Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
Alman edebiyatında önemli bir yere sahip olan Heinrich Böll cephede savaşı bizzat yaşayan, esir düşen bir yazar. Çocukluğu ve gençliği savaşın olumsuzluklarından etkilenmiş: annesi bir bombardıman esnasında kalp krizinden ölmüş, sevdiklerinden, yakınlarından ayrılmak zorunda kalmış, savaşta aldığı yarayı tedavi ettirecek parayı bulamamış, yoksulluk, açlık çekmiş; yaşadıklarını eserlerine yansıtarak savaşın yıkıcılığını, korkunç yüzünü, anlamsızlığını, yok ediciliğini işlemiştir. Ve dahası başkalarının acılarını duyabilen, vicdani sorumluluğunu yüreğinde taşıyan bir insandır. Yaşamı süresince dünyanın neresinde olursa olsun devletin hak ihlallerine karşı çıkarak çeşitli eylemlerde bulunmuş, vicdanını dinlemiş, insan hakları, özgürlükler ve barış için çalışmalar yapmıştır. İlk Yılların Ekmeği, II. Dünya Savaşı’nda harap olmuş Almanya’da savaşın neden olduğu yoksulluk, açlık, yabancılaşma ve hayatta kalabilme çabasını anlatıyor. Roman bir günlük zaman dilimini -Hedwig’in şehre geldiği Pazartesi gününü kapsar. Fendrich Pazartesi sabahı babasından öğretmen olmak için şehre gelecek Müller’in kızı Hedwig’i karşılamasını isteyen haber alır. O andan itibaren Fendrich’in anımsadığı anılarını, gün içinde yaşadıklarını, düşüncelerini geçmiş ve içinde bulunulan zamanı iç içe geçmiş bir şekilde okumaya başlarız. Fendrich, Müller’in kızı için kiralamasını istediği oda için kullandığı ‘ödenecek paraya değmeli’ –Ustasından sık sık duyduğu bu söz Fendrich’te nefret uyandırmaktadır- sözü onu yedi yıl öncesine 16 yaşında olduğu savaş sonrası yıllara götürür. O yoksulluğun, açlığın hâkim olduğu o dönemde aç kalmış, parası yetmediği için her şeyin fiyatını öğrenmek zorunda kalmıştır. Ekmek almaya bile parası yetmemiştir. Fırıncı Fundahl’dan kalan ekmekler istemesi için babasını zorladığı anları hatırlar. Babası Fundahl’ın derslerinde başarısız olan oğlunun öğretmenidir, bir gün o kalan ekmeklerden alamazlar çünkü babası oğluna zayıf vermek zorunda kalmıştır. İyi insanları da hatırlar Fendrich hastanede yoksullara yemek dağıtan hemşireleri. Fabrikada kendisiyle yemeklerini paylaşan kızları. Aç olduğunu söylediğinde evde bir şeyler bulmaya çalışan babası, hastahanede kendisine verilen yiyeceklerden yemesini isteyen hasta annesi. Bu kişiler ona hayatta karşılık beklemeden yardım eden kişilerdir, onca kötü insana karşılık iyilerin de olduğunu hatırlatan, kendisine bakan gözlerinde ödemesi gereken fiyatın yazılı olmadığı insanlar… O yıllarda çektiği açlığın izleri yedi yıl sonra işinde başarılı hale gelerek ekonomik durumu düzelmeye başladığında bile sürmektedir ekmek onun için hâlâ önemini korumaktadır. Fırından ihtiyacından fazla ekmek alarak, cebinde taşımaktadır. Ekmek bulamama korkusu içine yerleşmiştir. Hedwing’le karşılaşmasaydım yanlış trene binip gidecektim der. Hedwing onun yaşamını sorgulamaya başlamasını, önemsemediği gerçekleri görmesini sağlar. Bunca insanı hissizleştiren, çevresine yabancılaştıran, birbirlerinin üzerine basarak var olan ‘ödenecek paraya değmeli’ anlayışının benimsendiği çevreye ayak uydurarak yaşadığını fark eder. Olayların gelişiminde yazar Fendrich’in patronu Wickweber ve kızı Ulla’nın sahtekârlık yaparak zenginleşmesini, işçileri sömürmesini ve işçi ölümleri karşısındaki duyarsızlıklarını gösteriyor. Yazarın yalın bir dille anlattığı olaylar, sahneler ve betimlemeler sarsıcı, özgündü. Savaşın neden olduğu açlığı, insanların çektiği acıları, yozlaşmayı, bencilliği, duyarsızlığı tüm çıplaklığı, korkunçluğuyla gözler önüne seriyor. Bu tempo kitap bitene kadar hiç düşmedi. İçinizi sızlatacak bir kitap. İlk Yılların Ekmeği şimdiye dek okuduğum Böll kitapları (Ve O Hiçbir Şey Demedi ve Palyaço) içinde hem kurgusu hem de edebi zenginliğiyle en fazla iz bırakanı oldu. Fendrich’teki değişimi her şeye rağmen sevginin insanı iyileştirmesine bağlıyorum. “On altı yaşında bir çırak olarak kente geldiğim zaman açlık bana bütün fiyatları öğretmişti. Taze pişmiş ekmek düşüncesi kafamın içini serseme çeviriyordu, çoğu zaman akşamları saatlerce kentin içinde dolanıp yalnızca tek bir şey düşünüyordum: ekmek... Gözlerim yanıyordu, dizlerim halsizdi, içimde kurtlara yakışacak bir duygu vardı. Ekmek. Bazı insanlar nasıl morfin delisiyse ben de ekmek delisiydim.”
İlk Yılların Ekmeği
İlk Yılların EkmeğiHeinrich Böll · Can Yayınları · 2016393 okunma
··
218 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.