Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Nietzsche "Yeni Put Üzerine" (Yeni Video)
Merhabalar Sevgili 1k Okurları; Yeni bir video ile sizlerleyim: youtu.be/gR3no1IhD5w Bu videoda Friedrich Wilhelm Nietzsche'nin Böyle Söyledi Zerdüşt kitabının "Yeni Put Üzerine" bölümünü okudum. Nietzsche'nin devlet üzerine yaptığı yorum fazlasıyla ilgimi çekti ve sizlerle paylaşmak istedim. Hep sorar dururuz Devlet nedir sorusunu. Nietzsche bu konuya bir yorum getirirken, fazlasıyla sert bir tutum sergilemiş. Ben de sizlerin görüşlerini merak ettim ve bu bölümü video haline getirdim. Bir deneme videosu aslında, içerik olarak beğenilirse okuduğum kitaplardan beğendiğim bölümeleri sizlere aktarmak için bu yolu izleyebilirim.
Eda E.
Eda E.
'nün düzenlediği Nietzsche etkinliğine istinaden ürettiğimiz içerikler büyüyor. Etkinlik: #50011404 Nietzsche Okuma Rehberi: #50560630 Nietzsche Kronolojisi: #50138647 Nietzsche Film ve Belgesel Tavsiyeleri: #50224738 Böyle Söyledi Zerdüşt Hangi Çeviriden Okunmalı? #50033962 Nietzsche Üzerine Yazı/Makale/Tartışma İletisi: #51445657 Fazlasıyla içeriğin olduğu bu iletilere kesinlikle bakın. Video da Friedrich telaffuzum da bilerek -rik diyorum, normali yumuşatarak söylenir -riğ, -rih gibi bir ses çıkar lakin fazla kasvet yarattığı için yanlışa kendi doğrumu kattım, kusura bakmayın. * Videoda kitaptan alıntıladığım bölüm: Yeni Put Üzerine (İş Kültür Yayınları, 12. Basım, Çeviri: Mustafa Tüzel) Bir yerlerde halklar ve sürüler var hâlâ, ama bizde değil, kardeşlerim: burada devletler var. Devlet mi? Nedir bu? Pekâlâ! Şimdi kulak verin bana. Çünkü şimdi size halkların ölümü hakkında bir çift sözüm var. Devlet tüm soğuk canavarların en soğuğudur. Soğuktur söylediği yalanlar da; ve şu yalan dökülür dudaklarından: “Ben, devlet, halkın ta kendisiyim.” Yalandır bu! Yaratıcılardı halkları yaratanlar ve onların üzerlerine birer inanç ve sevgi astılar: böylece, hizmet ettiler yaşama. Birçokları için tuzaklar kuranlar ve bu tuzağı devlet diye adlandıranlar yok edicilerdir: bir kılıç ve yüzlerce hırs asarlar onların üzerine. Nerede hâlâ halk varsa, orada anlaşılmaz devlet ve uğursuzluk gözüyle bakılır ona, törelere ve yasalara yönelik bir günah olarak nefret edilir ondan. Şu ipucunu vereyim size: Her halk iyiye ve kötüye ilişkin kendi dilini konuşur: komşusu anlamaz bunu. O kendi dilini törelerinde ve yasalarında yaratmıştır. Oysa devlet iyinin ve kötünün tüm dilleriyle yalan söyler; her söylediği de yalandır ve her ne varsa elinde, onu çalarak elde etmiştir. Her şey sahtedir onda; çalıntı dişlerle ısırır o ısırgan. Sahtedir iç organları bile. İyi ve kötüye ilişkin dildeki karmaşa: devletin işareti olarak bu ipucunu veriyorum size. Sahiden, ölüm isteminin işaretidir bu! Ölümü vaaz edenlere göz kırpan, sahiden! Çok fazla insan doğuyor: lüzumsuzlar için icat edilmiştir devlet! Baksanıza, nasıl da çekiyor kendine onları, çok-fazlaları! Nasıl da çiğneyip yutuyor onları ve geviş getiriyor sonra da! “Yeryüzünde benden büyük yok: Ben tanrının düzen kuran parmağıyım” böyle böğürüyor