Ah Meursault.
Ben romandan, bende ne uyandırdığından, beni nerelere götürdüğün, nerelerden aldığından bahsedemeyecek kadar Meursault'a olan hayranlığıma dalmış bulundum. Belki bana bir ayna tuttu belki daha çok onun gibi olmak istedim, bilemiyorum.
Prag'dan Macaristan'a yolculuk yaptığım sırada okuyabildiğim kitaba yolculuk esnasında değil de daha kendimle başbaşa kalabildiğim ortamda okumayı yeğlediğimi hatırlıyorum. Yolculuk sırasında fotoğraf çekip, etrafın güzelliklerini izlemektense, ilgimi Meursault'a ne olacağına odaklamıştım:)
"Bugün annem öldü. Belki de dün, bilmiyorum" ile başlayan cümlesiyle başlayıp beni vuran bir sonla biten en favori kitabım.
( Dexter izleyenler Meursault ile bir benzerlik buldular mı?)