarının aynı ve ayrılmaz olduğunu tekrarlar ve mektubuna son verir. Kitabın içeriği lahana yaprakları gibi sanki... Her açılan sayfa da birden fazla konu mevcut. Ben olabildiğince genel hatlarıyla incelemeye çalıştıysamda incelemem yine de çok yüzeysel kaldı. Savaş saptamaları, toplumsal düzen , okuyan kadınların durumu, ev hanımı olan kadınların durumu...vb daha birçok konu hakkında çok fazla bilgi içeriği mevcut. Kesinlikle okunması gereken güncelliğini koruyan çok güzel bir eser. Benim için tek olumsuz tarafı dipnotların çok fazla olması oldu. Kadınların fikirlerinin sorulmadığı, okutulmadığı okuyana iş verilmediği kadının "okumuş adamın kızı, kızkardeşi" şekilde hitap edildiği bir dönemde bir erkek topluluğunun bir kadının fikir ve parasına talip olmasının gururunu yaşayan, yaşatan Virginia'ya selamlar .... Okuyacaklara keyifli okumalar :))
Üç Gine
Üç GineVirginia Woolf · İletişim Yayınevi · 201969 okunma
··
85 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
RA okurunun profil resmi
İncelemeni kesinlikle beğendim sistemli bir şekilde açıklamışsın. Bana hitap eden inceleme tarzı, buna benzerdir, yani bir inceleme okuduğum zaman bana konuyu hissettirmeli, okuyan kişi üzerindeki etkiyi, insan açısında değeri ve belki yazım olarak okunabilirlik derecesini göstermeli. Yani şu anda kitabın genel olarak hangi eksende olduğunu anlamış oldum, okuyacaksam beni ne beklediğini biliyorum artık... Gerçekten eline emeğine sağlık.. Virginia Woolf feminist bir yazardır, hatta bu alandaki öncülerden bir tanesi olduğunu söyleyebiliriz. İncelemeden anladığım kadarıyla bu yönünü fazlasıyla yansıtmış durumda. Hatta ikinci Gine harcama alanında değindiği konunun ana temasını Kendine Ait Bir Oda kitabı oluşturuyor, ekonomik özgürlük. Açıkçası birinci Gine için Woolf'a ekleme yapmak istiyorum, şöyle ki, bana göre savaş insan ırkına ait bir şeydir, erkeğe has değil, erkeğin savaşta ön planda olması, tamamen fiziksel özellikler ve buna binaen kendisine yüklediği misyon kaynaklıdır. Şöyle bir örnek verebilirim son zamanlarda medyamızda yer alan kadınların akranlarına yaptıkları işkencelere baktığınızda, aynı şiddet mayasını görebiliyorsunuz. Dolayısıyla benim görüşüm şiddet kadın-erkek fark etmeksizin, insanoğlunun barbar tarafıdır ve eğitilmeyen bir insanda bu taraf aktif hale geliyor. Son Gine'yi tam anlayamadım... Farklı ve biraz da zor bir üslubu olması hasebiyle gerektiği kadar okunmayan bir yazarın eserini okuyup güzel bir şekilde yorumlamanızdan dolayı kendi payımca mutlu oldum
Fîlankes okurunun profil resmi
Yorum için teşekkürler beğenmenize sevindim çünkü daha önce de belirttiğim gibi bende bu yazarı tanıma heyecanını oluşturan kişi sizsiniz. Birinci Gine de ki açıklamanıza bir açıklama da ben yapmak istiyorum. Şiddetin kadın ve erkek doğasında var olduğunu söylüyorsunuz bunda hem fikiriz, buna bir itirazım yok. Ama şöyle bir parantez açmak istiyorum. Toplumsal cinsiyet dediğimiz bir kavram var ve bu kavram cinsiyetimiz de ki bir çok şeyi tetikliyor. Tam da bu nokta da toplumun kadın ve erkege yüklediği anlam ayrılığa düşüyor. Şöyle ki ikisinde de şiddet mevcut ama erkekte ki şiddet duygusu toplum tarafından doğal hatta 'erkekliğini' kanitlamasi açısından elzem görülen ve beslenen bir duygudur. Küçük yaşlarda erkek çocuklarına silah alınması, dayak yediğinde dayağa karşılık verilmesinin öğretilmesi haklılığını şiddete baş vurarak öğretilmesi gibi bir çok etken erkekteki şiddet duygusunu körüklemektedir. Bu yüzden bu konuda Virginia ile aynı düşünmekteyim. Bı de son Gine'nin nereye verildiğini anlamadığınızı soylemissiniz son Gine'yi mektubu gönderen topluluğa bağışlıyor. Sevgiler :))
5 sonraki yanıtı göster
Mehmet Manaz okurunun profil resmi
“Bir kadın olarak benim ülkem yok” ne kadar saçma, gereksiz ve zararlı bir söz... Bu sözü HDP milletvekili Leyla Güven'de söylüyordu ama bu gün “putlaştırdıkları” bir lider için açlık grevi yapıyor. Leyla Güven hanımefendinin bir devleti olsa, o devleti yöneten adil bir lider olsa, bu gün açlık grevi yapmazdı ki bir insanın ülkesi evidir, o ev insana kişilik, karakter ve bu hayatta duruş verir: devleti olmayan bir insan karaktersiz hareketler sergilemeye mahkumdur. Vesselam. (Sözlerim kadınlar için değil, devlet ve ülke için.)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.