"Yine penceremde kırık dökük bir akşam; iyileşmez anılarlayım. Yıllar öncesindeki çocukluğum ağlıyor. Odada bir karanfil sıcaklığı ve annemin üzgün yüzü ya da bir yağmurda kalmış gibiyim sırılsıklam. Sonra senin sesin, sonra sen, sonra yüzümde dolaşan o küçük, çocuk ellerin... Ne çok susuyoruz öyle, sanki gizlediğimiz bir şey var kendimizden. "Seni çok özledim ve ağladım bütün gün" diyorsun mektubunda, "inan, seni çok özlediğim için ağladım, başka bir şey var sanma, yok başka neden; bir sensin beni bütünleyen çünkü kim olursa olsun az geliyor bana, bana çok uzak."
Sayfa 75 - Kaynak Yayınları