bu canavar. Ve sadece uzun kulaklılar ve yalnızca yakını görebilenler de değildir önünde diz çökenler! Ah, büyük ruhlar, sizlere de fısıldıyor tüyler ürpertici yalanlarını. Ah, bulur o kendilerini tüketmekten hoşlanan zengin yürekleri! Evet, sizi de bulur o, siz eski tanrıyı alt edenleri! Yorgun düştünüz kavgada, şimdi de bu yeni putun işine yarıyor yorgunluğunuz! . Kahramanları ve saygıdeğer kişileri toplamak istiyor etrafina bu yeni put! İç huzurunun güneşinde ısınmaktan hoşlanıyor, -bu soğuk canavar! S i z ona tapınırsanız, her şeyi verecektir o s i z e, bu yeni put: böyle satın alıyor erdeminizin pırıltısını ve gururlu gözlerinizdeki bakışı. Sizi kullanarak tuzağa düşürmek istiyor çok-fazlaları! Evet, bir cehennem hilesi yaratılmıştır orada, bir ölüm atı, tanrısal şereflerle süslü koşu takımlarıyla şıngırdayan! Evet, çoğunluk için bir ölüm yaratılmıştır orada, kendini yaşam diye öven bir ölüm: doğrusu yürekten bir hizmettir bu, ölümü vaaz edenlerin tümü için! Devlet diyorum, herkesin, iyilerin ve kötülerin zehir içtiği o yere: devlet, herkesin iyilerin ve kötülerin kendini kaybettiği yer: devlet herkesin yavaş yavaş intihar etmesine “yaşam” adı verilen yer. Bakın şu lüzumsuzlara! Mucitlerin eserlerini ve bilgelerin hazinelerini çalıyorlar: kültür diyorlar hırsızlıklarına ve her şey hastalık ve felaket oluyor onlara! Bakın şu lüzumsuzlara! Her daim hastadırlar, balgam çıkartırlar ve gazete derler bu çıkardıklarına. Birbirlerini yutarlar ve kendilerini bile hazmedemezler. Bakın şu lüzumsuzlara! Servet edinirler ve böylece daha da yöksullaşırlar. Güç ve gücün kaldıracını isterler, yani çok para sâhibi olmayı isterler, -nasipsizler! Şu çevik maymunların tırmanışına bakın! Birbirlerinin sırtına tırmanırlar, böylece çamura ve derine batarlar. Tahta geçmek ister hepsi de: onların deliliğidir bu — sanki mutluluk tahtta otururmuş gibi! Genellikle çamur oturur tahtta - ve genellikle taht da çamurda. Bunların hepsi delidir, birbirlerinin sırtına tırmanan maymunlardır ve aşırı kızışmışlardır benim gözümde. Putlarının, o soğuk canavarın kötü kokusu geliyor burnuma: kötü kokuları geliyor burnuma hepsinin, bu putperestlerin. Kardeşlerim, onların ağızlarının ve hırslarınm kokuşmuşluğunda boğulmak mı istiyorsunuz! En iyisi pencereleri kırın da, atın kendinizi açık havaya! Uzak durun bu kötü kokudan! Uzaklaşın lüzumsuzların putperestliğinden! Uzak durun bu kötü kokudan! Uzak durun bu insan kurbanların buharından! Büyük ruhlar için açık duruyor yeryüzü önlerinde hâlâ. Münzeviler ve münzevi çiftler için, etrafında durgun denizlerin kokusunun estiği birçok yer var hâlâ. Büyük ruhlar için özgür bir yaşam açık duruyor önlerinde hâlâ. Sahiden, kim az şeye sahipse başkaları da ona daha az sahip olur: şan olsun küçük yoksulluğa! Orada, devletin bittiği yerde başlar, fazlalık olmayan ilk insan: orada başlar gerekli olanın şarkısı, biricik ve eşsiz bir biçimde. Oraya, devletin b i t t i ğ i yere — oraya bakın kardeşlerim! Görmüyor musunuz gökkuşağını ve Üstinsana giden köprüleri? Böyle söyledi Zerdüşt.
