Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

124 syf.
8/10 puan verdi
Uzun zaman sonra bir Orhan Pamuk kitabı okumanın hazzını derinden hissederek yine uzun zamandır içimden gelmeyen inceleme yapma isteğini kırmış bulunmaktayım. 'Saf Ve Düşünceli Romancı' aslında Orhan Pamuk'un hep yazmak istediği ancak 2009 yılında teklif üzerine Harvard Üniversitesi'nde verdiği Norton dersleri bahanesiyle 2011'de kitaplaştırdığı konuşmalarını içeriyor. Kitapta: -Roman okurken kafamızda neler olur biter? -Orhan Bey, Siz bunları gerçekten yaşadınız mı? -Edebi karakter, olay örgüsü, zaman -Kelimeler, resimler, şeyler -Müzeler ve romanlar -Merkez -Sonsöz gibi alt başlıklar mevcut. Her başlık aslında 40 dklık konuşma dilimleri. Siz de Orhan Pamuk gibi küçüklükten beri sürekli okuduysanız kendinizce okuma kriterleri, ritüelleri, sevdiğiniz yazarları, sevmediğiniz yazım türlerini belirlemiş olduğunuzu düşünüyorum. Kendi cümleleriyle 17-30 yaş arası sürekli okudum diyor. Tıpkı ben, sen, biz gibi. Ve aslında kendi okurluğunu ve romancılığını anlatarak geneli bulmayı saf bir niyetle umuyor bu kitabında. İçinizde yazmak gibi bir gayesi ya da yazan kişiler olduğunu biliyorum. Nobel ödüllü yazarımızın kendi romanlarını yazarken nelere dikkat ettiğini okumak size fayda sağlayabilir. Bundan sonraki kısım kitabın içeriği ile ilgili bilgiler içeriyor. (!!!) *Benim de listeme aldığım Schiller'e ait bir makaleden çok etkilenerek kitaba ismini veriyor Pamuk. Okur ve yazarı ikiye ayırıyor. Saf olan ve düşünceli olan şeklinde. Saf yazar yazdığından çok emin, kelimelerin mesajı verdiği kesinliğine inanan, olduğu gibi doğayı betimleyen ve fazla düşünmeden bunu kabul eden kişi. Örnek olarak Yakup Kadri veriliyor. Düşünceli okur ve yazar ise her şeyden şüpheli, hiçbir zaman tam tatmin olmayan, sürekli sorgulayan bir tarafı olan kişi. Ahmet Hamdi, Oğuz Atay... *Okur neden okur? Okur ya genel manzarayı seyreder ( aşk, polisiye, ucuz roman) ya da atmosfer için okur. ( Proust, Joyce) *Hep duyduğu soru üzerine (Orhan Bey, kitaptaki Kemal siz misiniz?) de uzun uzun konuşmuş. Hem ben değilim hem de olmadığımı kanıtlamak için çaba sarfetmiyorum diyor. Aslında bu çelişki hem olabilite hem de kurgu kısmı okuru kitaba bağlayan temel hazlardan. Orhan Pamuk okurların kendisini anlatma dileklerini bilerek onların da gönlünü yapmak amacıyla hem kendinden hem olmayan bir Kemal yaratmış diyebiliriz. *Pamuk bilen bilir ressam olacakken virajı alamayıp romancı olmuş. Ressam olsam daha başarılı olabilirdim, resme daha çok yeteneğim var demiş. Öeğhh be adam. Nobel aldın. (Nobel artık günümüzde belirleyici olmasa da benim gönlümü kazandı hahaha) Hem yazar hem ressam olan kendi gibi romancılardan bahsetmiş. Ben okurken aklıma direkt Thomas Bernhard geldi. (O da başka bir aşk) Yazarların ressamları kıskandığını söylemiş. Romanların ya görsel ya kelimesel olduğunu vurguluyor. Mesela Anna Karenina örneği çok veriyor. Pamuk'a göre gelmiş geçmiş en iyi kitaplardan. Okuduysanız kendisinin yazdığı bir önsöz de var kitap için. Tolstoy için görsel bir yazar diyor. Her ayrıntı, eşya, şeyi anlatır Tolstoy. Tolstoy ile çok karşılaştırılan Dostoyevski için ise kelimesel diyor. Aklınızda görüntü kalmaz ama ruh halini bilirsiniz karakterlerin. Ben bu tartışmada her zaman Dostocu oldum. *Uzun zamandır bir müze kurmak hayali olduğundan bahsetmiş. Kurdu da. Bunun da kitabı var resimli. Burada şu cümlesi bana çok dokundu: "..belki de sırf kendi mutluluğum için roman yazamadığımdan, sırf kendi mutluluğum için bir müze kuruyorum diye düşünüyorum bazen." Kar romanından sonra dışlanan ve belki de hep yalnız hissettiği topraklarda tamamen tek kalan Pamuk için acıma hissetmiyorum. Onun bizim acımamıza, şefkatimize ihtiyacı yok. O anlaşılmak istiyor. Anlamak istiyor. *Her romanın diğer türlerden farklı olarak bir merkezi olduğunu, romancının bu merkezin etrafında okuru ağırladığını söylüyor. Vermek istenilen anlam, mesaj olmazsa, okur kitap bittiğinde bir tamamlanmışlık ya da kendi hayatından bir şey hissedemezse merkeze ulaşamamıştır. Hiçbir şey anlamadım bu kitaptan ya dediklerimiz mesela. Anlaşılmamayı da gururla taşıyan yazarlar da varmış. Ancak ben Budala, Anna Karenina, Gecenin Sonuna Yolculuk hatta ve hatta en absürt okumalarımdan Tristram Shandy'de merkezi keşfedip huzurla kitabın arka kapağını kapattığımı net biliyorum. Burada yazan arkadaşlara merkez ile ilgili teknik bilgiler veriyor. *Hayatını değiştiren, ufkunu açan yazarlar ve eserlerini örneklendiriyor. "Modern, laik birey için büyük romanları, edebi romanları okumak, dünyada bulunabilecek anlama yaklaşmaktır." Ah bizim bu anlam arayışımız... /Edebi romana, büyük romanlara, hayatı anlamlandıracak bir rehber gibi ihtiyaç duymamızın nedeni, kendimizi dünyada evde hissedemememizdir./ Kendimi buluyorum bu adamda. Seviyorum. Sonsözü Orhan Pamuk Bey almak istiyor. "Roman konusunda bildiklerimden ve öğrendiğim en önemli şeylerden yapılmış bir bütündür bu kitap" Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sevgiyle kalın.
Saf ve Düşünceli Romancı
Saf ve Düşünceli RomancıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20191,007 okunma
··
102 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.