Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Bir gün aynaya baktım ve karşımda yaşlı bir adam gördüm." dersiniz ve ne dediğinizi kimse anlamaz. Sözlerinizi anlayanlar dahil. "Bir gün aynaya baktım ve karşımda yaşlı bir adam gördüm." dediğinizde ne dediğinizi kimsenin anlamaması, bir gün aynaya baktığınızda karşınızda yaşlı bir adam görmenizden daha kötüdür. "Bir gün aynaya baktım ve karşımda yaşlı bir adam gördüm." sıradan bir cümledir. Bu cümleyi siz de daha önce defalarca duymuş, "Bir gün aynaya baktım ve karşımda yaşlı bir adam gördüm." diyen kimsenin ne dediğini anladığınızı düşünmüşsünüzdür. Ta ki, bir gün aynaya bakana ve karşınızda yaşlı bir adam görene kadar. Sözlerinizi duyanlar, bu sözlerin ne ifade ettiğini anladıkları için, ne söylemiş olduğunuzu da anladığınızı zannederler. Ne dediğinizi anlamadıkları halde anladıklarını zannettiklerini derinden duymak bizi ya bir kuleye hapseder ya da fildişi kuyu yalnızlığında bir yere götürür. "Bir gün aynaya baktım ve karşımda yaşlı bir adam gördüm." dediğinizde ne dediğinizi anlatabilmek için, 4211 sayfa, yedi cilde bölünmüş ve içinde "Bir gün aynaya baktım ve karşımda yaşlı bir adam gördüm." gibi bir ifade geçmeyen bir roman yazmak gerekir. Fildişi kuyudan çıkabilmenin tek yolu budur. Bana göre Marcel Proust bunu yapmıştır.
Sayfa 199 - İthaki Yayınları
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.