··
199 görüntüleme
Samet Ö. okurunun profil resmi
Öncelikle emeğine sağlık hocam, etkinliğe yaptığın bir diğer katkı olarak, bu bölümü dikkatimize sunduğun için. Videonu yeni izleyebildim. İzninle bir yorumsamaya da girişeceğim. Nietzsche'ye fazla anlaşılmaz bir profil çizmişsin diye düşündüm videonun sonunu izlerken. "Nietzsche ne anlatmak istiyor, tabii ki bu yüzyılda biz onu tam anlamıyla anlayamayız. Yanında olsaydık da muhtemelen anlamıyor olacaktık." diye bir cümle kurmuşsun. Yanında olsaydık muhtemelen anlamayacaktık evet, ama tam da bu çağımızda onu anlamaya en yakın durumdayız diyebilirim. Çünkü Nietzsche'nin öngörülerinin bir çoğunun şimdiki gerçeklikle uyuştuğu çağa geldik sonunda, nihilizm çağı. Nietzsche'nin kendine özgü bir kapalılığı var elbette, biz kurgu okumaya alışmış kör okurlar olduğumuz için onun aforizmalarını şöyle bir göz gezdirip geçiyoruz. Nietzsche böyle okunursa, tam da onun istediği gibi, hiçbir şey anlaşılmaz. Çünkü o derinliğe inecek emeği göstermemişizdir, üstinsan göz atmaz, okur ve üzerine kafa yorar, eleştirel bakar. Kitabın daha ana başlığının altında yazar, herkes ve hiç kimse için diye, bu uyarıyı dikkate almamışızdır. Böyle bir körlük içinde elbette Nietzsche anlaşılmaz. Nietzsche'nin uğraşı başkasının bir kitapta anlattığını bir bölümde anlatacak kadar özlü yazmak, okumaya değil düşünmeye vakit ayırmayı sağlamaktı. Bunu dikkate alarak; Zerdüşt'ü hakkını vererek okumak isteyen birinin en az bir ayını buna harcaması gerekir diyebilirim. Nietzsche'yi anlayamayacağımızı söyledikten sonra bazı okurların bundan korkarak geri durduğunu ama korkmamaları gerektiğini söylemen biraz çelişkili bir ifade kalıyor. Bu paylaşılan bölümün bir de cümle cümle, üzerine kafa yorarak okunduğunda anlaşılmayacak bir yanının olmadığını düşünüyorum. Belki Platon'a ya da Hobbes'a yapılan atıfları anlayamaz çoğu okur(bunun elzem olmadığını söyleyebilirim rahatça), ama cümlenin ne ifade ettiğini biraz düşününce anlayabilir. No pain, no gain'dir Nietzsche, en basit ifadeyle. Bu alıntıdan iyi bir felsefeci/akademisyen en az 10 tane YL tezi çıkartır, abartmıyorum yahu. Örnek; gazete kısmı uzun bir temadır, medya uzmanlarına, sosyologlara selam olsun. Ondan sonraki paragraf, servetleriyle yoksullaşanlar, sağlam bir roman konusu olur, Fight Club'da da işlenmiştir. (sahip oldukların sonunda sana sahip olur, bu yolla yoksullaşırsın) Daha uzun yazmayayım, şimdiden okuyan gözler kan çanağına döndü :) Nitelikli okumalar olsun.
Murat Ç okurunun profil resmi
Değerli yorumun için teşekkür ederim Samet. Anlaşılması ve anlaşılmaması, okurların korkması ve korkmaması konularını şöyle açayım, çünkü video uzamasın diye kısa kesince böyle bir anlam çıkmış olabilir. Nietzsche döneminde ne kadar anlaşıldı? Pek anlaşıldığı söylenemez, kitapları dahi ne kadar satıyordu mesela? Satmıyordu, deli saçması deniyordu, okuduğum araştırdığım beni başka bir yoruma sevk etmiyor çünkü. 100 yıl önceki toplum ile şimdiki toplum aynı değil yanına yaklaşamaz. O zamanın devletleri de şimdiki gibi değildir. Niçe yaşadığı zamanın tasvirini ve ötesine geçerken, o zaman anlaşılmadı, şimdiki toplumda farklı bir dünya içerisinde olduğu için 100 yıl önceyi anlamaktan uzak, o zamandan yazılan metinlerden bugünü yaşamaktan zaten uzak. Yanı diyorum ki, o devlet tanımınınşimdi yapsa bambaşka vurur ama ne kadar anlardık? Şimdi anlıyoruz diyorsun, kesinlikle katılmıyorum. Kim bu anlayanlar mesela, kaç kişi? Anladığını iddia eden kişiler ya bu konuya gönül vermiş yani eğitimlerini alıyor olanlar ve bolca bu konularda okuyanlar. Normal bir okur kitabını okur ve geçer alacağını alır alamadığı kalır. Nietzsche okuyan normal bir okur o kitaptan %5 zor alır. Okumaktan korkan insanlara önerdiğim şu aslında. Korkma oku, anlamayabilirsin çünkü anlayan ne kadar,? İnsanca Pek İnsanca kitabını verelim şurada Nietzsche okumamış arkadaşlara, 5 sayfa öncesini anlasın ben yanlış yorum yaptım derim ama güveniyorum bu savıma. Sırf Niçe okuyan ile normal bir okur arasında fark var. Normal bir okur 1 ay vermez kitaba. 