Sabahattin Ali’nin öyle naif bir dili var ki dünyanın en sinir bozucu olayını bile öfkenizi mayıştırarak anlatabilir sanırım. Kitapta olay Macide ve Ömer’in aşkı etrafında şekillense de asıl konu kendini entelektüel göstermek adına her farklı dönemin popüler olan mevzularında daldan dala atlayan, başkalarının her türlü fikrini derini itibariyle anlamadan sertçe eleştiren, çevrelerinde kimin ışığı o an parladıysa onunla ahbaplık eden, bugünün modasına uymak için dün tam tersini söylediği ‘düşüncelerini’ en alengirli kelimelerle, sansasyonel bir şekilde açıklamaya meraklı, güya aydın kesimin vaziyeti. Dışını süslemekten içini kokutmuş olan bu insanları öyle sakin, öyle kibar, öyle yerinde ama bir yandan da öyle keskin eleştirmiş ki Sabahattin Ali içimin yağları eridi. Kitapta beni rahatsız eden tek nokta; bir kadının illa bir erkeğe muhtaç olması söz konusuymuş gibi bir anlayışın hakim olmasıydı. Sessizce hissettirmiş bunu, belki de kendi bile farkında değildi. Aydın kesimi böylesine güzel gözlemleyip her konudaki sığlıklarını eleştiren bir yazardan bu konuda bu kadar sığ olmasını hiç beklemezdim açıkçası. Yine de okunası bir kitap, tavsiye ederim

İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172,6bin okunma

·

8 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Yaren Karabel