Stephen Dedalus’un, aile, din, toplum baskısına baş kaldırarak, sürgünü ve yalnızlığı göze alıp, sanatçı olma yolunda ilerlemeyi tercih ettiği sarsıcı bir eser. Bütün kitabın sayısız epifaniler üzerine kurulu olduğunu fark ederiz. Her bölümün sonunda Stephen gerçeğe biraz daha yaklaşmış ve bir zafer kazanmıştır. Her ne kadar kitap James Joyce’un otobiyografisi olarak görünsede, Stephen Dedalus, Joyce’un kendisi değildir. Portreyi yazarken kelimelerle gerçeği uzlaştırdığını anlarız. Ulysses’i okurken çok daha keyif almama rağmen bu eserini de tavsiye ediyorum.Büyüksün Joyce.