1 ay boyunca 10 kitap okur ve anlayacağı şeyleri okumak peşinde koşar anlamayacağı değil. Interseller ı kaç kişi anlayarak izledi, Matrix'i kaç kişi anlayarak izledi mesela? Çok uzak örnekler değil aslında. Hatta Arrival'ı da katalım mı? İnsanlara Nietzsche böyle gelebiliyor. Okuyorlar ama sonuç kısmında eee okuduk ya oluyorlar. İzleyenler de eh işte izledik diyorlar gibi. Çelişmedim aslında kısa olduğu için açmadım uzatmak istemedim konuyu. Anlaşılmamış olabilirim ama fikrimde sabitim. :) Bir kitabında yüz kitaplık bilgi var. Çok anormal değil bana göre anlaşılmaması. İnsanların bu düşüncelere kafa yoracak zamanı var mı sence? Eh olsaydı belki bir şeyler çıkardı ortaya. Anladığını iddia eden veya anlayan kesim, anlamayan veya anlamadığını iddia eden kesimden yeğ midir? Yani anlayan azınlığa, anlamayan çoğunluk ne ifade eder, azınlığın anladığı bilgiye karşın çoğunluğun anlamadığı bilgi ne ifade eder? Bir şey azınlıkta kalıyorsa, ben anlaşılır demem. :) Anlaşılması için daha fazla şeye ihtiyaç var derim. Ve o anlaşılabilirlik (seviyorum ama) üzgünüm Nietzsche de yok. (Tabi ki her söylemi değil burada dar bir alanı kastetmiyorum.) Çünkü anlayanlar da Nietzsche'yi değil, kendi anladıklarını iddia ettikleri şeyleri anlıyorlar. Nietzsche orada duruyor, diğerleri diğer tarafta. Freud 'un anladığı ile Hitler'in anladığı nasıl başkaysa gibi. Ah çok uzun oldu ama sevdim bu yorumları. :) Seni tatmin etmedi biliyorum ama bir gün Nietzsche üzerine gerçekten bir video çekersem o başka olur. Bu kısa bir şeydi ve bu kadar anlatabildim. :)
1 sonraki yanıtı göster
Esther. Sema okurunun profil resmi
Öncelikle kitaba birkaç gün içinde başlayacağım ve daha bir heveslendim. Ayrıca sana göre senin sağında bulunan kitaba çok pis göz diktim gözüm kaldı onda.:) Gelgelim alıntıya... Bana göre doğru bir şey söyleyerek başlıyor ve ilerliyor fakat sonu mantıksız geliyor. Benim anladığım devletin kuruluşu onun yaratıcısı olan tarafından halk düşünülerek kurulup daha sonra işin renginin değiştiği yönde. Kim gelirse gelsin başa kim geçerse geçsin halk ile alakası olmayacak. Kültür töre vs gibi şeyler kullanılarak (hatta din) halkın ipleri ele alınıp köle biçiminde kullanılacak. Kukla şeklinde oynatılacak... Bana hiç yabancı gelmedi bu durum hem de hiç... Devlet dediği bu işte başına geçen kişiler kurumlar siyasiler politikacılar. Adına her ne denirse yalanlar ile kandıracak. Şurada diyor : " Nerede hâlâ halk varsa, orada anlaşılmaz devlet ve uğursuzluk gözüyle bakılır ona, törelere ve yasalara yönelik bir günah olarak nefret edilir ondan." Benim buradan anlamış olduğum buradaki 'halk' halk adına çalışabilecek kişiler. Toplumdan gelmiş ona kendini adamış kişiler. Ve bu kişilerin sevilmemesi hatta bence yok ediliyor oluşu. "Evet, sizi de bulur o, siz eski tanrıyı alt edenleri! Yorgun düştünüz kavgada, şimdi de bu yeni putun işine yarıyor yorgunluğunuz! ." Savaşlardan sonra tepede bekleyen akbabaları anlatıyor gibi burada da. "Bakın şu lüzumsuzlara! Her daim hastadırlar, balgam çıkartırlar ve gazete derler bu çıkardıklarına. Birbirlerini yutarlar ve kendilerini bile hazmedemezler." Bu şu an aşırı ironik geliyor bana şu anki zamanda. Sahi sanki bizi yazmış gibi Nietzsche:))) Son olarak son kısım mantıksız demiştim. Bunun sebebi ise bana ütopik gelmesi. Devletin olmaması demek şu anki dünyada bence olamayacak bir şey. Olmuş olsa bile kesinlikle iyi olmayacağını düşünüyorum. Bu düzensizliği oluşturur ve böylelikle daha da karmaşık hale gelir her şey gibime geliyor. Teşekkür ediyorum bu ileti için.:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.