Kitap aslında gerek çevirisi gerekse akıcılığı olarak gayet güzel okunulabilir bir kitap ancak kitapta Sabiha'nın kız evladı olması için her yola başvurması ve bunu takıntı haline getirmesi beni bu kitabı okumaktan biraz uzaklaştırdı diyebilirim. Ancak bu beni rahatsız etmez ben okuyabilirim diyenler için güzel bir eser. Bundan sonrası spoiler içeriyor okumak isteyenler için kitabı kısaca özetledim.🤗 *SPOİLER* Kitap ilk kısımlarında Huriye ve eşini konu alırken daha sonraları asıl işlenecek konunun Sabiha ve John arasında geçen olaylar olduğu anlaşılıyor. Sabiha küçük yaştan beri bir kız çocuğu olmasının hayalini kuran bir kadın. Bir gün Babası Huriye'nin eşi öldüğü için yalnız kalmaması adına Sabiha'yı Paris'e ablası Huriye'nin yanına gönderir. Sabiha, Huriye ile kafede çalışıp yaşamını devam ettirirken kafeye müşteri olarak gelen John'a aşık olur. Evlenip aynı şekilde kafede çalışmaya devam ederler ve bu arada Huriye ölür. Sabiha Huriye'nin ölümünden sonra onun gibi çocuksuz ölmeyeceğine bir kız çocuğu olacağına kendini inandırır ve senelerce çocuk yapmayı dener, tedavi olurlar. Tedavilerin işe yaramaması ve artık umudunun tükenmek üzere olmasından dolayı kafeye domates getiren ve 11 çocuğu olan Bruno ile 2 kez yasak bir ilişki yaşar. Ve 2. ilişkisi sonucu bir bebeği olur. Bruno'nun içkili olarak kafeye geldiği bir gece ölmesi üzerine Sabiha eşine bu olayı itiraf eder ve eşi bu olayı kabullenir. Daha sonra John'un aslında hayali olan ve yaşamak istediği ülkeye Avustralya'ya taşınırlar. Orada bir kafe açıp yaşamlarına bir perde çekerler. John orada yaşanılanları bir yazara anlatır ancak kendi de kitaplaştırmak için yaşadıklarını not alır. Böylece Sabiha ve John perde çektikleri hayatlarına yaşanılan hiçbir şeyi unutmadan devam ederler.

Aşk şarkısıAlex Miller · Pegasus · 2011106 okunma

·

108 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.