Fena değil diyebileceğim bir roman. Blake adında havaalanında çalışan bir genç, Cessna marka bir uçağı kaçırır ve Shepperton adlı kasabada nehre düşer. Ölüp ölmediğinden emin değildir ama kendisine bir takım güçlerin geldiğini hisseder. Kasabadaki önemli kişiler olan Peder Wingate, bayan St. Clair, doktor Miriam St. Clair, Stark, sakat çocuklar Jamie, Rachel ve David ile ilişkiler kurar. Kendi kendine uçabilmektedir ve kafayı kuşlar, cinsellik ile bozmuştur. Kasaba ve insanları üzerinde hakimiyet kurar. Ancak bunun da bir bedeli vardır. Kasabayı terk edemez. Bütün bunlar kendi gördüğü bir rüya mıdır? Yoksa kendisi hariç herkes mi rüya görmektedir? Gerçekte ölü müdür? Değilse bütün bu olanların anlamı nedir? Her ne kadar dili ağır olsa da keyifle okunan bir roman.