İnce kitapların daha kolay okunduğuna dair genel bir yanılgı var. Sayfa sayısı açısından bakıldığında ne kadar doğru gibi dursa da o azcık sayfalara öyle derin anlamlar sığdırılıyor ki... Istrati’nin kaleminden çıkan Minka Abla da hacmi az yoğunluğu çok kitaplardan...
İki çocukluk aşkına kapılmış gencin hikayesiyle başlayan kitap genç kızın başka bir adamla evlenmesiyle devam ediyor. Genç kızın bir süre aşkı olan genç adama dönmesiyle olaylar gelişirken yaşadığı kafa karışıklığı ve yanılgılarla sürüyor. Derken yaşanan sürpriz olaylarla son buluyor.
Minka yaşamın amacını insanları sevmek olduğunu düşünüp aşkına sahip çıkıyor. Ancak yaşadığı evlilik sürecinde yaşamın asıl amacının insanları sevmenin yanı sıra onlara yardım etmek olduğunu anlıyor. Eşi Sima’nın sevilmemesine rağmen, hayatta yaşadığı tatsız olaylara rağmen, iyi olma savaşını sürdürmesini uzaktan uzağa izleyen Minka, bu yönüyle eşini ve aşkını kıyaslıyor. Aşkındaki bencillikler ona eşini onaylama hisleri verse de sevgisinden vazgeçmeden iyiliklerini yapmaya devam ediyor.
İşte tam da bu noktada olaylar “Selvi Boylum Al Yazmalım” yeşilçam filmine dönüyor ve size “Sahi sevgi neydi?” diye sordurtuyor. Bu noktadan sonra Minka artık Asya...
Okunması ve ders alınması gereken hacmi az yoğunluğu çok bir kitap. Keyifli okumalar