Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

248 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Su Satanlar
Kitabın içinde, suyun kimyasal yapısı ( İki hidrojen bir oksijenden, kısaca H2O olarak adlandırılan suyun nasıl oluştuğu konusundan başlanıp, çeşitli savlardan hareketle suyun yapısı anlatılır.), kullanım alanları ve su insan ilişkisi ele alınıyor. Endüstride, tarımda ve evde yanlış kullanılan su, ileri ki yıllarda büyük sıkıntılar yaşatabilir. Temiz su kaynaklarının sınırlı olduğu bir durumda, su kıtlığından çok, suyun darlığı ve suyun yanlış kullanımı esas sorunları teşkil ediyor. Temiz su kaynaklarından yararlanamayan milyonlarca insan olduğu kesin. Dünya üzerindeki su kaynakları eğer verimli bir şekilde değerlendirilirse, temiz su sorunu çok aza indirilebilir. Kitapta, suyun sanayide, tarımda kullanımı; tuzlu suyun işlemden geçirilerek temiz suyun elde edilmesi süreçlerinden de bahsediliyor. Özellikle BM gibi ulus üstü yapılar ve bunlara hizmet sağlayan çeşitli kuruluşların verdikleri raporlar önemli. Ama bu raporların gerçekliği sorgulanabilir. Suyun en fazla tarım ve endüstride yanlış kullanımından bahsediliyor. Bir bölge kuraksa buna uygun tarım ürünleri ekilmesi hem ülke kaynakları, hem de çiftçi açısından daha yerinde olur. Çok fazla suya ihtiyacı olmayan tarım ürünleri yerine, suyu aşırı derecede tüketen ürünlerin üretilmesi (örnek, mısır, pamuk, pirinç gibi) hem tarımın maliyetini artırıyor hem de toprağa zarar verebiliyor. Devletlerin tarım politikaları ile bunlar çözülecekken, hatalı planlamalar hem ülke kaynaklarını sömürür hem de yer altı ve yer üstüne zarar verebiliyor. Yanlış sulama neticesinde uzun vadede toprak, özelliğini, verimini kaybedip çoraklaşır. Suudi Arabistan gibi, temiz su kaynaklarının çok olmadığı bir yerde, paranın ve teknolojinin gücüyle çölde geniş tarım arazileri oluşturması çevreye zarar verdiği gibi gelecek nesillerinde sudan yararlanamama durumunu ortaya çıkartıyor. Buradaki üretim maliyeti çok olması yanında, toprağın hem yüzeyine hem de yer altına da zarar verebiliyor. Kitap da bunlar ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Suudi Arabistan ile Hindistan aynı mevsim koşullarına sahip olmadıkları için aynı tarım ürünlerinin yetiştirilmesi beklenmemeli. Hindistan gibi yoğun yağış alan bir ülkede yapılacak tarım ile S. Arabistan gibi kurak bir yerde yetiştirilecek aynı tarım ürünleri maliyet farkını ortaya çıkartır. Mevsim, yağış miktarı, toprağın yapısı vb. durumlara göre üretilecek ürünler ona göre seçilmediği taktirde olumlu sonuç alınması zorlaşır. Örneğin, Türkiye'de çay ekimi için en uygun şartlar (toprak, yağış, nem, sıcaklık, arazi yapısı) Rize ilinde gerçekleştiğinden dolayı burası seçilmiştir (Bknz. Bir yeşilin peşinde #35606274) Yine bir 'kandırıldık' mefhumu ile karşı karşıyayız. Kitaptan edindiğim fikir bu oldu. Temiz su kaynakları üzerinden oynanan oyunlar üzerine yazılmış bir kitap. Birleşmiş Milletler' e bağlı çeşitli organizasyonlar tarafından hazırlanan raporlarda bir 'su krizi' ve 'su kıtlığı' n dan bahsedilir. Acaba gerçekten bir su kıtlığı var mı? Yoksa bunun altında bir katakulli mi var. Normal giden bir şey yok mu diye de düşünmeden edemiyor insan. BM'nin hazırlattığı raporların yanlış olduğu vurgulanıyor. Farklı coğrafi şartlar ve iklime sahip olunduğundan, dünyayı tek bir yere bakarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirtiyor. Bol yağış alan yerlerle az yağış alan yerlerin eşit olarak değerlendirilmesi yanlışlığına vurgu yapıyor. Dünya üzerinde adil bir su dağıtımı yapıldığı takdirde su kıtlığı ortadan kalkabilir. Suyun fiziki (coğrafi, iklim), sosyal (yararlanma), siyasi (kullandırma, savaş) ve ekonomik durumu anlatıyor. Su kıtlığına yol açan etkenlerin, sadece yemek, içmek ve temizlik amacıyla kullanılan sudan kaynaklı olmadığını; özellikle tarım alanlarında yanlış kullanımın (ya da sulu tarım olmayacak bir yere su taşıma), endüstriyel kullanımının (süt, kahve, kağıt, şeker, ayakkabı, kıyafet vb.) ileriki yıllarda su sorununa yol açabileceğinden bahsediyor. Suyun özelleştirilmesi ve Türkiye gibi ülkelerde damacana (PET) su ile su temini de anlatılıyor. Kapitalizm kendi çıkarları için her şeyi tüketir. Bunun bir örneği de sudur. Hayatın temel yaşam kaynağı olan suyun, gelecek açısından savaş bile çıkartabilecek duruma gelmesinin kısa ve anlamlı bir hikayesi anlatılır. Kitap büyük boy, 248 sayfa ve sık dizgiye sahip. Normal kitap boyutunda olsaydı daha da kalın olabilirdi. Yazar çok önemli bir konuyu irdelemeye çalışmış. Herkese hitap eden bir kitap olmadığını özellikle belirteyim. İlk çıktığında merak edip almıştım. Uzun zamandır okunmayı bekliyordu, onu da aradan çıkardım. Tavsiye ederim, epey bilgiye ulaşabilirsiniz. Ayrıca şu an Kitapyurdu sitesinde çok ucuza satılıyor (22/05/2019). kitapyurdu.com/kitap/susatanla... (2,78 TL) Sepetinize atabilirsiniz. İyi okumalar. Notlar: --- Türkiye örnekleri daha fazla verilebilirdi. --- Türkiye tarım alanları ve buralarda yapılan tarım faaliyetleri hakkında kısa bilgi verilip, bir durum tespiti yapılabilirdi. --- Dizin kısmı olmaması büyük eksiklik. --- Yararlanılan kaynaklar arka sayfada bir arada verilebilirdi. --- Türkiye de faaliyette bulunan yerli ve yabancı firmaların adları ve markaları yazılabilirdi. --- Bu kitabı 17-21 /05/2019 tarihleri arasında okuyup, 22 /05/2019 tarihinde ise 1000Kitap'a ekledim.
Susatanlar!
Susatanlar!Dilaver Demirağ · Hayykitap · 201327 okunma
··
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.