İşte bir kitabın daha sonuna geldim. Klasikler boşuna klasik olmamışlar. Kitapların klasik olmasının nedeni insan doğasına hitap eden hikayeler barındırmasıdır. Kitapta zor şartlar altında hayat süren bir ailede yaşayan çocuğun gözüyle anlatılan bir hikaye var. Aslında olaya hikayede yer alan kahramanın gözüyle bakınca buna hikaye demeye dili varmıyor insanın. Çocuklar o kadar masumlar ki hayata onların gözüyle bakabilmeyi çok isterdim. Yaptıkları hatalar bile o kadar masumane duygular içinde yapılıyor ki asıl niyeti anladığınızda çocuğa verdiğiniz tepkiye üzülüyorsunuz. Kendi başına anlaşılmamış, öz değerleri, istekleri küçümsenmiş, aile içinde adeta dışlanmış ve bazı durumlarda kendine güvenini yitirmiş ve değersizliğine inanmış bir çocuğun duygu dünyasını görüyoruz. Kahramanımız Zeze de sadece anlaşılmak istiyor. Toplumun dayattıklarına göre şekillenmiş bir ailede yaşamış olmasına rağmen maddi çıktının değil de insani değerlerin ön planda olması gerektiğiniz özümsemiş adeta büyümüş de küçülmüş kahramanımız bize çocuk gözüyle hayata bakmamız gerektiği dersini veriyor. Tabi yaşadıkları kolay şeyler değil bu psikolojik travmanın da üzerinde bıraktığı etkiler ezilmişlikler yer yer karşımıza çıkıyor. Okuyup, anlaşılıp ve derinlemesine düşünülerek ders çıkarılması gereken nadide eserlerden biri olduğunuz siz de okuduğunuz zaman göreceksiniz.