Nezaketiniz adına çok teşekkür ederim, Necip Bey :) Haklısınız, okuduğumuz kitaplar lisanımıza sirayet ediyor. Özellikle de fikirlerimiz ile örtüşen kitaplara denk geldiğimizde! Shakespeare ile mazim çok da geçmişe dayanmaz! Aksine yakın bir tarih. Hani bazı tatlar vardır, unutulmayan! Her yerde, her şeyde aranılan! Shakespeare'in kitapları da benim için öyle! Okudukça, daha çok okuma istek ve arzu ile çoğalan...
Bilmiyorum Denis Diderot okudunuz mu? Benim lisanıma yansıyan Shakespeare ve Diderot'un cümleleri... Diderot aşırı bir santimantalizm yaratarak sanatı tefekküre yönelten idealist bir yazar. Materyalizme kaydığı için dini konularda kilise düşmanı olarak yaftalanmış olsa da
metafizik açısından maddeci, etik bakımından ise insancıl ve özverili.
Shakespeare de, oyunlarıyla aristokrasi sınıfını yerden yere vurarak halkı yücelten bir yazar. Diderot kadar kilise tarafından dışlanmasa da, oyunlarında yer yer kilise ve rahipleri sert bir dille eleştirir. Zaten Shakespeare, Shakespeare yapan üslubu değil midir?
Okuduğum mekanlardan tutunda, o anki bulunduğum ruh halime kadar bir çok etken varlığıma etki eder. Özellik de elimde Shakespeare ve Diderot varsa. Kitap bittikten sonra artık herşey değişmiştir. Ne ben eski ben, ne de o kitap sıradan bir kitap...
Sevgi dolu dileklerimle, selamlar... 🤗