Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

610 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İbn-i Haldun der ki: "Coğrafya kaderdir."
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Dili biraz ağırdı. Kitap bazen coğrafya, bazen biyoloji, bazen tarih, bazen siyasi bir kitaba dönüşüyordu Peki neden böyle bir kitap yazıldı? Yazar 60lı yıllarda Yeni Gine’de ( O zaman adı Yeni Gine ) kuş bilimi üzerine çalışmalar yapıyordu. Yeni Gine’deki kuş türlerini inceliyordu. Yeni Gine o zaman yokluklar içerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalışan bir ülkeydi. Ülke dışından onlara yardım olarak yiyecek, giyecek, teknolojik alet, ilaç vs.. yardımlar geliyordu. Yeni Gine halkı bu yardımların genel adına “kargo” diyordu. Yazarın Yali adında çok zeki, geleceği parlak bir yerli arkadaşı vardı. Yali bir gün yazara neden bizim “kargo”’muz az da bizim ülkemiz dışındaki ülkelerin “kargo”’su daha fazla diye bir soru sordu. Yazar bunu bölge halkından sık sık duyuyordu. Bu soruya cevap vermek için bu kitabı yazdı. Yali’nin sorusunu hepimiz sık sık sorarız. Neden diğer ülkeler bizim ülkemizden daha fazla imkana, teknolojiye, yiyeceğe, refaha sahip diye sorarız. Bu sorunun cevabı aslında çok basittir. 14.yüz yıl düşünürlerinden İbn-i Haldun’un söylediği şu söz: “Coğrafya kaderdir” bu soruya verilecek en mükemmel, en basit ama detaylandırmaya kalktığımızda binlerce sayfa metne dökülecek bir cevaptır. Neden mi? Biraz üzerine konuşalım. Bilimsel verilere göre Afrika ilk insanların ortaya çıktığı yerdir. İlk insanlar orada ortaya çıkarken bu gelişmişlik, imkanları elde etme yarışında birinci sırada yer almaları gerekirken günümüz Afrika’sı açlıktan ölen insanlarla doludur. Ama ilk insanlar oradayken nasıl oluyor da bu kadar geride kalıyorlar? Yazarın da kitapta söylediği gibi eğer o dönem yaşamış bir tarihçi geleceğe yönelik bir tahminde bulunsaydı, muhtemelen Afrika’nın gelişmişlik seviyesinin tüm dünyada birinci olacağına dair bir tahminde bulunurdu. Peki nasıl oldu da Afrika bu kadar geri kalırken diğer ülkeler, kıtalar daha ileriye geçti? Tabii ki yiyecekleri, hayvanları evcilleştirmekle oldu. İlk insanlar Afrika’da ortaya çıktığında avcı - toplayıcıydılar. Sadece günlük olarak yiyeceklerini bulmayı hedefliyorlardı. Afrika’da yiyecekleri, hayvanları evcilleştirmek diğer yerlere göre daha zordu. Hayvanların evcilleştirilmeye uygun, yiyeceklerin zehirli, besin değerlerinin yeterli, bulunduğu coğrafyanın ilerlemek için uygun olup olmaması Afrika’da yaşayan insanların suçu mudur? Örneğin bir bitki türü bulunduğu bölgede var ama besin değeri yeterli değil. Beynini, kaslarını geliştirecek doğru, yeterli besinleri elde edemezse nasıl kendisini geliştirsin, hayatta kalsın? Bu diğer tüm kıtalar için aynıdır. Afrika’da binlerce yıl böyle geçtikten sonra aynı zamanda başka insanlar da farklı kıtalarda ortaya çıkmaya başladı. Coğrafi kaderdir demiştik. Bilimsel verilere göre ilk yiyecek evcilleştirilen yer “Bereketli Hilal” denilen orta doğu civarında Dicle ve Fırat nehirleri arasında bulunan bir yerdir. Burada yiyecekleri evcilleştirmek, hayvanları evcilleştirmek haliyle diğer coğrafi konumlara göre daha kolaydır. Burada yaşayan ilk insanlarda başlarda avcı – toplayıcıydı. Avcı – toplayıcı olmak yaşamak için bazı riskleri taşır. Her zaman yiyecek bulabilecekler mi, hayvanları avlarken yaralanacaklar mı, ölecekler mi? Bunlar hep avcı – toplayıcı olmanın risklerine örnektir. Yiyecekleri evcilleştirmek demek tarım yapmak demektir. Hayvanları da tarım yaparken kullanmak demektir. Bereketli Hilal çevresinde yaşayan insanlar hemen mi avcı – toplayıcılığı bıraktılar? Hayır. Tarım yapmanın da bazı riskleri vardır. Yetiştirdiğiniz üründen ne kadar sürede verim alacağınız ilk denemenizde bilemezsiniz. Bazı ürünlerden 6 ayda verim alırken bazı ürünlerden daha uzun sürede verim alırsanız, siz nasıl yaşamınızı devam ettireceksiniz? İlk denemelerden sağlıklı bir sonuç alana kadar avcı – toplayıcılık olarak devam etmek zorundasınız. Ürünlerden verim almaya başladıktan sonra insanlar avcı – toplayıcılığı yavaş yavaş bıraktılar. Tarım yapmaya başladılar. Bu da ürünlerini korumak, bakımını yapmak demekti. Sürekli yiyecek bulmak için dolaşmak yerine tarım yaptıkları yerlerde yaşamaya başladılar. Hayvanları evcilleştirip, onların etinden, sütünden, derilerinden, kas güçlerinden faydalanmaya başladılar. Bulundukları yerlerde çoğalmaya başlayan bu insanlar yavaş yavaş siyasi bir düzen oluşturmak durumunda