Kitap, Türkçenin son 600 yıldır yaşadığı sorunları dile getiriyor. Üzülerek belirtmem gerekir ki bugüne değin okuduğum en “sığ düşünceli” dil kitabıydı... Yazarın ideolojik saplantıları eserin bilimsel hazinesine bir gölge düşürmüştür. Bir çırpıda Mevlâna’yı bile yeren bir düşünce ile kendi havuzundan birkaç yazarı arşa çıkarıyor. Alfabe hakkındaki görüşleri elle tutulur değil. Tasfiyecilik hakkında sürekli tekrara düşmüş. Tüm bunların yanı sıra 70’lerde “tasfiye tilcikler” olarak düşündüğü/gördüğü “yaşam, onur, yerel, bölgesel vb. “ kelimelerin bugün de dilimizde fazlası ile yer alması da oldukça manidar.