kaldılar. Görev paylaşımı yapmak zorundaydılar. Elindeki ürünleri korurken, yeni ürünleri keşfetmek için, hastalandıklarında tedavi için kullanabilecekleri bitkileri bulmak için, tarım yapmayı daha kolay hale getirecek icatlar üretmeleri için, sulama yapmayı sadece yağan yağmurla değil, çevrelerinde bulunan su kaynaklarından nasıl faydalanacaklarını öğrenmek için hep birileri çalışmalıydı. Bunları yönetmek, aralarındaki uyumu sağlamak için aile büyüğü diye bilirsiniz, şef diye bilirsiniz bir takım insanlar seçtiler veya güçlüler kendiliğinden bu görevi üstlendiler. Peki tek yiyecek evcilleştirme alanı olarak Bereketli Hilal mi vardı? Hayır. Çin’de de yiyecekleri evcilleştirmek pekala mümkündü. Peki Çin neden bir dönem dünyadaki en güçlü ülkeyken son birkaç yüz yılda geri plana düştü? Coğrafi olarak tüm imkanlara sahipken Çin’de eksik olan rekabetsizlikti. Çin kurulduğundan beri toplumsal bütünlüğü sağlamış, hep birlik olarak barış içinde yaşamaya çalışmıştı. Diğer Avrupa ülkeleri teknoloji olarak hep ondan geride kalmışlardı. Barut, matbaa hep Çin icadıdır. Neden bunlardan yeterince fayda sağlayamadılar? Barutu, matbaayı Müslümanlar, Çin ile yaptıkları savaşlar sonucu elde edip, geliştirdiler. Avrupa’ya barutu, matbaayı Müslümanlar ihraç etti. Müslüman ülkeler neden Çin’den daha çok geliştiler? Neden asıl icat sahibi gelişmedi o dönem? Çünkü Müslümanların İslam dinini yaymak gibi bir amaçları vardı. Bu amaçlar doğrultusunda hareket etmeleri, diğer ülkelere fetihler düzenlemeleri, rekabet etmeleri gerekiyordu. Rekabetçi olmak istiyorsan ileriyi düşüneceksin. Peki Müslümanlar neden 14.yüzyıla kadar çok güçlüyken 14.yüzyıldan sonra yavaş yavaş geri planda kaldılar? Çünkü Avrupa ülkeleri gibi Coğrafi keşiflerle uğraşmadılar. Coğrafi keşiflerde hep Avrupa başı çekti. Arkeolojik kazılar yapıp Sümerliler ’in tabletlerine ulaşan bile bu durumdan yeterince fayda sağlayamadılar. Diğer ülkeler duruma uyanana kadar Avrupalı ülkeler çoktan aradaki arayı açmıştı. Dünyanın dört bir tarafına keşifler düzenlediler. Avrupalı devlet bilime önem vermeye çalışırken, öteki ülkeler yerlerinde saymaya devam ettiler. Günümüze kadar teknolojilerini ilerletmeyi, enerji kaynaklarını kullanmayı sürdürdüler. Bu çoğunlukla kan dökerek, sömürerek, kandırarak, düşünerek, kendilerini geliştirerek, riskler alarak yapıldı. Ama sonuç olarak Avrupalı ülkeler kendi arasında bile rekabet ederken diğer ülkelerin rekabet etmeyip geri planda kalmasının sebeplerinden bazıları bunlardır. Avrupalı ülkelerin bulunduğu coğrafya verimli olmasaydı, ilerlemelerine engel olacak buzullar olsaydı yine de Avrupalı ülkeler bugün ilk insanların ortaya çıktığı söylenen Afrika’nın önünde olabilirler miydi? Olamazlardı. Bu kitabı okuyacaklara önerim ilk olarak Yuval Harari’nin Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens kitabını okumalarıdır. O kitap daha yalın anlatılmış. Dili o kadar ağır değil. Tüfek, Mikrop ve Çelik kitabına bir nevi alt yapı olabilir.
Tüfek, Mikrop ve Çelik
Tüfek, Mikrop ve ÇelikJared Diamond · Tübitak Yayınları · 20167,7bin okunma
··
330 görüntüleme
Ülkü Acar Ciner okurunun profil resmi
Evet Sapiens. 😉 Bu ayki listemde o da var. Elimdeki kitap bitsin, bir kaç güne başlarım. 🤗 Sonra da 21.YY için 21 ders kitabını okuyacağım. 😊 Teşekkürler ablam.
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Öteki kitabını ben de okuyacağım. Ama henüz elimdekiler bitmedi. Listem çok kabarık ya. Hep genişliyor zaten :D
9 sonraki yanıtı göster
Ülkü Acar Ciner okurunun profil resmi
Kitabı okumamış olsam, incelemenden sonra deli gibi merak ederdim. 👏👏 Yalnız bana da Sapiens'in dili daha ağır bu ondan daha kolay anlaşılır geldi. 😊
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Genelde Sapiens'i daha hafif, anlaşılır bulurlar aslında. İlginç
4 sonraki yanıtı göster
Şeyda Ocak okurunun profil resmi
Yorumunuz muhteşem 👏
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Çok fazla şey anlatmak istemiştim. Ama yeterli alt yapıya sahip değilim. Bazen ifade ederken daldan dala atlamışım. Sonradan fark ettim. Genel olarak kitapla ilgili fikir vermeye çalıştım. Teşekkür ederim :)
Nefertari okurunun profil resmi
Hocam kitabı yeniden yazmissiniz :)
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Est. Ben çok fazla detaya giremedim diye düşünüyordum. Çok şeyi anlatmamışım. Çünkü fazla detay ve bilgi barındırıyor. İfade etmek benim için biraz güç oldu. Teşekkür ederim yine de :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.